AB'ye girmenin 'devletten bekleme' kolaycılığına alıştırılmış, eğitimsiz, mesleksiz halk yığınlarıyla global yerine yerel düşünüp halk dalkavukluğu desenli siyaset yapan, hazineden geçinmeci kadrolarla mümkün olmayacağı gerçeği anlatılırsa..
Asıl amacın AB'ye yamanmak değil, her alanda 'muasır medeniyet'i yakalamış, mutlu, müreffeh bir toplum yaratabilmek olması gerçeğinin altı çizilebilirse.. Bizim geleneklerimizde sorunları çözmek yerine onları yok saymak, üstünü örtmek, 'var mı var', 'ben yaptım oldu' ve zevahiri kurtarmak gibi imaj kurnazlıkları vardır. Batının bunu yemediği görülürse.. 'Zamanında üç kıtaya yayılmış, Viyana kapılarına dayanmış olma' hamaseti, 'masaya vurduk, sandalye devirdik' narkozlanmalarıyla yaşam kalitesi sıralamasındaki yerimizin değişmeyeceği bilinirse..
'Nüfus planlaması, doğum kontrolü en büyük vatan hainliğidir. Yüz milyona kadar yolu var. Allah ne verdiyse aynen devam' diyenlerin AB'ye bunu nasıl açıklayabileceği sorulabilirse.. Başbakan'ın yabancı dil bilmemesinden önce, ilköğretim çağındaki çocuklara neden hala kendi kutsal kitabının anlamadığı dildeki telaffuzuyla dayatıldığı sorgulanabilirse.. Hepimiz çok iyi milliyetçi ve dindar olduğumuz halde bunca haksızlık, yağma ve fakirlik içinde debelenmemizin nedenleri açıklanabilirse.. Gerçekten kolaydır yalaka olmamak!
Gündeş İŞMAN / İSTANBUL