Ünlü Alman prensi Bismark diyor ki, "Ey Muhammed, seninle çağdaş olamamış olmaktan üzgünüm..." Medeni üslupla aramızda geçen tatlı bir sohbette, Adana'da bulunan Bebekli kilise mensubu rahip efendiye Bismark'ın Peygamberimize duyduğu bu içli hayranlığı hatırlatmamla beraber, sözümü bitirmeme dahi tahammül edemeyerek bana kaç diplomam olduğunu sordu. Öğrenince de şöyle devam etti: "Bak, sen bir diploma ile Bismark'tan söz ediyorsun, ama benim çift diplomam var. Bu kimlikle bilesin ki, ben sisi ve dininizi senden çok daha iyi bilirim." Hiç kuşkunuz olmasın, misyonerlerin hemen hepsi de bu rahip misali çift diplomalıdır ve bizi bizden iyi bilmektedirler. Bir geçim dertleri de yok, çünkü devlet gibi kilise arkalarında... Peki, biz nasılız? Şimdi düşünelim. Böylesine bir manevi boşluk içinde olan toplumun karşısında bizi bizden iyi bilen donanımlı misyonerlerin etkisinden bireylerin etkisiz kalması mümkün mü ? Yasa, yasak hiçbir şey ifade etmez bu misyoner ordusunun stratejisi karşısında... Onların atışlarını karavanaya çevirmemiz ancak ve ancak onlar misali, onları kendilerinden iyi bilen çifte diplomalı, dini eğitim almış aydınlarımızın seslendirmesiyle mümkün olacaktır. Kenan ÜNALDI (Orman mühendisi) - Beylerbeyi / İstanbul