Türkiye'nin en iyi haber sitesi

OKAN MÜDERRİSOĞLU

Harekât ama nasıl?

Terörle mücadele ekseninde Hükümet ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında, sessiz ve derinden cereyan eden bir durum mu var acaba? Genelkurmay, sınır ötesi harekât için bastırıyor da Hükümet direniyor mu?
Ankara kulislerinde cevabı merak edilen bu sorular, bir ölçüde pozisyon farklılığına işaret ediyor. Irak'ın kuzeyinin Türkiye'ye yönelik terörün üssü olmaması konusunda hükümet ve asker mutabık. Lakin özünde buluşmakla birlikte öncelik, yöntem ve zamanlama konusunda ayrışma izlenimi alınıyor. Son olarak Şubat 2008'de gerçekleşen kara harekâtı sırasında ABD yönetiminin mesajı, "Sorunun kaynağı Türkiye'nin dışında değil, içinde" olmuştu. ABD hava unsurları ve Barzani peşmergeleri ile karşı karşıya gelinmemesi için koordineli yürütülen o operasyon için de "Örgütün belini kırmak, moralini çökertmek amacıyla gerekli" denilmişti. Yaklaşık 1.5 yıl aradan sonra yine aynı noktadayız.
Bu kez Hükümet'in önceliği, bohçanın dört ucunu bir araya getirmek üzerine kurulu. İran tarafı Kandil'in bir ucunu tutacak, Bölgesel Kürt Yönetimi Süleymaniye ve çevresinin Kandil'le bağlantısını kesmek için çaba gösterecek, Türkiye ve Suriye eşzamanlı operasyonlar yapacak. Üstelik Türkiye'nin kapsamlı sınır ötesi harekât yerine, örgütün bölge sorumluları veya yabancı istihbarat örgütleri ile irtibat halindeki yönetici isimlerini etkisiz hale getirmesi, yani nokta operasyonlar düzenlemesi daha muhtemel. En azından bu seçeneğe şans verilmesi söz konusu.

***
Öte yandan siyasiler, TSK'ya karşı dikkatli bir dil kullanmakla birlikte Gediktepe başta olmak üzere bazı hassas yerlerde verilen zayiat için özel oturumlarda, "Ülkedeki kurumların genel kalite zafiyeti, bu olayda da var" diyebiliyor. Askerin tüm ihtiyaçlarının karşılandığının altı çiziliyor. Hatta Terörle Mücadele Kurulu toplantı tutanakları delil gösteriliyor. Bu toplantılara Maliye Bakanı'nın da katıldığı; ödenek, kadro tahsisi ve cihaz alımı için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmadığı vurgulanıyor. E, ondan sonrası zaten teröristle mücadele boyutunda askerin işi oluyor.
Terörle mücadelenin uluslararası, ekonomik, psikolojik, kültürel ve sosyal yönlerine gelince... Eldeki tek araç hâlâ "Demokratik Açılım." Zira birileri, 99 belediyeyi kapsayan fiili bölgesel özerklik ilan etme aşamasına geldi bile. Bu oyunun bozulması için Hükümet'in; açılımı güncellemesi, yeni unsurlarla doldurması, muhalefetin de lafı dolandırmadan çözüm önerilerini ortaya koyması gerekiyor. Yoksa kimse tarih önünde sorumluluktan kurtulamaz!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.