Ücret pazarlığı mı? Görüş alışverişi mi? Her yıl ağustos ayına damgasını vuran memur sendikaları ile hükümet arasındaki buluşmaya sizce ne demeli? Mübarek olay temcit pilavına dönüştü.
Kamu-Sen ve Memur-Sen başkanları film oyuncuları gibi televizyon ekranlarını süslüyor. KESK, hükümetin 'toplu sözleşmeye' yanaşmamasından dolayı görüşmelere katılmıyor.
Kısır döngü sürüp gidiyor.
Memur maaş artışı ise sadece 1 milyon 800 bin memuru ilgilendirmiyor! 10 milyon insan bu görüşmelerin sonucunu bekliyor. Memur emeklileri, 65 yaş aylığı alanlar, şehit, dul ve yetim maaşı alanlar, Milli Savunma Bakanlığı personeli, sayısı 60 bini geçen geçici köy korucuları, muhtarlar ve engelliler katsayı artışına göre artış alacak.
Daha ne olsun!..
Memurların sendikal örgütlenmelerine olanak tanıyan 4688 sayılı yasadaki yetki gücünü sıkı sıkı elinde tutan hükümet, kaynak yok diye yine bastırıyor. 'Nuh diyor Peygamber demiyor!'
Çoğu zaman 'Balık hafızalı' oluyor. Geçen yıl Kamu İşveren Kurulu'nun aldığı ve tutanakta imzasının bulunduğu 'ek ödemeye ek zam' kararına bile uymuyor!..
Geçen yıl alınan ek zam kararı 50 milyon liraydı. Hâlâ ödenmedi. Ek zam deyip geçmeyin! 750 milyon lira maaş alan memur için büyük para.
Sizce de öyle değil mi?
Acaba bu para niye ödenmiyor?
Üstelik ufukta Türkiye'yi ciddi bir sorun bekliyor. Niye mi?
Ekim sonunda çıkacak olan ilerleme raporunda Türkiye'nin başını ağrıtacak en hassas konulardan biri bu!..
Türkiye her ilerleme raporunda çalışma hayatıyla ilgili uyarı alıyor. Üstelik İLO sözleşmelerine imza atmış bir ülke olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde de iyi bir sicile sahip değil. AİHM'de işçi ve memur sendikalarının açtığı yığınla dava bekliyor.
Türkiye'de ise toplu sözleşmeyle ilgili yetki tartışması sürüp gidiyor.
Israrla 'Memurların toplu görüşme hakkı yok!' diyenler 21 Kasım 2006 ve 17 Temmuz 2007'de AİHM'nin verdiği iki kararı görmezden geliyor.
Acaba niye?
Diyeceksiniz ki, nedir bu kararlar?
İlki, 1993'te Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Tüm Belediye Çalışanları Sendikası (Tüm Bel-Sen) arasında imzalanan toplu iş sözleşmesiyle ilgili. 1993'te Gaziantep Büyükşehir Belediyesi imzalanan toplu iş sözleşmesini tanımayınca konu sendika tarafından yargıya taşınmış, Yargıtay, "Memurların toplu sözleşme hakkı yok!" diye son noktayı koyunca sendika 1996'da davayı kaybetmişti.
Tüm Bel-Sen ise bu davayı 1997'de AİHM'ye taşıdı. Karar 9 yıl sonra "Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesini ihlal etti. Memurlar toplu eylem ve sözleşme hakkına sahip" diye çıktı.
Hatırlatalım. 11. madde örgütlenme özgürlüğünü güvence altına alıyor. Hoş, 2000'de 42 gişe memurunun yaptığı eylemle ilgili olarak bir ay önce gelen 17 Temmuz kararı da bana göre çok önemli. Devlet, AİHM'nin kararına göre 42 memuruna kestiği 70 milyarlık cezayı geri ödeyecek.
Az şey mi?
Kim ne derse desin geniş kitleleri ilgilendiren bu konuyla Başbakan Erdoğan'ın bizzat ilgilenmesi gerekiyor.
Bizden hatırlatması.