ABD'nin Suriye politikası konusunda gittikçe yaygınlaşan bir izlenim var. Washington'un hareketsizliği neredeyse bütünüyle kasımda yapılacak başkanlık seçimlerine bağlanıyor. Peki, o zaman soralım: ABD başkanlık seçimleri bu kadar yakın olmasaydı ABD Suriye'de askeri operasyona "evet" der miydi? Washington'da bütün Suriye hesapları seçim takvimi tarafından mı belirleniyor? Bu köşede daha önce de belirttim. Seçimler önemli bir faktör ama Obama yönetimi seçim takviminden bağımsız olarak Suriye'de askeri operasyon istemiyor.
Obama yönetiminin Amerikan kamuoyunu dikkate almamak gibi bir lüksü yok. ABD'de halk artık Ortadoğu'dan bıkmış durumda. Irak'a yakın bir bölgede yeni askeri macera ve müdahale istemiyorlar. Bitmek bilmeyen ekonomik kriz ve sürekli artan borçlar nedeniyle her zamankinden daha çok içeriye odaklanmış bir kamuoyu var şu anda ABD'de. Ama sadece halk değil, yönetim de aynı bıkkınlık içinde Ortadoğu konusunda. Irak'tan çıkmış ve Afganistan'dan yakında çıkacak olan Obama yönetimi İslam coğrafyasından kendini kurtarmak istiyor.
İran ve İsrail hariç, Washington'un uzun dönemli dış politika stratejisinde Ortadoğu'nun rolü ciddi şekilde azalıyor. Yapılan stratejik hesaplara göre ABD için 21'inci yüzyılda en ciddi askeri, ekonomik ve jeopolitik tehditler Ortadoğu'dan değil Asya'dan kaynaklanacak. Bu nedenle ABD dikkatini çok daha yoğun bir şekilde Asya'ya kaydırmış durumda şimdiden. ABD'nin tehdit algılamasında Asya'ya doğru bir "pivot" yani bir "eksen kayması" yaşanıyor. Özellikle Çin her alanda Washington için sorun doğurabilecek bir süper güç.
Peki, o zaman soracaksınız: Asya ve Çin bu kadar ön planda olduğuna göre neden ABD Libya krizinde çok daha aktif durumdaydı? Obama'yı Suriye'den uzak tutan önemli bir faktör Libya'daki şartların burada oluşmamış olması. Bush döneminin aksine, Obama yönetimi uluslararası meşruiyete çok önem veriyor. Libya'daki operasyonlarda BM desteği çok önemliydi. Suriye, Libya'ya oranla, Ortadoğu'daki güç dengeleri açısından çok daha hassas bir ülke. Burada ABD tek başına, yani Rusya ve Çin'e rağmen, hareket etmek istemiyor.
Ayrıca Obama yönetimi çok iyi biliyor ki Suriye'ye müdahale İran ile askeri çatışma riskini beraberinde getirir. Obama'nın dış politikası İran ile askeri çatışmadan uzak durmak ve diplomasiye şans tanımak üzerine kurulu. Ayrıca Washington açısından Suriye'deki mezhep meselesi bu ülkeyi Libya, Mısır, Tunus gibi örneklerden ayırıyor. Nasıl ki Bahreyn konusunda ABD çifte standart uygulamak zorunda kaldıysa, Suriye'de de Washington jeostratejik dengeler nedeniyle zor durumda kalıyor. Bütün bunlara bir de Irak tecrübesini eklemek gerekiyor. Saddam gidince Irak'ta Saddam döneminden beter bir iç savaş yaşandı. On binler değil yüz binler öldü. ABD bir kez daha Ortadoğu'da kendisinin müdahale etmek durumunda kalacağı ve sorumlu tutulacağı yeni bir iç savaş yaşamak istemiyor. Bütün bu nedenlerle Suriye konusunda seçimler sonrasında Washington'dan radikal bir değişiklik beklemeyin.