İslam Süsleme Sanatlarının en güzel örneklerinden birine bakıyorum hayran hayran.. Resim yasak ya.. Süsleme çok gelişmiş.. El yazması kitapların sayfa kenarlarından, saray tavanlarına..
Topkapı Sarayı'ndaki bezemelerin bir benzerine Erzurum'da bir restoranın tavanında rastlamak şaşırtıcı..
Emirşeyh Nedim burası.. Adını bulunduğu Emirşeyh semtinden alıyor zaten..
Üç yıl sürmüş, tavanın santim santim, oya işler gibi boyanması.. Türkiye'de ustası bulunmadığı için Sudan'dan getirmişler sanatçıyı..
Üç yıl sürmüş.. Üç trilyona mal olmuş..
O sırada, müthiş bir lezzet çorbası tadıyorum ilk kez.. Buğday çorbasıymış. Güveçte pişiyor, fırında.. Üstü kızarmış hamurla kaplı.. O hamurdan kapağı önünüzde kesip açıyor ve servis ediyorlar..
Yapımı sanat, içi sanat, sunumu sanat..
Menüye bakıyorum.. 3 lira.. Bu enfes çorba üç lira.. Bu tavan 3 trilyon..
Restoranın genç patronu Erkan Bayram'a sordum..
"Bu 3 trilyonu çıkarmak için kaç çorba satmayı düşünüyorsunuz?.."
Erkan ve Emir Kardeşler, Adnan Bayram'ın oğulları.. Nur içinde yatsın, Adnan Usta, sokakta tabla içinde köfte satarak başlamış hayata.. Ordan buraya gelmişler.. Bir film öyküsü daha..
Restoranın ana yemeği, Adnan Baba'nın köftesi.. Yanında Erzurum'un ünlü Çağ Kebabını da sundular bize.. Çağ kebabı 4.5 lira.. Finalde yediğimiz tadına doyulmaz, gene özel, pekmezli baklava da 3 lira..
Şimdi bu liralarla bu dükkâna yatırılan para çıkar mı?..
Erkan Bayram'a "Deli misiniz siz" dedim.. "Bile bile bu yatırım yapılır mı?."
"Erzurum'a bir şey yapalım, dedik" dedi, hiçbir şey yapmamış edası ve havasıyla.. Tevazuya bakar mısınız?..
Onları sokak köfteciliğinden buraya getiren Erzurum'a teşekkürün şekline bakar mısınız?..
Anadolumun insanı bir hazine!..