Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Tüm Katarlı kardeşlerime gösterdiği samimi misafirperverlikleri için şükranlarımı sunuyorum. Türkiy ve Katar gücünü ortak tarihimizden ve kültürümüzden alan mükemmel ilişkilere sahip iki kardeş ülkedir. Devlet ve halklarımız arasındaki ilişkilerin her geçen gün daha da gelişmesinden büyük memnuniyet duyuyorum. 12 yıllık başbakanlığım, 1 yılı aşkın cumhurbaşkanlığı dönemimde Katar ve Türkiye arasındaki lişikileri kendi istikrar ve güvenimimzden asla ayrı görmedik.
Sizler dinamik ve vizyonu güçlü bir ülkede yaşıyor ve eğitim alıyorsunuz. Bu uğurda sizlere her türlü desteği sağlayan liderlerinizi tebrik ediyorum. Buradik Yunus Emre Kültür Merkezi sizlere Türkçe öğrenme imkanı sağlayacak. Katar Üniversitesi'nde bir Türkoloji bölümü açmak üzere bir girişimimiz var. Sayın rektörü bu projeye verdiği destekten ötürü şimdiden şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
GELİN TÜRKİYE'DE ÖĞRENİN
Türkçe ile birlikte ülkemizin kültürünü gelin Türkiye'de yaşayarak öğrenin. Türkiye geçtiğimiz 13 yılda 200'e yaklaşan üniversite sayısı ile eğitim alanında çok önemli başarılara imza attı. Marmara İlahiyat Fakültesi'nden öğrencilerimizin üniversitesinde Arapça eğitimini aldıklarını memnuniyetle biliyorum. Bu salonun İbn-i Haldun salonu olduğunu duyunca ayrı bir mutluluk duydum.
PUTİN'İ DEFALARCA KEZ UYARDIM
Sınır ihlalinde bulunan bu uçaklardan biri tekrar Suriye'ye dönerken diğer uçak devriye görevi yürüten uçaklarımız tarafından vurularak düşürüldü. Daha sonra bu uçağın Rusya'ya ait olduğu anlaşıldı. Türkiye toprak bütünlüğüne yönelik tehditlere müsamaha gösteremeyeceği konusunda açık ve net olmuştur. Geçen gün Karadeniz'de yaklaşık 10 dakika hava sahamız ihlal edilmiştir. Birinci ihlalde kendilerini uyardık. Telefonla bizzat kendim aradım, defalarca kez uyardım. G-20 toplantısında bizzat sayın Putin'le bunu konuştum. Orada farklı bir yaklaşım gösterdiler, burada bunu söylemeyeceğim, doğru olmaz. Bundan sonra olmayacağını söyledi ama tekrarlandı.
DUYGUSAL DAVRANMAYACAĞIZ
G-20'den dönüyoruz ardından bu olay oluyor. Her ülke, her millet hangi güce sahip olursa olsun karşısındaki millete saygı duymalı, onun onuruyla oynamamalıdır. Halbuki iki ülkenin stratejik işbirliği var. Bu işbirlikte birlikte de çalışıyoruz. Suriye'de 400 bine yakın insanı öldüren bir zalim Esed'in bir katil Esed'in ülkesinde sizin ne işiniz var? Zulme rıza zulümdür. Burada bir zulüm var ve siz de onlarla birlikte hareket ediyorsanız siz de ona ortak olmuşsunuzdur. Bu hassasiyetleri maalesef görmemezlikten geldiler. Yaşanan hadise Suriye kaynaklı tehditlere karşı önceden ilan ettiğimiz angajman kurallarımızın otomatik olarak uygulanmasından ibarettir. Biz duygusal davranmadık, davranmayacağız. Biz Uluslararası diplomasi neyi gerektiriyorsa onu yapacağız.
RUSYA BÖYLE DEVAM EDERSE BİZDE KENDİ TEDBİRLERİMİZİ ALACAĞIZ
Her ülke, her millet hangi güce sahip olursa olsun karşıdaki millete saygılı olmalı, onun onuruyla oynamamalıdır. Rusya'nın tedbirlerine karşı biz de kendi tedbirlerimizi almaya başlayacağız.
HİÇ KİMSE TÜRKİYE'YE İFTİRA ATAMAZ
Özellikle DAİŞ'in petrollerini Türkiye'nin satın aldığını söylemek gibi bir iftiranın içerisine girmek, böyle bir iftirayı Türkiye'ye atma hakkına kimse sahip değildir. Türkiye, bir terör örgütünden petrol alacak kadar ahlaki değerlerini kaybetmemiştir. Hiç kimse Türkiye'ye iftira atamaz!
Çok açık ve net, bu iftiraya atanlar bunu ispat etmek zorundadır. Bunu ispat ettikleri anda ben Cumhurbaşkanlığı koltuğunda bir dakika durmam. Ancak iftirayı atanlar da oturdukları koltukta durmamaları gerekir.
KİMİN NEREDEN PETROL ALDIĞI BELLİ
Bugün birinci derecede petrolümüzü ve doğalgazımızı Rusya'dan alıyoruz. Daha sonra İran, Katar, Cezayir'den alıyoruz. ABD'nin açıklamasında kimin nereden petrol aldığı bellidir. Amerikan Hazine Bakanlığı'nın açıkladığı bir şeyi söyleyeyim. DEAŞ'tan petrolü alıp Suriye rejimine satan kişiler belgelidir diyor. Bizim bölgemizde yaşanan sorunların temelinde mezhepçi ve ayrılıkçı politikaların yattığında artık kimsenin şüphesi yoktur. Bölgemizde iç karışıklıklar, mezhep ayrılıkları üzerinden kendilerine nüfuz alanı oluşturan ülkeler vardır. Suriye'nin bu politikalarda çok ciddi etkisi vardır. Suriye'nin kendi halkına karşı yürüttüğü devlet terörü sebebiyle 380 bin kişi hayatını kaybetti 12 milyon insan yerinden yurdundan oldu.
ORTADOĞU'DA YAŞANAN SORUNUN KÖKENİNDE...
Gelecek kuşaklara daha huzurlu ve müreffeh bir dünya için birleştirici yaklaşımlara ihtiyacımız var. Bugün Ortadoğu'da yaşanan sorunun menşeinde, kökeninde esasen Filistin meselesi yatmaktadır. Kendi öz yurtlarında vatansız, topraksız devletsiz bırakılmış bu kardeşlerimizle ilgili tarihi adaletsizlik mutlaka giderilmelidir. Bu meselede adil ve çözüm bulunmadan İslam dünyasının sıkıntılarını aşabilmesi mümkün değildir. Mescid-i Aksa mahsun kaldığı sürece bu sıkıntıları aşmak mümkün değildir.
Türkiye Filistinli, Gazzeli kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir. Gazze'de geçen sene meydana gelen yıkım, bu sorunun biran önce çözüme kavuşturulması zaruretini ortaya koyuyor. Filistinlilerin taleplerini karşılamaya yönelik çabalarımızı sürdüreceğiz. Bu aşamada Katar yönetimine gösterdikleri hassasiyet nedeniyle teşekkür ediyorum. İsrail Kudüs'teki Harem-i Şerif'e yönelik saldırılarına, tecavüzlerine derhal son vermesi gerekiyor. İslam İşbirliği Teşkilatı'na büyük görev düşüyor. Üye devletlerin samimi gayret göstermeleri şarttır. 2016'da ülkemizde düzenlenecek İslam İşbirliği Liderler zirvesinin bu konuyu ele alacağına inanıyorum.
LA GALİBE İLLALLAH!
Şunu hiçbir zaman unutmayalım; La Galibe İllallah, 'tek galip Allah'tır'.