Mehmet Volkan Tosun sizi tanıyabilirmiyiz?
1973 yılında
Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. Benden bir buçuk yaş büyük bir ağabeyim var. Uzun yıllar uluslararası ve ulusal şirketlerde orta düzey yönetici pozisyonunda çalıştım.
Spora nasıl başladınız? Hangi spor branşlarına ilgilendininiz?
İlköğretim ile beraber spor hayatım başladı. İlköğretim yıllarımda Ata sporumuz
güreş ve halk oyunlarımızla ilgilendim. Ortaokul ve lise yıllarımda ise izcilik ve yüzme ile uğraştım. O yıllardan bugüne bu doğa ve su vazgeçilmezim oldu.
Su topu altyapı antrenörlüğü, yüzme eğitmenliği, cankurtarma ve ilkyardım eğitmenliği, sualtı dalış, yamaç paraşütü, dağcılık aktif olarak ilgi alanım olmuştur. Meslek hayatım boyunca bin in üzerinde bireye yüzme, sutopu, cankurtarma ve ilkyardım alanlarında eğitim verdim
Sizce Türkiye'de doğa sporlarının yeri nedir?
Doğa sporları ülkemizde en çok gelişim fırsatının olduğu spor dallarından birisi durumundadır. Gelişen teknoloji, ekipman ve insanların doğaya ilgisi, ayrıca her yaştan bireyin katılım sağlayabileceği bir aktivite olmasından dolayı ve yine ülkemizin tabiat zenginliklerinden dolayı doğa sporları alanında sürekli bir katılım gözlenmektedir. Doğa sporları turizm açısından da çok önem teşkil etmektedir, bu alanda her yıl ülkemiz turist ağırlamakta ve her geçen yıl bu sayı artmaktadır. Barış sürecinin ardından Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin de doğa sporlarına açılmasıyla hem iç hem dış turizmde doğa sporlarında hareketlilik artacaktır.
KÜÇÜK YAŞTA BAŞARILIYIZ, 16'DAN SONRA SPORCULARI TUTAMIYORUZ
Bize biraz ülkemizin spora bakış açısını değerlendirebilir misiniz?
Maalesef bu konuda çok olumlu sözler sarf edemiyorum. Zira yetmiş milyonluk ülkemizde hem takım sporlarında hem de bireysel sporlarda başarıya hasretiz. Aslında küçük yaş gruplarında bir çok branşta çok başarılıyız. Fakat özellikle 16-17 yaş sonrasında sporcu tutamıyoruz ülke olarak.
Aile ve çocuk, gelecek kaygısıyla bu yaşlarda spora ara vererek eğitime yöneliyor. Daha sonra da geri dönüş olmuyor. Yurt dışında olduğu gibi spor bursları çoğaldığı zaman bu sorunun ortadan büyük ölçüde kalkacağını düşünüyorum. Mesela benim oğlum onbir yaşında. Altı yıldır basketbol oynuyor. Bu sene takım olarak yüzde yüz karşılamalı kolej bursu aldılar.
Bursun tek şartı oğlum ve arkadaşlarının önümüzdeki dört yıl kulüplerinde basketbol oynama zorunluluğu. Büyük ihtimal ile bu burs sonraki dört yıl da devam edecek. Böylece çocuklar ve aileler eğitimin spora, sporun eğitime bağlı olduğu bir çarkın içinde ikisini de vazgeçilmezleri arasına alacaklar. Bu da sporcunun kesintiye uğramadan profesyonel spora devamını sağlayacaktır.
O KAZA BENİ DEĞİŞTİRDİ
Kazadan sonraki iş yaşantınız nasıl gelişti?
İş hayatımda ameliyatlardan ve tedavilerden dolayı bir kesinti oldu. O dönem ulusal bir firmanın İç Anadolu ve Karadeniz bölge müdürüydüm. İş yerimde bağlı olduğum yöneticiler sosyal yönümü her zaman takdir edip teşvik ettikleri için kaza sonrasında iyileşme sürecimde de bana karşı çok sabırlı ve destekleyici oldular. Fakat bu kazadan sonra benim dünya görüşümde ve hayattan beklentilerimde değişiklikler oldu.
Yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgiyi yaşamak insanda bariz değişiklikler oluşturuyor.
SADECE SPOR VAR
Hedeflerinizden bahseder misiniz?
Yukarıda bahsettiğim gibi kazadan sonra hayattan beklentiler ile ilgili çok şey değişti benim için. Spor dışı meslek hayatıma son verdim.
Artık sadece özellikle altyapı da sporcu yetiştirerek sporun, doğanın, sualtının içinde bir yaşam sürdüreceğim.
TEDAVİ SÜRESİNCE BİLE DOĞAYLA İÇİÇE OLDUM
Kötü bir kaza geçirdiniz. O süreci bizimle paylaşırmısınız?
Üç sene önce
Süphan Dağı'nda zirve dönüşü kötü bir kaza geçirdim. 4 bin 20 metre rakımda buzullardan krater kayalıklara doğru hızlı bir iniş gerçekleştirdim. Benim için yaşamaz düşüncesi hakim iken çok şükür üç yıllık mücadelenin ardından tamamen sağlığıma kavuştum. Bu olaydan sonra çevremdeki insanlar doğadan uzak kalacağımı düşünürken tam aksine ben tedavi sürecimde bile doğa ile iç içe oldum. İyileşme sürecimde özellikle yüzmenin çok faydası oldu. Sakatlık dönemimde iki yıl üst üste
İstanbul Boğazı Yüzme Maratonu'na katıldım.
Kaza sürecinde ailenizin ve çevrenizin desteğini gördünüz mü?
Evet. Ailem ve arkadaşlarımın manevi desteği bu süreçte çok önemliydi. Buradan hepsine bir kere daha çok teşekkür ediyorum.