Almanya’nin Münih kentinde 17 Nisan’da davası görülmeye başlanacak Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) cinayetlerinin şifreleri ve kamuoyuna yansımayan yönleri Ankara’da konuşuldu. Öldürülen Mehmet Kubaşık’ın eşi Elif Kubaşık, avukatı Carsten Ilius ve gazeteci Maik Baumgaertne’nin katıldığı toplantıda, örgüt ile Alman derin devleti arasındaki ilişkiler bir kez daha dile getirildi. Vatan Gazetesi’nde yer alan haberi göre, Yazar Tanıl Bora’nın moderatörlüğündeki toplantıda anlatılanlar özetle şöyle:\n\n
ÜREME YAŞINDAKİLER\n\nNazilerin kurbanlarını nasıl seçtiği uzun süre bilinemedi. Soruşturma sırasında ,öldürülen Türklerin, üreme yaşında olmaları nedeniyle seçildiği anlaşıldı. Cinayetleri işleyen NSU ve onunla bağlantılı Blood & Honour (Kan ve Onur) örgütü içinde Alman devletinin ajanları olmasına rağmen cinayetler önlenemedi. Cinayetler, NSU üyelerinin kaldığı evde yaşanan bir patlamadan sonra bulunan malzeme ve notlarla ortaya çıktı. Ajanlar hakkında da ceza davası açılmadı.\n\n
İDARİ SORUŞTURMA\n\nCinayetlerin devlet içindeki bağlantılarını ortaya çıkarabilecek evrakların imha edildiği anlaşıldı. Evrakları imha edenlerle ilgili ceza soruşturması açılmadı. Sadece idari soruşturmalarla yetinildi. Solcuları ve göçmenleri çok sıkı takip eden istihbarat birimleri, Nazi örgütlerinin silah ve patlayıcı edinmesine kayıtsız kaldı. Cinayetlerden sonra Nazi bağlantısı hiç sorgulanmadı. Kurbanların PKK, mafya ya da Hizbullah tarafından öldürüldüğü senaryoları yazıldı ve araştırmalar daha çok Türkiye’ye kaydırıldı. Öyle ki, çok az yerde arama yapılmasına rağmen, asıl aramalar Türkiye’de yapıldı. Türk hükümeti de cinayetlerin Türkiye bağlantılı olduğuna inandırıldı. Kurbanların evinde arama yapılarak suç bağlantıları olduğu yönünde bir algı yaratıldı ve böylece dikkatler Nazilerden kaçırıldı.\n\n
Hesabını soracağım\n\nMAKTÜL Mehmet Kubaşık’ın eşi Elif Kubaşık, Alman polisinin soruşturmayı tamamen çarpıtarak yürüttüğünü belirterek şunları anlattı: “Bize eşimin mafya bağlantısı olup olmadığı soruldu. ‘PKK haraç almak istedi mi, Hizbullah’la ilgili bir sorun var mıydı’ diye sordular. Hatta Doğulu olduğumuz için töre cinayeti üzerinde durdular. Ama Neo Nazilerle ilgili tek bir şey duymadım polislerden. Taziye evinde köpeklerle arama yaptılar. O acılı halimizle hepimizi dışarı çıkarttılar. Parmak izlerimiz ve DNA’larımız bile alındı. Polis böyle arama yapınca insanlar bizi uyuşturucu mafyası diye damgaladı. Alman basınında cinayetlere çok az yer verildi. Ben Almanya’da Türkiyelilere yönelik seri cinayetler olduğunu Türkiye’ye geldiğimde basından öğrendim. Nazilerin amacı bizi korkutarak Almanya’yı terk etmemizi sağlamak. Ama ben terk etmeyeceğim. Eşimin kanının hesabını onlardan soracağım.”