Peggy cinayetinden yıllarca yargılanarak haksız yere müebbet hapisle cezalandırılan Ulvi'nin ailesi SABAH'a konuştu. Baba Erdal Kulaç, “Adım Hans olsaydı bunların hiç birini yaşamazdık” dedi
\r\n
OĞLUM BÜYÜK HAKSIZLIĞA UĞRADI\r\n\r\nALMAN hukuk tarihinin en büyük davalarından olan Peggy davasının mağduru Ulvi Kulaç, babası Erdal Kulaç ve kendisine her alanda yardımcı olan Gudrun Rödel SABAH’a konuştu. Erdal Kulaç (80) oğlunun büyük bir haksızlığa uğradığını belirtti ve
“Eğer adım Hans olsaydı veya oğlum hasta olmasaydı, bu olayı üzerimize yıkamazlardı” dedi.\r\n\r\n
“TAM BİR HUKUK SKANDALI”\r\n\r\nERDAL Kulaç, oğlunun suçsuzluğunu anlatacak ve kanıtlayacak tanıkların kasten dinlenmediğini, Ulvi’yi aklayacak tüm delillerin görmezden gelindiğini belirterek,
“Tam bir hukuk skandalı yaşandı” diye konuştu. Ulvi Kulaç, ise Peggy’nin katilinin kim olduğunu öğrenince, “Hele şükür yakaladılar onu” diye üşündüğünü belirtti.\r\n\r\n
KÖYLÜLER SAHİP ÇIKTI\r\n\r\nO günleri hatırlayan Ulvi Kulaç, “Evet. Ben bir komşuya odun kesmeye gitmiştim. Bizim bir daimi müşterimiz odun kesmeye çağırmıştı. Saatlerce onun yanındaydım. Dieter. Ama ona inanmadılar” diye konuştu. Baba Erdal Kulaç, “Ama buranın halkı bize sahip çıktı. Bizleri biliyorlar çünkü. Doğruyu söylediğimizi de bildikleri için inanmadılar” diye konuştu.\r\n\r\n
BANA İŞKENCE YAPTILAR\r\n\r\nGUDRUN Rödel’e teşekkür eden Erdal Kulaç, “O olmasa, gerçekten de sesimizi bu kadar duyuramazdık” dedi. Defalarca sorgulandığını belirten Ulvi Kulaç ise “Bana işkence yaptılar. Omuzlarımı sıkıp acı çektirdiler” dedi. Baba Kulaç da, polislerin aklandığını belirtti.\r\n\r\n
“POLİS BİZİ SUÇLADI HALK İSE SAHİP ÇIKTI”\r\n\r\nPeggy isimli Alman kızın katili olarak yargılanan, hatta hiçbir delil olmamasına rağmen ömürboyu hapse mahkum edilen Ulvi Kulaç ve babası Erdal Kulaç, SABAH’a konuşarak, hukuk skandalını anlattılar\r\n\r\nALMANYA’NIN en esrarengiz cinayet olaylarından biri olan “Peggy Cinayeti”, yıllarca zihin özürlü Türk genci Ulvi Kulaç’a maledildi. Ulvi ve babası Erdal Kulaç, SABAH’a verdikleri röportajda geçirdikleri zor yılları anlattılar. Ulvi’nin her türlü hukuki ve özel işleriyle de ilgilenen Alman iyilik meleği Gudrun Rödel’in de hazır bulunduğu röportajda, 15 yılın üzüntüsü, hukuk skandalına duyulan öfke, polisin önyargısı ve son olarak bulunan bir DNA izinin Ulvi’ye değil, ırkçı Neo-Nazi tetikçi Uwe Böhnhardt’a ait olmasından dolayı Ulvi’nin aklanmasına duyulan sevinç. İşte o röportaj:\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Bize zaman ayırdığın için teşekkürler Ulvi.\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi Kulaç: Rica ederim.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Suçsuz olduğun bir kez daha ortaya çıktı. Bu olayı ilk duyduğunda, yani Peggy’nin NSU tarafından öldürülmüş olabileceğini duyduğunda, ne hissettin?\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi: Bu haberi televizyon ve radyodan duydum. Duyar duymaz da, “Hele şükür yakaladılar onu” diye düşündüm.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Peggy olayı öyle ya da böyle senin hayatının 15 yılının odak noktasını oluşturdu. Bu olay senin için bitti mi? Bundan sonrası için ne diyebilirsin? Rahatladın mı?\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi Kulaç: Evet. Rahatladım, mutluyum.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Erdal Bey, siz de yıllarca büyük bir haksızlığa uğradınız. Türk olduğunuz için mi polisler üstünüze geldi? Nasıl düşünüyorsunuz. Yani Ulvi’yi yakaladılar, “Biz bunun üzerine yıkalım” diye mi hareket ettiler?\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Öyle tabi. Bizim bu köyde bir tane sakat çocuk var. Benim oğlan var bir tek 1100 haneli köyde. Bir enayi bulup onun üzerine yıkalım dediler. Onlar da öyle yaptılar işte. Çünkü daha ilk defa araştırma yaparlarken, hata yaptılar. İfadesi alınmayan çok kişi var. “Bunlar yalan söylüyor” diyerek, dinlemediler.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Halk sahip çıktı mı?\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Zaten köyün halkı inanmadı. Bizleri biliyorlar çünkü. Doğruyu söylediğimizi de bildikleri için inanmadılar. Zaten Ulvi’nin bu cinayeti işlediğine, benim de cesedi ortadan kaldırmama yardımcı olduğuma inansalardı, işlettiğim cafeye kimse gelmezdi. O zaman kahveyi kapatmam lazımdı. Ama gördüğünüz gibi, her gün böyle kalabalık. Eğer bir şey olsaydı, derlerdi, “Niye oraya gidelim, katilin babasının yeri orası’ diye. İnanmış olsalardı yalana, kimse gelmezdi buraya.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Öyle ya da böyle oğlunuz 14 yıl katil olarak bilindi. Belki de Gudrun Rödel olmasa, bu konuyla ilgilenmese, avukatlar bulmasa, Ulvi davası yeniden görülmeyecekti. Ulvi de daha düne kadar hala katil olarak görülecekti. Bunca hatalar yapıldı, Ulvi’nin hayatı karartıldı. Hiç düşündünüz mü, “Benim oğlumun kararan hayatı ne olacak?” diye?\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Bir kere Gurdun Rödel olmasa, gerçekten de sesimizi bu kadar duyuramazdık. Ona zaten müteşekkiriz.\r\n\r\n“Ne olurdu?” diye sorarsanız, hiçbir şey. Öyle kapanıp gidecekti konu. Ömürboyu içerde kalacak dedi polisler bana, akıl hastanesinde. Para olmadan bir şey yapamıyorsunuz.\r\n\r\n(Bu esnada Ulvi araya giriyor ve, “Size bir şey ikram edemedik. Ne içersiniz?” diye sorup, ardından büyük bir şişe kola ile geri geliyor)\r\n\r\nErdal Kulaç: Cinayeti araştıran ilk komisyon, SOKO 1 doğru yoldan ilerleseydi, çoktan ortaya çıkardı Ulvi’nin suçsuz olduğu.\r\n\r\n
SABAH: Nerede hata yaptılar sizce?\r\n\r\nErdal Kulaç: En kolay olanı söyleyeyim. Ulvi’li avukatsız olarak sorguladılar. 30-35 kez sorguladılar. Ben bir şey yaptıysam, avukat nazarında sorgulasınlar. Zorlamayla Ulvi’ye cinayeti itiraf ettirdiler. Sonra da “Cesedi ne yaptın?” diye sormuşlar. Ulvi itiraf ettikten sonra da, “Cesedi ne yaptın? Anlat” demişler. Ulvi de, “Bir arkadaşa verdim, arabasına aldı götürdü, ortadan kaldırdı” demiş.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Yani bir nevi bu itirafı Ulvi’nin ağzına yerleştirdiler…\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Ulvi’yi yalan söylemeye zorluyorlar. Bir video izledim. Tatbikat videosu. Ulvi’ye, “Ulvi böyle mi yaptın?” diyerek bir şey gösteriyorlar, bizim oğlan da “Evet, öyle yaptım” diyor. Resmen yönlendirme var yani.\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi Kulaç: Beni sürekli sorguladılar. Çok sorguladılar.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Yani söylemeni istedikleri şeyleri mi anlatıp durdular sana Ulvi?\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi Kulaç: Evet. Aynen öyle oldu.\r\n\r\n \r\n\r\nBu sırada Ulvi’nin aklanmasında başrolü oynayan Gudrun Rödel araya giriyor ve, “Dosyalarda, Ulvi’ye bu suçu işlediğinin nasıl empoze edildiği açıkça görülüyor” diyor.\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Beni alıp sorguladılar. 24 saat içerde tuttular. Ne su ne ekmek.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Bir ara siz de zanlıydınız.\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Evet.\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi Kulaç: Çıkış yolu bulamadığım için “Babam yaptı” dedim.\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Ulvi’ye sordum tabi. “Oğlum neden öyle dedin?” diye. O da bana, “Baba o kadar çok baskı yaptılar ki, sonunda dayanamadım ve ellerinden kurtulmak için ‘Babam yaptı’ demek zorunda kaldım” dedi.\r\n\r\n \r\n\r\nGudrun Rödel: Dosyalarda zaten bu ifade var. Orada Ulvi, “Ben her şeyi babamla birlikte yaptım” diyor. Okuduğunuza inanamıyorsunuz aslında. İnanılmaz şeyler yaşandı.\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Evet. Olmayacak şeyler aslında. Bana inansalardı, bu iş çözülürdü. Bana dediler ki, “Yalan söylüyorsun”. Ya niye yalan söyleyeyim? Benim korkacak bir şeyim yok ki. Bana da inanılmaz baskı yaptılar. “Bana bağırmayın” dedim. “Ben kalp hastasıyım, bağırmanıza gerek yok” dedim. 7-8 saat sürekli bağırarak baskı uyguladılar. Ama inanmadılar.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Polise güveniniz kaldı mı?\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Güvenim kalmadı polise. Nasıl kalsın ki? Ben ifademi verdim diyorum, başka polis geliyor. Ona da konuşuyorum. Bana tatbikatın videosunu gösteriyorlar. “Bunları bu şekilde Ulvi’nin yapabileceğine eminsiniz yani?” diye sordum. Polis “Evet” dedi.\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi Kulaç: Gözaltında işkence yaptılar bana. Polislerden biri omuzlarıma baskı uygulayarak büyük bir acı yaşattı.\r\n\r\n \r\n\r\nGudrun Rödel: Ulvi bize bunları anlattıktan sonra bu iki polis hakkında suç duyurusunda bulunduk. Sözde incelendi ve ardından da dosya kapatıldı. Sonuç, “Ulvi bunları uydurdu. Hayal ürünü” dediler. Hatta savcı, ‘Ulvi bunları, Gudrun Rödel ile tanıştıktan sonra anlatmaya başladı. Kaldığı hastanede bunları kimseye anlatmamış’ dedi. Yani biz Ulvi’ye bunları söyletmişiz gibi. Ama hastanedeki bakıcıların, Ulvi’nin bu olayı onlara da anlattığı ortaya çıktı. Savcının açıklaması yalandı yani. Bütün hastane personeli bu işkence iddialarını Ulvi’nin anlattığını söyleyip durdu. Bu olayı da avukatımızdan öğrendik. Avukata savcı baskı yapıp, ‘Bu dosyayı kimseye göstermeyin, özellikle de Gudrun Rödel’e’ demiş.\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi Kulaç: Beni hasta olmama, yüksek ateşli olmama rağmen duruşmaya katılmaya zorladılar.\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: 39-40 derece ateşi vardı. “Numara yapıyor” dediler.\r\n\r\n \r\n\r\nGudrun Rödel: Evet. “Canı istemediği için öyle yapıyor. Hasta falan değil” suçlamasını yönelttiler.\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Eğer benim adım “Hans” veya “Michael” olsaydı, bu muameleyi görmezdik. Aynı şekilde eğer oğlan hasta olmasaydı da bunları yapamazlardı. Yani Ulvi bizim gibi sağlam olsaydı, zaten zorlamaya rağmen itiraf etmezdi. Bunları yaşamazdık.\r\n\r\nBana gözaltında 9 saat süreyle bağıran polis, ayağını masaya koyup “Erdal Kulaç, doğruyu söyle” diye baskı yaptı. Bağırıp durdu. “Gerçeği söyle” dediler. Ben de sürekli “Benim anlattıklarım doğru” dedim.\r\n\r\nBana bir kaset dinlettiler. “İyi dinleyin Bay Kulaç” dediler. “Kim bu?” diye sordum. “Oğlun Ulvi” dediler. Ben de, “Hayır, bu Ulvi’nin sesi değil” dedim. “Ulvi” diye ısrar edince. “O zaman bir de eşim dinlesin, o kesin bilir” deyince, kasetler ortadan kayboldu, bir daha da dinletmediler.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: İlk dönem nasıldı? Polis baskı altındaydı, kamuoyuna bir katil sunmak durumundalardı. Ulvi bu baskının kurbanı mı oldu?\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Aynen öyle oldu. Ulvi’nin olay anında bir başka yerde olduğu biliniyordu. Buna rağmen bunlar yaşandı.\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi Kulaç: Evet. Ben bir komşuya odun kesmeye gitmiştim. Bizim bir daimi müşterimiz odun kesmeye çağırmıştı. Saatlerce onun yanındaydım. Dieter.\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Hatta bir kadın da gördü Ulvi’nin orada olduğunu. Ama polis bu insanları inandırıcı bulmadı. Yani Ulvi’nin suçsuz olabildiğini gösterecek delillere itibar etmediler.\r\n\r\n \r\n\r\nGudrun Rödel: Bild Gazetesi Ulvi’nin ipini çekti. Bild Ulvi için “Çocuklara tecavüz etti, sarkıntılık etti, kaçırdı” iftirasını attı. Bu haberi okuyanlar da haliyle, “Çocuklara bunları yapan, Peggy’yi de öldürmüştür” dedi. Bild algı oluşturdu. Bütün gazeteler de bu trene binip Ulvi’yi suçladı. İftira attı. Ama burada lokomotif Bild Gazetesi’ydi.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Ulvi’nin Peggy’nin katili olmadığının ortaya çıktığı an ve geçtiğimiz gün, bir başka DNA ortaya çıktığını öğrendiğiniz anda, ne hissettiniz?\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Artık gözümle görmediğim hiçbir şeye inanmıyorum. Ne zaman gözümle görürüm, o zaman inanırım. Açık söyleyeyim, ben bu DNA işine inanmıyorum.\r\n\r\nBizim avukat “Spurenakten” denilen, deliller dosyasını istedi. Ama avukat bunu alamadı. Vermiyorlar. Bütün izler burada. Bunların gizli kalmasını istiyorlar. Bence bu kemik işini o yüzden ortaya attılar. Oraya gitti birisi kemikleri attı. Yıllardan beri oraya mantar toplamaya gidiyorlar. En çok mantar veren yok. 1. sene yok, 2. sene yok, 3. sene yok. 15 sene mi sürüyor bu kemiklerin ortaya çıkması? Dışardaymış kızın bütün kemikleri.\r\n\r\nBirini birbuçuk metreden daha derine gömersen, yukardan helikopter ve uçaklar lazerle göremiyor. Eğer ceset veya kemikler öylesine atılmışsa bir yere veya dalların altına gizlenmişse, görülüyor. Nasıl oluyor da kemikleri uluorta ortaya çıkıyor?\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Neden böyle bir şey olmuş olabilir? Sizi bu düşünceye sevkeden ne?\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: İşte bunlar böyle.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Bu verilmeyen dosyalarda ne var?\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: İlk ifadeler var. İlk izler.\r\n\r\n \r\n\r\nGudrun Rödel: Bir adam geldi yanıma. “Benim ifademi okudun mu dosyada?” diye sordu. Dosyayı neredeyse ezbere biliyorum artık. “Hangi ifade?” diye sordum. Sonra gördüm ki, bu adamın ifadesi dosyada yok. Adam, “Ben bir adamın taksiden inip Peggy’nin evine girdiğini söyledim. Hatta bana sorguda fotoğraf gösterdiler. Adamı teşhis ettim” dedi. Ama bu ifade yok. Dosyaya alınmamış. Birçok önemli ifade böyle gizleniyor. Mesela Ulvi’nin yanlarında bulunduğunu söyleyen tanıkları nasıl sindirdikleri. “Siz bunlarla işbirliği içindesiniz, neden yalan söylüyorsunuz” diyerek, “Ulvi yapmış olamaz, o saatte yanımızdaydı” ifadesini veren tanıkları canlarından bezdirmişler.\r\n\r\nAma sadece o değil. Ulvi’ye de çok kötü davranmışlar. Acı çektirmeleri bir yana, psikolojik olarak da çok yüklenmişler. Mesela bir gün, “Kahve içer misin?” diye sormuşlar. Ulvi de, “Evet” demiş. Kahveyi alıp Ulvi’nin gözleri önünde içmişler. Ona vermemişler. En beteri de, özel polis ekibinin başındaki Wolfgang Geier idi.\r\n\r\nUlvi’nin lehine konuşan tüm tanıkları yalancı ilan ettiler. Peggy’yi daha sonra gördüklerini söyleyen öğrenciler dahil. Ama gerçekten yalan söyleyen tanıkların ifadesini aldılar. Hatta üç tanığa para verdiler. Bunların başı uyuşturucu suçundan beladaydı. Onlara, “Sen bize, biz de sana yardımcı olalım” denilmiş. Bir kadına Ulvi aleyhine iftira attığı için para verildi.\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Almanya’da yalancı şahitlik yaparsan içeriye atarlar. Ulvi’nin şahitleri, iki şahidi var, ikisi de Alman. Biri ihtiyar, biri genç. Bunlar madem yalan söylediler, niye içeriye atılmadı. Alman hükümeti böyle işte…\r\n\r\n“Ulvi benim yanımdaydı” diyor Ulvi’nin lehine konuşan Alman tanık. Savcı inanmıyor. Madem inanmıyorsun, demek ki bu Alman yalan söylüyor. O zaman atsana içeriye. Ama Alman hükümeti işte bu…\r\n\r\nOndan sonra bir başka arkadaş. Ulvi’yi görmüş yolda. Ona da inanmadılar. Ama Alman hükümeti işte. “Nasıl olsa bir tane bulduk” dediler. Eğer zengin olsaydım, çoktan meydana çıkardı bu. Ama para yok. Ne yapacaksın? Kredi çekip avukatlık parası ödedik. Hep öyle oldu. Sonunda boğaza kadar geldi borç.\r\n\r\nParam olsaydı bir şekilde hallederdim. “Al şu parayı kapat” diye. Rüşvet yani.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: İlk mahkemede muhtemelen Alman hukukuna güvendiğiniz için “Ulvi beraat edecek” diye düşündünüz. Ulvi beraat yerine cinayetten ömürboyu hapse mahkum edilince ne hissettiniz? Dünyanız başınıza mı yıkıldı?\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Öyle tabi. Ama ben yine metanetli davranmaya çalıştım. Ama eşim çok etkilendi tabii. 15 yıl çile çekti kadın. Sürekli hastalanıp durdu. Ben de kötü olsaydım, ikimiz de gitmiştik.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Polisler sana baskı yaptığında babanı da suçladın. Tam olarak ne dedin?\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi Kulaç: “Babam bana yardım etti” dedim polislere.\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Sonra beni iki polis geldi aldı. 24 saat tuttular. “Neden” diye sorduğumda, “Oğlun böyle bir ifade verdi” dediler. Avukat bile istemedim. Çünkü suçsuz olduğumuzu biliyorduk.\r\n\r\n \r\n\r\nGudrun Rödel: Dosyalarda Ulvi’nin bitkin olduğu biliniyordu. Sürekli ağladı, korktuğu. Önüne protokol koyup “Bunu imzala” demişler. Halbuki Ulvi’nin okumasını bilmediğini de biliyorlar.\r\n\r\nUlvi’yi bir gün hastanede sorguladıklarında bir bakıcı, polisin dosyaları nasıl masaya vurup bağırıp çağırdığını hastane yönetimine bildirmiş. Sonra polisler Ulvi’yi hep karakolda dinlediler. Ve orada hep yalnızdı Ulvi…\r\n\r\nUlvi en az 14-15 kez, avukatı olmasına rağmen, avukatı olmadan sorgulandı. Zaten itirafı da avukat olmadığı bir sırada aldılar.\r\n\r\nİlk avukat zaten anlaşılmaz bir biçimde, Ulvi’nin son kez sorgulanmasına müsaade ederek Ulvi’yi bir nevi onlara teslim etti. Başka bir avukat bunu asla yapmazdı. Zaten özel Peggy Komisyonu Başkanı emniyet müdürü Wolfgang Geier dosyaya, “Avukatın işbirliği yapması gerekir” notunu düşmüş.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: İlk duruşmanın hakimi nasıldı?\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi Kulaç: Hakim iyi değildi. Annem, ablamın ifade vermeyeceğini söyledi. Ama sonra ablam ifade verince anneme “Yalancı” dedi.\r\n\r\n \r\n\r\nGudrun Rödel: Bu hakim bugün bile hala doğru bir karar verdiğini düşünüyor.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Nasıl yani?\r\n\r\n \r\n\r\nGudrun Rödel: Emekli oldu. Ama geçenlerde bir röportaj vermiş. Orada Ulvi’ye karşı adil bir karar verdiğini savunuyor hala. Nasıl bir adaletse…\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Son olarak söylemek istedikleriniz var mı?\r\n\r\n \r\n\r\nUlvi Kulaç: Evet. Ben şimdi iyiyim. Arkamda duran herkese teşekkür etmek istiyorum.\r\n\r\n \r\n\r\nGudrun Rödel: Ulvi’yi sadece cinayetle suçlamadılar. Tecavüzle de suçladılar. Şimdi buna karşı da dava açıp aklanmasını sağlayacağız.\r\n\r\n \r\n\r\nErdal Kulaç: Bu şey davası çıkardılar, cinsel istismar. Pis bir iftira attılar oğluma. Bunu da temizleyeceğiz.\r\n\r\n \r\n\r\n
SABAH: Teşekkürler.\r\n\r\nUlvi Kulaç-Erdal Kulaç-Gudrun Rödel: Biz size teşekkür ederiz.\r\n\r\n \r\n\r\n
İSMAİL EREL/CEMİL ALBAY