Hollanda ile Türkiye arasında 19 Ağustos 1964 günü imzalanan İş Gücü Anlaşması, 60. yılını dolduruyor. Anlaşma çerçevesinde Hollanda'ya gelen ilk Türklerden Tahir Erbilir (87), göç ve yaşam hikâyesini SABAH'a anlattı. Gelen herkesin aklında kısa süre sonra dönmek olduğunu ifade eden Manisalı Erbilir, "Aynı düşünce bende de vardı. 60 yılımı bu ülkede geçirdim. Artık dönmek daha zor" dedi.
GENİŞ BİR AİLE KURDU
Türkiye'de
terzilik yaparken işlerinin kötüye gittiğini ve Hollanda'ya gelmeye karar verdiğini söyleyen Erbilir, "Kasap olarak Hoorn'da bir fabrikaya girdim. Herkes gibi para biriktirip dönmek istiyordum. O sırada fabrikada çalışan montörün 17 yaşındaki kızına aşık oldum. Onunla evlendim. Müslüman olup Birgül adını aldı. Şimdi üç çocuğumuz, 6 torunumuz ve bir de torunumuzun çocuğu var" diye konuştu.
'KAPIYI GÖSTERİYORLARDI'
İlk
gelen neslin hemen hemen hepsinin vasıfsız işçi olduğunu ifade eden Erbilir, "Vasıfsız olduğumuz için bize verilen her işi yapmak zorunda kaldık. Aksi takdirde kapıyı gösteriyorlardı. Ülkeye geldiğimde dilini bilmediğim için, kendimi Afrika'da ormanlara terk edilmiş biri olarak hissettim. İlk öğrendiğim cümle 'Bu kaç para?' oldu. Hollandalı eşimden dili öğrenince Türklerin tercümanı oldum" dedi.
MUTLULUKTA IRKIN ÖNEMİ YOK
Birgül
Erbilir, 1960'lı yıllarda bir Türk ile evlenmenin çok zor olduğunu, çevre baskısını kendisinin de hissettiğini söyledi. Erbilir, birlikteliklerini "Anneme sürekli 'O Türk, senin kızını yakında boşar. Evlenmesine nasıl izin verdin?' dediler. Yıl 2024 oldu ve biz birlikteyiz. Mutlu olabilmek için ırkın önemi yok. Asıl önemli olan dünya insanı olabilmeniz. Biz bunun en güzel örneğiyiz" ifadeleriyle anlattı.
