Cafe
de Paris sosuna artık hepimiz aşinayız. 1930 yılında Cenova'daki
Cafe De Paris restoranında icat edilen bu sos artık Kitchenette gibi birçok kafenin bile mönüsünde var. Ama orijinal Cafe de Paris sosu patentli ve formülü sır gibi saklanıyor. 1940'lı yıllarda tüm dünyaya yayılan bu lezzet, Cenova'daki restoranın sahibi Arthur-François Dumont'un kayınpederi tarafından bulunmuş. İçinde 41 çeşit tat ve 24 çeşit baharat olduğu biliniyor. Bir dönem Fransız gazetesi
Le Monde, Cafe de Paris sosunun tarifini yayımlamış ve içindeki maddeler arasında tavuk ciğeri bile olduğunu yazmıştı. Ancak daha sonra restoran yetkilileriyle görüşen İngiliz
The Independent gazetesi bu tarifin yanlış olduğunu yazmıştı. Kısacası yıllardır merak konusu olan ve çok sevilen bir sos olarak tarihe geçmeyi başardı Cafe de Paris. Aynı isimdeki mekan, Türkiye'de de Bağdat Caddesi'nde ve Nişantaşı'nda hizmet veriyordu. Şimdi ise Asmalımescit'te bir şube açtı. Mekanın Asmalımescit şubesi de kısa sürede popüler oldu. Özellikle hafta sonu rezervasyon yaptırmak şart. Ancak uyaralım, fiks mönü uygulaması var. Cafe de Paris'de bir klasik olan hardal soslu salata, Cafe de Paris soslu bonfile veya tavuk dilimleri yanında patates kızartmasından oluşan fiks mönünün fiyatı 39.90 lira. Yemek sonrası krem brule, parfe, profiterol, sufle ya da dondurma gibi tatlı seçeneklerinden ısmarlayabilirsiniz. Bu arada mekan akşam yemeğinden sonra bara dönüşüyor ve DJ performansı gerçekleşiyor. Yemek sonrası keyifli bir ortam devam ediyor. Fiks mönü almak istemeyenler için mönüye peynir ve şarküteri tabağı da eklenmiş.
APERİTİV O KÜLTÜRÜ YAYILIYOR
İtalya'da saat 18.00 civarı işten çıkılır ve bir kafeye geçilir. Kurulan açık büfeden çerezler, kanepeler yenir ve yanında bir tane de kokteyl içilir. Saat 20.00 civarı da kafeden çıkılır. Bu geleneğin adı aperitivo. Happy hour'un kanepeli versiyonu diyebiliriz. Türkiye'de bu gelenek henüz pek oturmadı. Gerçi birçok mekan aperitivo partileri düzenledi ama kısa süre içinde bitirmek zorunda kaldı. Son olarak Nişantaşı'nın popüler mekanlarından
Den Cafe, aperitivo düzenlemeye başlamış. Perşembe günleri saat 18.00'de açık büfe kuruluyor ve saat 20.00'ye kadar devam ediyor. Oldukça popüler olmuş. Özellikle Nişantaşı civarında çalışanlar, iş çıkışı soluğu Den Cafe'de alıyor. Bu arada mekan hem dekorasyonunu hem de mönüsünü yenilemiş. Terası büyütmüş, içeri sedir koltuklar koymuş ve barı ön plana çıkarmış. Kokteyl mönüsü ve istek üzerine kahvaltı mönüsü de genişlemiş. Kahvaltı seçenekleri arasında ev yapımı yöresel reçeller, köy yumurtası ve kaymağından oluşan kahvaltı tabağı ve organik ekmeklerden yapılan tost çeşitleri dışında eggs benedict, kavurmalı yumurta gibi seçenekler de var. Atıştırmalıklarda artık Den Cafe ile özdeşleşen mini burger, hâlâ en çok tüketilenler arasında yer alıyor. Ana yemeklerde ise badem, pazıda levrekli iç pilav, bonfileli penne ve pizza çeşitleri dikkat çekiyor. Tatlılar arasında bulunan çilekli milföy ise şimdiden müdavimlerin favorisi olmuş durumda. Mekan bir de öğlen yemeğinde çalışanlar için özel fiyatlı mönüler sunuyor. Haftanın beş günü saat 21.00'den sonra DJ performansları gerçekleşiyor. Ve bu gecelerde house, soul, bossa nova ve nu jazz şarkıları çalıyor.
DOSTLAR BALIKÇIDA GÖRSÜN
Balıkçının piyasası olur mu? Oluyormuş.
Arnavutköy Balıkçısı haftanın yedi günü dolu oluyor. Üstelik müdavimleri arasında pek çok ünlü de var. Zaten kapıda magazinciler eksik olmuyor. Artık içeriden hangi ünlü çıkarsa... Balıkçının hakkını vermek lazım. Yemekleri gerçekten başarılı. Servis de oldukça iyi. Kendilerine özel pek çok özel tat var. Başlangıçlar, salata, ara sıcak, ana yemek, tatlı, yanında da rakı... Hepsinden tatsanız bile, adam başı en fazla 80 TL hesap geliyor. Burada ne mi yemeli? Saymaya başlıyorum: Soğuk mezelerden cibes, patlıcan salatası mutlaka tadılmalı. Soyalı uskumru, ızgara kalamar ve levrekten yapılan balık köfte ortaya paylaşmak için ideal. Ana yemek olarak ister kırlangıç buğulama ısmarlayın, ister mezgit tava. Ama tatlılardan kızarmış dondurmaya mutlaka yer ayırın.