Türkiye'de genç müzisyenlerin sahneye uzanan yolculuğu uzun zamandır bir hayalin peşinde koşmakla başlıyor. O hayalin en parlak sahnelerinden biri ise kuşkusuz İKSV'nin Genç Caz programı... Her yıl olduğu gibi bu yıl da yüzlerce başvuru arasından seçilen genç caz grupları, 2025 programıyla birlikte hem yeteneklerini hem de üretim cesaretlerini bir kez daha ortaya koyuyor. Biz de bu heyecanı yerinde hissetmek için 2025'in Genç Caz grupları ve programın direktörüyle bir araya geldik. Genç müzisyenlerin ilham kaynaklarından sahne hayallerine, İKSV'nin bu programla onlara açtığı kapılardan Türkiye'de cazın geleceğine kadar pek çok şeyi konuştuk. Her biri kendi hikayesini anlatırken, aslında ortak bir cümlenin altını çiziyordu: Bu sahne sadece bir başlangıç.

Hepimizin motivasyonu iyi müzik yapmak
Hepimiz Boğaziçi'nde okuyorduk ve farklı gruplarda çalıyorduk. Sonrasında bir şekilde bir araya geldik ve ne tarz müzik yapmak istediğimize karar verdik: caz, R&B ve soul. Ardından vokal aramaya başladık. Okulda pek çok grubun prova alabildiği bir stüdyo var. Grubu kurduğumuzda orada ilk deneme provamızı yaptık. Zaten tarzımız neo-soul ve pop-caz gibi türlere yakın olduğu için, en başından beri Genç Caz'a katılmayı düşünüyorduk. Diğer arkadaşlarımızın da eklenmesiyle birlikte tamamen Genç Caz'a yönelik bir hazırlık sürecine girdik. Bu süreçte bir beste ve iki cover yaptık. Yarışmaya da kendi bestemizle katıldık. Şarkının sözlerini Derin yazdı; ardından hep birlikte üzerine çalıştık. Tek tek herkes kendi fikrini ekledi, her hafta toplanarak şarkıyı hazırladık. Jüriye sunduktan sonra seçildik. Albümde yer alacak parça için ise yeni bir beste hazırladık; kendimizi daha iyi ifade ettiğimiz, içimize daha çok sinen bir şarkı oldu. Stüdyo sürecimiz de oldukça profesyoneldi. Mix ve mastering kısmında çok iyi isimlerle çalışma fırsatı bulduk. Bize sekiz saatlik bir kayıt süresi verildi; sabahtan başlayıp o süre içinde şarkıyı tamamladık. Ardından parçamız dijital platformlarda yayınlandı. Birbirimizle uyumlu olduğumuz için sahnedeki iletişimde hiç zorlanmadık. Kalabalık konserlerde yaptığımız müziğin insanlara nasıl geçtiğini görmek bizi çok motive ediyor. Çok dinlenmesek bile iyi müzik yaptığımız sürece devam etmek istiyoruz. Çünkü hepimizin motivasyonu tam da bu noktada kesişiyor.

GENÇLER İÇİN FAYDA SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ
HARUN İZER / İstanbul Caz Festivali Direktörü
İstanbul Caz Festivali olarak 20 yılı aşkın bir süredir devam ettirdiğimiz Genç Caz programı şimdiki adı ile Genç Caz+ aslında festivalde genç müzisyenleri teşvik edecek bir alan açmak amacı ile doğdu. 2000'li yılların başında Türkiye'de yerleşik bir caz sahnesi olmakla birlikte, ancak belli başlı isimler düzenli konser verebilmekte veya albümler yayınlamaktaydı. Genç ve henüz yolun başında olan müzisyenler için yeterince alan olmadığını hissediyorduk. Ben de o yıllarda ekibe katıldığım için çok net hatırlıyorum, giderek artan bir şekilde yeni ve genç müzisyenlerin çalışmalarından haberdar oluyor, onlardan festivale katılma istekleri alıyorduk. Bize temel ilhamı veren de bu oldu aslında. Genç Caz kapsamında müzisyen ve topluluklar için sadece bir konserden daha kalıcı çalışmalar yapma fikri aslında uzun bir süredir vardı. Eser sahipliği müzik üretiminin çok temel bir unsuru ve genç müzisyenleri hem buna teşvik etmek hem de bu konuda yol gösterici olmak da bizim için önemli bir etken oldu. Genç Caz+ programında seçilen topluluklar İstanbul Caz Festivali'nin Parklarda Caz bölümünde konser vermekte, bu konserler de ücretsiz gerçekleşiyor. Genç Caz+ programımızı her yıl geliştirmeye ve genç müzisyenler için daha faydalı hale getirmeye çalışıyoruz.

Yeni parçalarımızı kaydedeceğiz
İcra ettiğimiz müziği büyük bir kitleye ulaştırmak ve bunu büyük, profesyonel bir sahnede yapmak bizi oldukça heyecanlandırdı. Müziği hayata geçirmek açısından profesyonel bir ortamda yetkin kişilerle çalışmak oldukça rahatlatıcı bir histi ve unutulmaz bir deneyimdi. Parça içindeki senkronizasyonumuzun çok uyumlu olması ve parça içinde dur-kalk yerlerinin kusursuz çalınması bize "biz bu işi yapıyoruz" dedirtti. Grupla yaptığımız ilk kaydın böyle profesyonel bir albümde yer alması bizim için çok güzel bir başlangıç oldu ve kariyerimiz için iyi bir ivme kazandırdı. Sanatçıların kendilerini daha rahat ifade ettikleri özgür bir dünyaya evriliyoruz; aynı zamanda cazın türden çok bir yaklaşım olduğu yeni bir dünyaya doğru yol alıyoruz. Sınırları olmayan, akışkan bir form. En hayalperestimiz sanırım piyanistimiz Yusuf. Disiplin konusunda ise basçımız Mert'le gitaristimiz Ferdi başa baş gidebilir. Genç Caz sonrasında kendimizi büyük sahnelerde, yoğun bir tempoyla çalarken görüyoruz. Yakın zamanda yeni parçalarımızı kaydetmeyi planlıyoruz.

Dostluk bizi bir arada tutuyor
Bizi bir arada tutan duygu hem dostluk hem de aynı müzik hayali diyebiliriz. Aynı zamanda bu müziğin her defasında bambaşka şekillerde bizi ve biz aracılığıyla kendini, yeniden üretmesine karşı duyduğumuz merak belki. Caz müziğinin kendisinden dahi yekpare bir tanımla bahsetmek güç. Biz de bu müziğin bize sunduğu olanaklar denizinde yüzüyoruz. Çalışmaya, müzik yapmaya devam edeceğiz. Biz de onunla birlikte evirileceğiz diye umarız. Gündemimiz de çok çalışıp müzik yapmaya devam etmek dışında paketlenmiş bir takvim var diyemeyiz. Çalmaya, üretmeye devam edeceğiz.

Vizyonumuz genişliyor
Hepimizin bambaşka müzik zevkleri bizi bir arada tutuyor. Herkes parçalara başka bir gözle eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşıyor ve kendi zevkine göre türlerden elementler ekliyor bu da parçalarımızı türler arası geçiş yapan bir hale getiriyor ve bizim için çok keyifli bir deneyime dönüşüyor. Leviers "Rock-Funk-Caz" arasında bir ses arayışında diyebiliriz. İstanbul Caz Festivali Genç Caz+ programı, bizim kariyerimizde oldukça kıymetli bir yerde. Farklı müzik zevklerine sahip dört arkadaşın, bu zevklerini özgün şarkıların içinde harmanlayabildiğini ve bunun seyirciye geçtiğini gösteriyor. Bu, elbette yaptığımız işe daha sıkı sarılmamızı, çalgılarımız üzerindeki kabiliyetimizi daha büyük bir hevesle geliştirmeye devam etmemizi sağlıyor.
Bireysel olarak katkısı oldu
Hepimiz Ankara Devlet Konservatuvarı Caz Ana sanat dalı öğrencileriyiz. Ve sınıf arkadaşlarıyız. Günümüz caz sanatçılarından da caz tarihindeki önemli figürlerden çok besleniyoruz. Festivalde ve Parklarda Caz'da çalmak bizim için çok anlamlıydı çünkü ilk defa İstanbul'da ve bu kadar kalabalık bir kitleye çaldık. Açık havanın enerjisi güzeldi. Samimi bir performanstı ve orada olmak bizim için değerliydi. Yüksek kaliteli ekipmanlarla ve enstrümanlarla çalmak rahat ve ilham vericiydi. Genelde provaya ara verdiğimizde beraber müzik dinleriz. Bunun grup uyumumuzu büyük ölçüde arttırdığını düşünüyorum. Bireysel olarak da bizlere çok katkısı oldu.
Görülebilir olmak bizim için önemli
Kendi projemizi insanlara sunabilmek ve bu performanslarla organik gelişimini gözlemlemek mutluluk verici. Görülebilir ve tüketilebilir bir yerde var olmak bizler için çok iyi. Daha fazlasını üretmek için çalışıyoruz. Performans öncesi sinerji artırımı için şefkatli sarılmalar yapıyoruz. Şu an halihazırda bestelediğimiz eserleri son haline getirmek ve bir Ep'de toplamak. Elektronik müzik estetiğinden beslenerek bu eserleri sunarken 'transition' odaklı bir performans sunmak. Yapay gerçeklik ortamında da bir pûr deneyimi hazırlamak.