Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

Uzaklarda arama ben her zaman evdeyim

Neredeyse bir yıldır tüm dünya zamanını evde geçiriyor. Zorunlu başlayan bu süreç eve bakışımızı değiştirdi. Evin güvenli, sıcak ortamı sarıp sarmaladı çoğumuzu... Hal böyle olunca evde zamanımızı daha verimli, daha güzel geçirmek için yollar aradık. Ve öyle bir noktaya geldik ki, tatilimizi bile evde geçirmeye başladık. Bu yeni trende bir de isim bulundu: Staycation....

Dünya geneline yayılan Covid-19 salgını sürecinde neredeyse bir yılı geride bırakıyoruz. Sosyal izolasyon uygulamaları nedeniyle evde kalmak zorunda olduğumuz bu bir yıl içinde seyahat anlayışımız da değişti. Örneğin kendiliğinden bir tatil trendi çıktı ortaya: Staycation. Yani pandemi günlerinde madem evini bu kadar seviyorsun, o zaman tadını çıkar. En konforlu seçenekleri bul ve tatilini evinde geçir, diyor bu trend. Gerçekten de içinde bulunduğumuz durumun keyfini çıkarmanın yollarını bir şekilde bulmamız gerekiyor. Peki nedir bu staycation? İngilizce'de 'stay' ve 'vacation' kelimelerinden türemiş. 'Kalmak' ve 'tatile çıkmak'. Biri yaşadığın şehirde kalarak tatil yapmak ve o şehrin daha önce keşfetmediğin alanlarını deneyimlemek, diğeri de evinden hiç çıkmadan gerçek otel konforuna ulaşmak. Sahi seyahat etmeyi özledik mi yoksa evlerde kalmaya mı alıştık? Sanat dünyasının bilinen isimleri Ali Sunal, Hülya Koçyiğit, Funda Arar, Ediz Hun ve Eser Yenenler'e pandemi sürecinde neler yaptıklarını ve en çok nereye seyahat etmeyi özlediklerini sorduk....


Ali Sunal: Her anım kızım Narin'le dolu

Pandemi sürecinde neler yaptınız?
- Bir kere pandemi çok kötü oldu. Yani bir esaret oldu, eve kapandık. Evde olmayı sevdiğim kadar dışarda da olmayı seyahat etmeyi de seven biriyim ama madem evde olacağız bunu en iyi şekilde değerlendirmemiz gerektiğini düşündüm. Yoksa insanın psikolojisi bozulur. Benim şansıma evde kızım Narin'im var, onunla vakit geçirdik bol bol. Onun her anına şahit oldum. Ben uyandırıyorum, uyandırınca altını değiştiriyorum, ben yıkıyorum, dolu dolu yaşadım Narin'i. Herkes bu dönemi kaçırdığını söylerdi bu bakımdan benim için büyük avantaj oldu, zaten Narin uyuyana kadar vakit nasıl geçiyor belli değil. Her türlü oyunu oynadık, dışarlarda gezdik, izin olduğu saatlerde tabii ki...
- Bu süreçte yaratıcılığınız arttı mı?
- Önce artttı, yapılacak bir sürü iş buldum, sıraya koydum. Fakat henüz onların tiyatro oyunu gibi, sinema filmi gibi yapılamayacağını gördüm, çünkü hem seyirci korkuyor maalesef hem de çeşitli alınan önlemler devam ettiği için de çok sosyalleşip toplu bir şekilde hareket edemiyoruz. O yüzden onlara biraz ara verdik, fakat elimde güzel bir birikim oluştu. Şimdi yavaş yavaş hayata geçer diye umuyorum, bunun yanında mutfağa girdim mi? Girdim, beraber girdik tüm ev halkı, Narin de dahil olmak üzere. Hamurlar yoğurduk, hamurlar açtık, pizzalar yaptık, hamburger yaptım, kumpirler yaptık... Normal şartlarda evde yemeyeceğimiz her şeyi yaptık, bütün o çılgınlık şeyine ben de girdim. Lahmacun yapmadım baştan söyleyeyim. - Seyahat etmeyi özlediniz mi?
- Seyahat etmeyi çok özledim, özellikle kızımla seyahat etmek, nasıl olacak çok merak ediyorum. Bir tek Bodrum'a gittik, yazın. Oradaki evimizde Narin denizle tanıştı, çok seviyor, su çocuğu oldu. Orada bahçe, açık hava iyi geldi hepimize diye düşünüyorum. Üç ay sonra geri geldik. Şimdi buradayız, iyi geçirmeye çalışıyoruz buradaki zamanımızı. Seyahat etmek istersek öncelikle Narin'le gidebileceğimiz onun da keyif alabileceği, mutlu olabileceği, yolda eziyet çekmeyeceği yerler düşünürüm. Ama kendim gideceksem, yani Narinsiz bir kaçamak düşüneceksem valla her yer olur, bilmiyorum... Hayal kurmak istemiyorum çünkü o zaman seyahat etmeyi daha çok özlüyorum. En güzel yer tabii ev ama yani işte Yunanistan'dan tut Amerika, Avusturya'ya kadar her yer olabilir. Yaptığımız seyahatlerin önemini şu evde oturduğumuz süre boyunca daha iyi anladık.
- Narin ile evde neler yapıyorsunuz?
- Yılbaşı ağacı süsledik mesela, çok ilgisini çekti. Kendi koyduğu süsleri, her gün kontrol etti, her gün karşısında durup ağaca baktı. Onun yüzünden hâlâ toplamıyoruz. Hafta sonları Bayramoğlu'nda Narin'in babaannesine, dedesine ziyaretlere gittik. Orada scooter'dan bisiklete Narin'le oynadık. Şimdi yeni küçük bir kaydırak aldık, çok mutlu. Çay saatlerimiz oluyor, Narin'in oyuncakları var bize çay hazırlıyor, bir oyuncak mutfağı var yemek yapıyor, genelde bana patlıcan denk geliyor. Kukla ile oynuyoruz, kitap okuyoruz, bayılıyor kitaba. Biraz oyun oynadıktan sonra hemen kitaplarına yöneliyor ve kitap okuyoruz, lego yapıyoruz. Evde eşimle Narin uyuduktan sonra bol bol film, dizi izliyor, kitap okuyoruz. Arkadaşlarımızla görüntülü konuşmalar yapıyoruz. Müzik dinlemeyi, dans etmeyi çok seviyor Narin. Dans partilerimiz oluyor kendisiyle, onun istediği şarkıları açıyoruz, onlarla dans ediyoruz. Saklambaç oynuyoruz, en görünür yere saklanıyor Narin ve biz onu görmemeye çalışıyoruz. Küçük bir çadırımız var, onun içine girip oynuyoruz.


Funda Arar : Güzel şarkılar yapmaya devam ediyoruz

Evde hayat bir rutine bağlanmış durumda. Sabah kalktığımızda Aras'ın okulu başlıyor, onunla ilgileniyorum. Bunun dışında sitede bol bol yürüyüş yapmaya çalışıyorum. Yemek yapıyoruz... Çünkü evde olunca insan daha çok "Ne yiyelim ne içelim" diye düşünüyor. Ama bunu telafi etmek için de sporu ihmal etmemeye çalışıyorum. Şiir okuyorum, kitap okuyorum. Bunun dışında üretmeye de devam ediyoruz elbette. Yeni güzel şarkılar yapmaya çalışıyoruz... Galiba en çok konser için ekip arkadaşlarımla beraber seyahat etmeyi özledim. Büyük bir özlem var, sürekli konuşuyoruz yollarda geçen komik anlarımızı yad ediyoruz. Ama onun dışında, biz seyahat etmeyi seven bir aileyiz. Hem yurt içinde hem yurt dışında... Mesela yurt içinde pandemi öncesi son gittiğimiz yer Gaziantep'di. Gaziantep'in kültürel zenginliklerini gördük. Oğlumuzun da Türkiye'nin çeşitli yerlerini görmesini çok istiyorum. Bunun dışında ben yurt dışına da seyahat etmeyi seviyorum. Değişik ülkelerde yaşayan insanları, onların kültürlerini tanımak, yemeklerini tatmak, tarihi yerlerini gezmek beni çok mutlu ediyor.

Eser Yenenler: Seyahat insanı değilim

Vallahi seyahat etmeyi özlemedim çünkü hiç bir zaman seyahat insanı olamadım ben. Bavula eşyalarını topla koy, git uçakta onu bir daha koy, bavulu al, havaalanında dolaş sonra otele yerleş, bilmediğin bir otel odası falan... Hiç bir zaman seyahat etmek bana ilgi çekici gelmedi. İş,turne falan varsa seviyorum seyahati. Normalde öyle seyahat coşkum olmadı ama pandemiden önce bir ailecek Kapadokya'ya gidecektik, belki öyle bir Kapadokya yaparız. Bir de eşim Berfu ile tanıştığımız günden beri Paris hayalimiz var, onu yapmayı istiyoruz, bu ikisi bana beş yıl yeter zaten.

Hülya Koçyiğit: Okuyorum, izliyorum, üretiyorum

Yay burcu olduğum için mi bilmiyorum ama seyahat etmek, keşif yapmak en büyük zevkim. Spesifik bir yer söylemem mümkün değil ama yeni yerler görmeyi özlediğimi söyleyebilirim... Ama bunlar sağlık olmadan olmuyor. Hepimizin duası ortak; daha fazla can kaybı olmadan bir an evvel bu süreci geride bırakmak. Evde hayat bol bol düşünmeyle, okumayla, izlemeyle ve üretmeyle geçiyor.


Ediz Hun: Hiç sıkılmıyoruz, evde çok iyiyiz

Pandemi süresince Büyükada'da kaldım çoğunlukla, sadece iş olduğu zaman şehre indim. Ada'da hayatımız yoğun geçiyor, yapacak çok şey var, hiç sıkılmıyoruz, evde iyiyiz. Çiçeklerimle ilgileniyorum, sanatsal faaliyetlerim devam ediyor. Görüştüğümüz arkadaşlarımız var, onlar da bizim gibi çok dikkatli davranıyor sosyal izolasyon konusunda. Onun dışında seyahat özlemi çekiyor muyum derseniz hiç çekmiyorum çünkü tüm dünya aynı durumda. Aşılamalar başladı şimdi, insanoğlu bunun üstesinden gelecek inanıyorum. Yakın zamanda Eskişehir'e gideceğim, Savaşçı dizisine dahil oldum. Biz çalışmaya, üretmeye devam ediyoruz, sıkılmaya pek vakit yok ve inanıyorum ki bu günleri geride bırakmamıza az kaldı, üstesinden sabırla geleceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA