Bunun başka adı yok... Bildiğin zevzeklik... Seda Sayan'ın sabah programında 19 Mayıs münasebetiyle, konuk koltuğuna Atatürk'ün korkunç bir heykeli oturtulmuş. Zaten program başladığı günden beri Seda Sayan, bir önceki kanalında, kendi alanında iyi kötü yakaladığı itibarı, müthiş bir hızla aşağı çekmekte. Bu yapılan, üzerine tüy dikti resmen... Günün anlam ve önemine ithafen bula bula bunu mu bulmuşlar?
***Aynı günün akşamı oturup TRT 1'i izleselerdi keşke...
Son Buluşma isimli bir program hazırlamış TRT... Hayatta kalan son üç gazinin gündelik yaşamına anonssuz, sunucusuz, tanıklık ettik. İçlerinde Çorum'da yaşayan, beyaz sakallarına, kepçe kulaklarına kurban olduğum bir gazi dedem vardı ki, beni gözyaşlarına boğdu. Yaş 100, ama o yaramaz çocuk gibi... Nasıl güleç, nasıl şeker... Kurtuluş savaşında düşmandan çok, açlık, kılık kıyafet ve teçhizat eksikliğiyle mücadele ettiklerini söylüyordu. "Biri şehit olacak ki silahını alıp cenge devam edeceğiz," diyordu... Şikâyet etmeden, sızlanmadan... Bir ara 27 yıldır yatalak olan diğer gazinin evine götürdüler onu... Silah arkadaşını ziyaret etmek istedi çünkü... Biri yatakta, diğeri yanındaki sandalyede el ele oturup o günleri yad ettiler. Bir ara benim dede, yatalak arkadaşının sakallarını falan taradı. Vedalaşırlarken de "Belki bir daha görüşemeyiz," deyip sarıldılar birbirlerine... Ve dedemin dudaklarından şunlar döküldü: "Hakkını helal et arkadaş!" Asıl siz bize helal edin be dedem... Ne olur edin... Elinizi ayağınızı öperim ben sizin.