Elazığ'da yaşayan öğretmen ve yazar Serdar Mirza Mollabey, dedesi ve babasından kendisine miras kalan yaklaşık 300 yıllık el yazması kitabı özenle koruyor. Üç farklı bölümden oluşan eser; Osmanlı dönemine ait eğitim notları, kişisel gözlemler, dualar ve şiirleri bir arada barındırmasıyla dikkat çekiyor. Aile büyüklerinden kuşaktan kuşağa aktarılan kitabın, Mollabey'in dedesinin dedesinin babası tarafından kaleme alındığı biliniyor. Eserin ilk bölümünde, matbaanın Osmanlı'ya yeni girdiği yıllarda medreselerde okutulan "Talim-i Müteallim" adlı ders kitabının el yazısıyla çoğaltılmış bir nüshası bulunuyor. Yazar, metni çoğaltırken dönemin coğrafi yapısına, eğitim hayatına ve ilim yolculuklarına ilişkin kişisel notlar da eklediği görülüyor.

ŞAM'A UZANAN İLİM YOLCULUĞU
El yazmasındaki kayıtlara göre yazar, ihtisas eğitimi için dönemin yaygın güzergâhı olan Şam'a gitmiş; bir süre eğitim aldıktan sonra dönüş yolunda Diyarbakır üzerinden ilerleyerek "Goros" şeklinde bahsedilen bir köyde ikamet etmiş. Daha sonra bugünkü Bingöl'e bağlı Yaygınçayır (Kemah) Köyü'ne geldiği belirtiliyor. Metinde yolculuk sırasında gözlemlenen sosyal olaylar, idari yapıya ilişkin notlar ve halk yaşamına dair ayrıntılar da yer alıyor. Ayrıca Şam bölgesinde yaşandığı ifade edilen, ancak sebebi tam anlaşılamayan büyük bir felaketten bahsedildiği görülüyor.
DUALAR, SOY AĞACI VE ŞİİRLER BİR ARADA
Eserin ikinci bölümü, uzun dualar, aileye yönelik hayır temennileri ve soy geçmişine dair notlardan oluşuyor. Üçüncü kitap ise ağırlıklı olarak şiirler ve beyitlerden meydana geliyor. Arapça, Osmanlıca ve Farsça ifadelerin bir arada kullanıldığı metin, yüksek ilmî birikime sahip bir medrese âliminin kaleminden çıktığını gösteriyor. Mollabey, eserde karşılaştığı "Fatihayı kim bize yâd eyleye, halif binarından azad eyleye" gibi ifadelerin, dönemin tasavvufi yaklaşımını yansıttığını belirtiyor.

ZAMANLA YIPRANAN ESER RESTORE EDİLDİ
Yılların etkisiyle zarar gören el yazması kitabın bazı sayfaları çürümeye başlayınca, Mollabey kitabı bir infaz koruma memuru olan arkadaşına teslim ederek restore ettirdi. Temizlenen ve onarılan yapraklar yeniden bir araya getirildi. Eseri okumak için zaman zaman Elazığ'daki medrese hocalarıyla bir araya geldiğini söyleyen Mollabey, el yazısının çok zor ve uzmanlık gerektirdiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı, "El yazması olduğu için okumak oldukça güç. Elazığ'da sadece bir iki hocanın okuyabildiğini gördüm. Çok vakit istiyor. Üç dil bir arada kullanılmış ve yazı sanatı oldukça ağır. Buna rağmen mümkün oldukça çözmeye çalışıyoruz" Mollabey, aile için büyük manevi değer taşıyan bu el yazması eseri korumaya ve gelecek nesillere aktarmaya devam edeceklerini belirtti.