Gazete ve televizyonlarda her gün reklâmlarını görmeye alıştığımız emlâk satış ilânları, konut sahibi olmak isteyenleri adeta büyülüyor. Hiç evi olmayanlar bütçesine uygun bir ev ararken, daha iyi koşullardaki bir konutla evinin değiştirmek isteyenler de bu ilânları dikkatle takip ediyor.
İnşaat sektörü büyümeye devam ediyor.
Bu da ülkenin büyüme oranlarını artırıyor. Büyük ve önüne geçilemez bir değişimin, dönüşümün içindeyiz. Her şey o kadar hızlı ki, sonuçlarını önümüzdeki yıllarda daha net göreceğiz.
Nüfus artışı ile birlikte gelen sorunlardan biri de konut ihtiyacı.
Bu olgu, şehirlerin değişim ve dönüşüm hızını son 10 yılda o denli artırdı ki
kimi durumlarda imar plânları yetersiz kalabiliyor. İstanbul'u İstanbul yapan
tarihi ve kültürel mirasımız elimizden kayıp gidiyor. "Yanlış perspektifden fotoğraf alınıyor" tartışmalarına rağmen
tarihi yarımadanın o eşsiz siluetine gölge düşüren gökdelenlere getirmek istiyorum sözü.
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın çok üzüldüğünü ve çözüm aradığını duyuyoruz ama çözüm aranırken katlar da tek tek yükseliyor o gökdelenlerin üzerinde.
Ne olacak peki?
Öncelikle, hatayı telafi etmek için binayı yapanları da mağdur etmeden bir çözüm aranmalı. Biliniyor ki o gökdelenlerdeki dairelerin birçoğu da satılmış durumda.
Ama uzun vadede de şu soruları hiç akıldan çıkarmamak gerek. Sadece sınırsız, çok katlı binalardan mı ibaret olacak İstanbul? Evet, İstanbul yüksek katlardan çok güzel görünüyor hâlâ. Ancak yakında birkaç yüz metre ilerideki gökdelenlerden başka manzara kalmayacak. İstanbul'u var eden değerleri korumazsak İstanbul'un değeri olabilir mi?
Size ilginç bir bilgi. Londra ve Paris'in merkezlerindeki nüfusun ve yapılaşmanın yıllardır değişmediğini biliyor musunuz?
Peki, Paris ve Londra büyümedi mi?
Elbette büyüdüler ve genişlediler. Ama plânlı ve belirlenen bölgelerde. Bizdeyse plânsızlığın fotoğraflara nasıl yansıdığını görebiliyoruz.
Bu arada önemli iki gelişmeyi anmadan geçmemek gerek. Birincisi yurtdışındaki
Türkiyeli göçmenlere mavi kart veriliyor. Bundan sonra
Alman ya da Fransa vatandaşı olsalar bile rahatlıkla Türkiye'den emlâk satın alabilecekler.
İkincisi internet üzerinden akrabalarının beğendiği gayrimenkulleri, hiç Türkiye'ye gelmeden, gerekli evrakları bulunduğu yerdeki Türk konsolosluklarına teslim ederek tapuyu üzerine geçirebilecek.
Tapu ve Kadastro Genel Müdür Vekili Gökhan Kanal bunun için konsolosluklarda tapu sicil memurlarının da görevlendirileceğini açıkladı.
Çok zekice ve pratik bir uygulama.
Almanya'nın çifte vatandaşlığı engelleyen dayatmasını by pass eden bu karar nedeniyle hükümete tebrikler.
Kerim Alar/ İstanbul Yeni yapılan sitelerden bir daire almaya karar verdik. Sitelerde aidatlar neye göre belirleniyor? 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın 72.
Maddesinde toplu yapılara ilişkin özel hükümler bölümüde ortak giderler genel kapsamda ele alınmakta ve tanımlanmakta.
Aynı yasanın 20. maddesinde ise aidatların nasıl belirleneceği belirtilmekte.
Buna göre, kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça:
a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa
eşit olarak;
b) Ana gayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi
arsa payı oranında katılmakla yükümlü olduklarını hükmeder.
Yönetim plânında ya da kat malikleri arasında başka türlü bir anlaşma olmadıkça ana yapının
personel giderlerine eşit olarak, diğer giderlerine ise
arsa payı oranında katılırlar.