Kimisi vahşi doğada hayatta kalmaya çalıştı, kimisi kendine bir baraka bulup orada kendi yiyeceklerini pişirdi, kimisi de Himalayalar'a doğru zorlu bir yolculuğa çıktı.
İŞTE ZOR YOLU SEÇENLERİN HİKAYELERİ...
Para olmadan yaşamak mümkün mü? İşte dünya üzerinde birkaç insan bu sorunun cevabını bulabilmek için hayat tarzlarını tam anlamıyla değiştirip parasız yaşamayı seçti.
Kimisi vahşi doğada hayatta kalmaya çalıştı, kimisi kendine bir baraka bulup orada kendi yiyeceklerini pişirdi, kimisi de Himalayalar'a doğru zorlu bir yolculuğa çıktı.
İŞTE ZOR YOLU SEÇENLERİN HİKAYELERİ...
BİR BUÇUK YILDIR BİR KARAVANDA PARASIZ YAŞIYOR
Bir buçuk yıl önce parayla olan tüm ilişkisini kesti ve yeni bir hayata başladı.
31 yaşındaki Mark Boyle, Kasım 2008'de para kullanmayı bıraktı. Şu anda İngiltere'nin Bristol kenti civarında bedava bulduğu bir karavanda yaşıyor ve sadece gönüllü işler yapıyor.
Kendi yiyeceklerini yetiştiriyor, güneş enerjisi panelinden elektrik üretiyor.
Cep telefonu sadece gelen aramalara açık; dışarıyı arayamıyor ve güneş enerjisiyle çalışan bir dizüstü bilgisayar kullanıyor. Sadece sebze yiyor.
2007 yılında "bedava ekonomi" isimli bir internet sitesi kurdu ve insanları bu site üzerinden yeteneklerini ve sahip olduklarını paylaşmaya teşvik ediyor. "Parasız Adam: Ekonomik bir yılın hikayesi" isimli bir kitap yazdı.
Boyle, çoğu insanın çılgınlık diye nitelendireceği bu deneyimin başlangıcını şöyle anlatıyor:
İşte böylelikle parayı hayatımdan çıkarmaya karar verdim. Organik yiyecekler üreten firmadaki işimi bıraktım, teknemi sattım.
Para ile satın aldığım her şeyin bir listesini yaptım ve onlarsız yaşamanın hesaplarını yaptım. Diş macunu yerine mürekkepbalığı kılçığından ve rezene tohumlarından bir karışım kullanıyorum.
iPod gibi teknolojik aletlerin tümünü hayatımdan çıkardım; şu anda hayatımdaki tek müzik ağaçlardaki kuşların cıvıltısı.
Parasız bir dünyada her şey daha fazla zaman ve çaba istiyor.
Fındık kaynatarak yaptığım deterjanımla çamaşırlarımı elimde yıkamak yaklaşık iki saatimi alıyor. Çamaşır makinesi ile ise yarım saatte biterdi.
Aslında bu hayat tarzını çevre bilinci uyandırmak için sadece 1 yıllığına benimseyecektim ama bunu o kadar sevdim ki artık bırakmam mümkün değil.
Hayatımda hiç bu kadar mutlu ve bu kadar formda olmamıştım.
İlk başlarda ailem çok tepki vermişti; ancak, şimdi onlar da beni destekliyor; hatta onlar da benim gibi olmaya çalışıyorlar.
Para olmadan sosyalleşmek biraz zor; özellikle de benim gibi biri için.
İrlanda'da büyüdüm ve benim yetiştiğim yerde arkadaşlarına barda bira ısmarlamak erkeklik göstergesi gibidir.
Şimdi bunları yapamasam da arkadaşlarımı karavanıma davet edip onlarla kamp ateşi etrafında kendi yaptığım yiyecekleri ikram etmek çok hoşuma gidiyor.
Şu anda hayatımda kimse yok; ama çıkardığım kitap ve blogum dolayısıyla birçok kadın benimle ilgileniyor.
Parasız olmak bir yana, et yemiyor olmak bile bana ilgi duyacak kadın sayısını azaltıyor.
Benim için hayatından parayı tam anlamıyla çıkarabilecek bir kadın bulabilmek en büyük hayalim.
VAHŞİ DOĞADA 5 AY YAŞADI
Christopher Johnson McCandless (12 Şubat 1968 – 18 Ağustos 1992) adlı gezgin, Alaska'da vahşi doğada 5 aydan az bir süre yanında harita,pusula gibi ekipmanlar dahi olmadan, çok az malzemeyle yaşadı.
PARANIN GERÇEK ZEVKLERİ KÖRELTTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORDU
Mccandless kapitalist dünyada para ile kolayca elde edilen şeylerin hayatın gercek zevklerini ve anlamını körelttiğini düşünüyordu.
İşte bu nedenle dünyayı keşfetmek için maceraya atıldı.
İyi anlaşamadığı ailesinin beklentilerini gercekleştirmek için üniversite okuyan maceracı genç, üniversite bitiminde ailesini bir daha aramaksızın sırra kadem basar.
Seyahati esnasında ismini bile değiştirir; yolculukları sırasında tanıştığı insanlara kendini Alexander Supertramp olarak tanıtır.
Nisan'da Alaska'nın vahşi ortamına daldığında ortam hala karlar ile kaplıdır.
İlk bir iki hafta sonrasında terk edilmis bir belediye otobüsünü evi olarak benimser.
Burada yaklaşık 4 ay kalmayı başarır ve bu dönemde en önemli besin kaynağı pirinç, yakaladığı sincaplar ve etraftaki bitkilerden topladığı yemişler olur.
4 ay boyunca sadece bir tane geyik avlar ancak etlerini iyi muhafaza edemedigi için ondan da fazla faydalanamaz.
4 ay gectikten ve yeterince kilo kaybettikten sonra Mccandless bu macerasını noktalamaya karar verir.
Ancak dönüş yolunda kendisini tatsız bir sürpriz beklemektedir, daha önce geçtigi nehir, buzullar eridikten sonra oldukca derinleşmiş ve buz gibi suyu da oldukça hızlı bir şekilde akmaktadır. Bu nehri yüzerek geçme şansı yoktur.
Yanına harita bile almayan mccandless, caresiz olarak nehirdeki sularin biraz daha çekilmesini beklemek için bir ay daha gecirmek uzere kaldığı otobüse döner.
Tam da bu dönemde genç maceracı, ciddi bir hata yapar, açlığın da getirdigi çaresizlikle yanında getirdiği tohumları yemeye başlar ve bu tohumların toksik etkisi ortaya çıkınca yediklerini çıkarmaya baslar.