'Elinin hamuruyla erkek işine karışma' atasözü biz de çok yaygındır. Bu yüzden kadınlar, erkeklere atfedilmiş mesleklerin yanından bile geçemez. Ama aramızda cesur kadınlar da var. İşte o kadınlardan biri de erkek berberliği yapan Serap Aykut
Elinde usturası olan bir kadın o. Bu usturanın da ona saygı kazandırdığını düşünüyor. Erkekler dünyasında var olmanın adımını 'Erkek gibi kadın' deyimine sadık kalarak başarmış. Ama erkek berberliğinde 21 yılı geride bıraktığı şu günlerde, "Etrafımdaki erkekler saygıyla karşıladı mesleğimi hep. Kendilerine pay çıkarmak suretiyle erkek gibi, delikanlı kız tanımlarıyla altını çizdiler övgülerinin. Oysa ben cinsiyetsiz oluyorum çalışırken, bir insanın diğerine hizmeti olarak görülmeli. 'Delikanlı gibi kadın' olarak övülmek hoşuma gitmese de onların algı dünyasında olumlu bir yere oturduğumu biliyorum" diyor. Bu Serap'ın hikâyesi ama aslında iş hayatında var olmak için çabalayan ve saygı duyulmak için erilleşmeye itilen tüm kadınlara da tanıdık gelecek bir hikâye. Gelin Aykut'un bize sıra dışı gelen meslek seçimini ve bu süreçte erkekler dünyasına dair tecrübe ettiklerini birlikte okuyalım.
BÜYÜK KONUŞTU, BAŞINA GELDİ
Aykut lise hayatına, bir erkek lisesinde makine ressamlığı okuyarak adım atıyor. Yaşamındaki erkeklerle ilgili sınavının da böyle başladığını söylüyor. Ancak o hareketli bir insan, oturarak çizim yapmak ona göre değil. Kuaför olmaya karar veriyor ve hemen bu alanda başka bir meslek lisesine başvuruyor. Ama bu bölümde yer kalmayınca kendini cilt bakımı ve epilasyon bölümünde buluyor. Okula gidip gelirken trafiğin sıkıştığı bir an otobüsün penceresinden erkek berberinin önünde havluları asan bir kadın görüyor. İçinden 'Kadına bak, yapacak başka meslek bulamamış mı?' diye geçiriyor. Hayat büyük konuşmayı kabullenmiyor tabi, çok değil bir hafta sonra kadın kuaförü diye gittiği o kadın ustanın yanında işe başlıyor. Böylelikle 21 yıldır mesleği olan erkek berberliğine de adım atmış oluyor.
BABAM KARŞI ÇIKTI
Tabii babası kızının erkek berberi olmasına karşı çıkıyor. Ne de olsa bir kız çocuğu için toplumun hiç de hazır olmadığı bir meslek. O dönemi Aykut şöyle anlatıyor: "O güne kadar babama kendimi ispatlamıştım. Çalışkan bir öğrenciyim, hiçbir yanlışım yok, istenilen bir evladım. Bu ilk aykırı isteğim oldu. Annem destek oldu. Babam bana çok güvenmesine rağmen, ataerkil bir toplum olmamızdan dolayı karşı çıktı. Küstü, kırıldı, az konuşmaya başladı. Ama ben bir sene çalıştıktan sonra beni şaşırttı ve ilk tıraşına geldi. Hiç haberim yoktu. Ben de o ara yeni yeni asker tıraşı yapmaya başlamışım. Kapıdan girince çok şaşırdım. Ama saç sakal tıraşını yaptım ve gözlerinde o gururu gördüm. Çünkü etrafındaki esnaf arkadaşlarından övgüler duymuş."
ERKEKLER BANA SAYGI DUYUYOR
Erkekler dünyasında bir kadın olarak var olmak zordur. Hele sürekli erkeklerle muhatap olup onların saç ve sakalını kesecek bir kadın olarak insanın başına pek çok hoş olmayan durum gelebilir diye düşünüyor insan. Ancak Serap Hanım, hiçbir dedikodu ve kabalıkla karşılaşmadığını söylüyor. Bu rahatlığı da meşhur 'Erkek gibi kadın' tabirimize borçlu. "Erkekler 'erkek gibi' gördükleri kadınlara ekstra bir saygı ile yaklaşıyorlar. Elimde ustura olması bana bu yükü yükledi. Rahatsız olmadım ama kontrollü davranıyordum. Dekolte giyinmiyor, maskulen takılıyordum. Ama artık 38 yaşındayım ve öyle bir özen göstermiyorum. Çünkü meslekte de 21 yıllık tecrübem var ve kendimi ispatladım. Taciz olayı ise hiç yaşamadım." Peki, berbere giren erkek müşteri, bir kadın tarafından tıraş edileceğini anlayınca ne yapıyor? Çok şaşırıyor olabilirler, itiraz eden oluyor mudur, kalkıp giden mesela. Serap Hanım bugüne kadar koltuktan kalkan bir tek müşterisi bile olmadığı söylüyor: "İçeri rastgele giriyor müşteri. Sakal havlusunu takıyorum, sakalı hazırlamaya başlıyorum. O süreye kadar beni asistan, yardımcı, konu mankeni olarak orada olduğumu zannedip ustanın gelmesini bekliyor. Usturayı elime aldığımda olaya ayıyor ve nefesini tıraş sonuna kadar tutuyor. Ama erkeklerden bahsediyoruz hiç biri kalkıp gitmedi bu güne kadar (Gülüyor). Hatta tecrübe ettikten sonra geri geliyorlar. Sakal tıraşında elimin çok hafif olduğunu söylüyorlar." Biz kadınlar kuaför koltuklarını psikolog koltuğu gibi de görüp içimizi dökmeye başlarız. Erkekler de bizim gibi midir acaba? Hazır bir kadın berber bulmuşken rahatlıkla soruyorum. O koltukta neler anlatıyor erkekler Serap Hanım? "Erkekler berberlerinden kolay vazgeçemedikleri için artık dost oluyoruz ve her şeylerini benimle paylaşabiliyorlar. Çoğunu en özel anlarına ben hazırladım. İlk tıraşı, okul mezuniyeti, damat tıraşı... Çocuğu olanlar onu getiriyor. Eşleriyle olan problemlerini anlatıyorlar. Zaten yüz ifadelerinden anlıyorum ruh hallerini ve lafı ben açıyorum. Anlatmak isteyen hemen anlatıyor. Ben de güler yüzümle enerjilerini yükseltmeye çalışıyorum."