ALİ GÜLTİKEN - BU TAKIM İÇİN BÜYÜK ŞANS
Vincent Aboubakar ile oynamak başka bir şey... Oynamak istediğiniz her oyuna karşılık veriyor. Her sistemi de işler hale getiriyor. İster pas oyununu oyna, ister kontratak oyna, ister dar alanda baskılı oyna, istersen ölü vuruş kullan... Hepsinde Aboubakar var... Bu özellikler bir takım için gerçekten çok büyük şans. Dün akşam Aboubakar'ın ayağından erken gelen gol, Beşiktaş'ı rahatlattı. Takım olarak zaten topa sahip olarak oynuyor. Fakat golle beraber oyunun temposunu da istediği gibi yönlendirdi. Belki ilk yarıda kendi de çok fazla pozisyon bulmadı ama rakibine de hiç pozisyon vermedi. Bu Beşiktaş'ta çok önemli bir takım özelliği haline geldi.
Oyun ne olursa olsun, skor nasıl olursa olsun rakiplerine ne pozisyon veriyor ne de oynamalarına müsaade ediyor. Beklendiği gibi ikinci yarı zaten pozisyon zenginliği arttı. Bununla beraber gelen Aboubakar'ın ikinci golü de maçı kopardı. Sonrasında yine bol pozisyonlar ve oyuna hakimiyet vardı. Beşiktaş bunları yaparken zorlanmıyor. Takımın kurgusu ve oyun kabiliyeti o kadar iyi bir noktaya geldi ki Beşiktaş oynarken yapılan her şey normalmiş gibi görünüyor.
Aslında bu hiç kolay bir iş değil. Ama iyi takım seviyeleri bunları ortaya çıkarıyor. Kazanmanın ötesinde dünkü karşılaşmanın uzatmalarında gelen penaltı ve direkten dönen top dışında pozisyon vermeden devam eden bu süreç Beşiktaş'ı psikolojik anlamda da çok güçlendiriyor. Aşağı yukarı her maça çıkarken gözü kapalı sayılır hale gelen Beşiktaş kadrosu gözü kapalı kazanmaya devam ediyor.
FATİH DOĞAN - ALGI DEĞİL OYUN
Son periyoda girilirken ligi yangın yerine çevirmek isteyenler var! Geçmiş dönemlerin bilindik kötü alışkanlıkları, yöneticilerden yine rağbet görüyor! Orantısız, yüksek sesle yapılan söylemler toplumu 'adalet arayışları' ile 'algı operasyonları' arasında garip bir anaforun içine itti. Ancak kaos içinde garip bir sakinlik hissediyorum! Dozajı artmış söylemler, volümü yükseltilmiş kelimeler insanların üzerinde etkisini kaybetmeye başladı.
Dört adayın yarıştığı bir ortamda şampiyonluğun yolunun sahadan geçeceği iyi anlaşılmalı. Çünkü 'at terli' ve artık herkes oyunun içinde! Başarıyı isteyen, sahada da güçlü olmak zorunda. Şu ana kadar en iyi oyunu oynayan takım Beşiktaş. Daha sakin ve avantajlı. Dün de Gaziantep'i Aboubakar'la geçerek doğru yolda olduklarını gösterdiler. Gaziantep 4-5-1'le savunmayı güçlü tutsa da ikinci bölgeyi de iyi kapatarak sistemli ve karakterli bir oyun ortaya koydular.
Beşiktaş Rıdvan'lı, Ljajic'li kadrosuyla Malatya maçından çok daha iyi ve etkili oynadı. Yoğun yağışa rağmen yine çok iyi bir maç izledik. İlk yarı pozisyon kısırlığı yaşanmasının nedeni G.Antep'in doğru bölge savunması yapmasıydı. Aboubakar'ın golleri kalitesine yakışır gollerdi. Ancak rakibin son 10 dakikada bir penaltı golü atıp bir de uzatmalarda Andre ile direğe takılmasını Sergen Yalçın değerlendirilmeli. Değişikliklerde Mensah'tan beklenen katkı geldi ancak Gökhan Töre 'bal yapmayan arı' gibi. Beşiktaş'ta kondisyon ya da konsantrasyon kaybı mı var? Ben kondisyondan ziyade 'maç bitti, kazandık' anlayışının etkili olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş haklı bir galibiyet aldı. Algıyla değil oyunla şampiyonluğun en güçlü adayı olduğunu gösteriyor.
AHMET ÇAKAR - HAKEM İYİ YÖNETTİ
Şampiyonluk mücadelesi veren Beşiktaş yapması gerekeni yapıyor. Açıkçası son iki haftadır çok iyi oynadıklarını söyleyemeyiz. O eski coşkuları, o eski tempoları yok ama önce Yeni Malatyaspor dün de Gaziantep FK gibi hatırı sayılır takımları yenmeyi başardılar. Şampiyonluk yolunda bu maçlar çok ama çok önemli. Kötü oynarken de kazanacaksın. İşin sırrı bu. İlk yarıda sadece bir pozisyon var, o da gol oldu.
Aboubakar kaldığı yerden devam ediyor. Beşiktaş'ın şu sıralar en etkili oyuncusu ise Rachid Ghezzal. Hem ayağına top çok yakışıyor hem de pozisyon bilgisi ve asist melekesi çok gelişmiş bir oyuncu. Rıdvan Yılmaz dün yine soldaydı. Çok genç bir oyuncu, zaman zaman top kaybediyor, eksikleri var ama Beşiktaş'ın geleceği diyebiliriz. İkinci yarı yine Aboubakar, Beşiktaş'a ikinci golü getirdi. Kesinlikle Türkiye'nin hem en iyi golcüsü hem de en etkili forvet oyuncusu. Sonuçta Beşiktaş, düşük tempoyla, düşük coşkuyla doludizgin ilerliyor ve puanları topluyor.
Dünkü karşılaşmayı yöneten Mete Kalkavan insan olarak çok sevdiğim bir isim. Fena da maç yönetmedi. Beşiktaş'ın attığı ilk golden önce orta sahada Kenan, Rıdvan tarafından faule maruz kalıyor. Mete Kalkavan, haklı olarak avantaja oynatıyor. Avantajda top Gaziantepli oyuncuda kalıyor. O sürüyor kaptırıyor, dönen top gol oluyor. Burada Mete Kalkavan'ı suçlamak yersiz. Avantaja bırakması doğruydu. Avantaja bırakılan Gaziantepli oyuncu, topu kontrolüne aldı ama kaptırdı ve gol oldu. Bunun haricinde baktığımızda da genel olarak Mete'ye kötü diyemem.
ERMAN TOROĞLU - METE KALKAVAN ÇOK PEMBE BAKTI
Futbol böyle bir oyun. Hiçbir zaman şakaya ve ihmale gelmez. 'Bu işi bitirdim' dersin, dediğin an öyle iki tokat yersin, yanarsın. Nitekim dün gece böyle bir maç yaşandı. 90+3'te Antep'in topu direkten dönmese maç 2-2 olacak. Demek ki siyah-beyazlılar bazı yerlerde hata yaptı. Beşiktaş kötü mücadele etmedi ama şu da bir gerçek; o çok iyi oynayan Beşiktaş yok. Şunu da diyebilirsiniz her maç iyi oynayamazsınız ama kazanmalısınız. Dün gece Beşiktaş şansının da yardımıyla kazandı.
Gaziantep'ten daha fazla topla oynadılar. Ama oyuna tam hakim olamadılar. Öyle sağdan soldan alıştığımız organize golleri bulamadılar. İlk golde hakem yardım etti. Gaziantep hücuma çıkarken Beşiktaşlı futbolcu faul yaptı, hakem avantajı oynattı ama hemen topu kaybettiler avantaj kayboldu, faulü vermesi lazımdı. O top Beşiktaş tarafından kesilip hemen hücum yapılınca Aboubakar golü attı. Kalecinin de hatası var tabii zamansız çıktı.
PENALTI KARARI DOĞRU
Maçın genelinde de hakem Beşiktaş'a fazla pembe baktı. İlk yarıda aklımda kalan bir pozisyon var; sağ kanatta Kenan, Rıdvan'a daha dokunmadan Rıdvan kendini yere bıraktı, yan hakem bayrağı kaldırdı faul diye. Bu gibi birçok pozisyon yaşandı. Siyah-beyazlıların da bu tip davranışa ihtiyacı yoktu. Yalnız dün şuna şahit oldum; Beşiktaş'ın bundan evvel oynadığı diğer maçlarda yük herkesin omzuna eşit biniyordu. Dün bazıları daha fazla mücadele ettiler, bazıları az. Tamam, Aboubakar 2 gol attı, güzel, fırsatçı da yalnız Larin inanılmaz çalıştı hem hücumda hem geride. Bakınız, Beşiktaş kalecisi Ersin bazı maçlarda yan toplarda veya cepheden atılan şutlarda topu iki hamlede tutuyor. Ya elinden kaçırıyor ya önüne itiyor. Buna dikkat eden forvetler yarın öbür gün Ersin'i takip ederlerse bir burun darbesiyle golü atabilir. Uzatmalardaki penaltı kararı doğruydu.
BU HAFTA TOPLANTI VAR
Mete Kalkavan iyi çocuk. Belli ki iyi insan ama maalesef iyi hakem değil. FIFA yapıldı. FIFA kokartıyla gittiği maçlarda başarılı olamadı. Kokartı alındı. 42 yaşındaki Kalkavan listeden çıktı, 40 yaşındaki Yaşar Kemal Uğurlu listeye alındı. Maşallah. Demek hakemlik yapsaydım beni de FIFA listesinde alabilirlerdi. Hakemler konusu çok fazla konuşuldu. Nitekim dışarıdan Türkiye'yi kumanda eden beyefendi Uilenberg'i TFF lütfedip Türkiye'ye çağırdı. Bu hafta başı hakemlerle olağanüstü toplantı yapılacak. Bu sene sonunda belli maç alan hakemlerle sözleşme yapılacaktı. Diğerleriyle de yapılmayacaktı. Yani önümüzdeki yıl için bunun kararı bu hafta alınacak. İnşallah futbolumuz için hayırlı olur. Daha çok şey yapılması lazım.