Tam adı Ahmet Sezai Karakoç, 22 Ocak 1933 tarihinde Diyarbakır'da dünyaya gelmiştir. Genelde şair olarak bilinen Sezai Karakoç aynı zamanda; yazar, siyasetçi ve düşünürdür. En önemli eseri olan Mona Roza şiirini 19 yaşında Muazzez Akkaya'ya yazmıştır. Şiirin her kıtasının baş harfleri yan yana geldiğinde 'Muazzez Akkayam' ismi çıkar ve bu da şiirin bir akrostiş olduğunun göstergesidir.
Mona Roza Şiiri
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.
Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuş yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
Alev alev sardı her tarafımı.
Artık inan bana muhacir kızı.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak.
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kuş tüyüne.
Bir tüy ki can verir gülümsesen,
Bir tüy ki kapalı geceye güne.
Altın bilezikler o kokulu ten.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Mona Roza Şiirinin Hikayesi
Sezai Karakoç'un Muazzez Akkaya'ya olan aşkına dair pek çok hikaye üretilmiştir. Bu hikayelerden bir tanesi şu şekildedir:
Sezai Karakoç üniversitede iken bir okul arkadaşına aşık olur. Bu kişi de Muazzez Akkaya'dır. Bir gün Sezai Karakoç Muazzez'e açılır ancak reddedilir. Sezai Karakoç reddedilince çok üzülür. Okul tatil olur ve Muazzez Hanım Gevye'de bulunan yazlıkta kalmaya başlar. Sezai Karakoç ise tam karşısında bulunan yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Her gün karşılıksız sevdiği Muazzez'i izler.
Ona şiirler yazar. 'Mona Roza' şiiri de Muazzez Akkaya için yazılmış ve onun baş harflerinden çıkan bir şiirdir. Bu sebeple bu şiir akrostiş olarak geçer. Okul bittiği zaman mezuniyet töreninde Sezai Karakoç 'Mona Roza' şiirini Muazzez Akkaya'nın tam karşısında 3 defa okur. Sezai Karakoç tam sahneden ineceği sırada Muazzez Hanım koşup yanına gelir ve ona teklifinin geçerli olup olmadığını sorar. Sezai Karakoç ise 'Senin aşkın artık benim aşkıma yetişemez.' diyerek Muazzez Hanımı reddeder.