Pınar Kaftancıoğlu, 1980 yılında suikasta uğrayan Ümit Kaftancıoğlu’nun kızı… 16 yıldır Nazilli’de yaşıyor. İstanbul’un keşmekeşinden sıkılıp güneye yerleşen isimlerden biri o. İlk önce Billur Su adlı bir su fabrikası kuran Pınar hanım, bir süre sonra fabrikayı iyi bir fiyata satıyor ve Ocaklı Köyü’nde İpek Hanım Çiftliği’ni kuruyor. Çiftliği kurmaktaki amacı ise dokuz yaşındaki kızı İpek’e doğal ürünler yedirmek. Ama tarlalar tahmininden daha çok ürün verince, ziyan olmasın diye İstanbul ve Ankara’da bulunan eşe-dosta göndermeye başlıyor.
Sonrası zaten çorap söküğü… Herkes gelen ürünlere bayılıyor, Pınar hanıma gönderdiklerinin karşılığını ödemek istiyor ve çiftlik macerası 107 çalışanlı bir işletme haline işte böyle geliyor… “Böyle bir çiftlik kurmak her zaman hayalimdi ama işlerin bu kadar büyüyeceğini hiç düşünmemiştim” diyor Pınar hanım. Halinden çok memnun. Nazilli’nin dört bir yanında bulunan arazilerinde brokoliden domatese, tatlı patatesten lahanaya kadar aklınıza gelen her şeyi yetiştiriyor. “Bulunduğumuz Ocaklı Köyü, aslında eko köy. İstesem rahatlıkla organik sertifikası alırım ama tercih etmiyorum, çünkü organik adı altında neler yapılıyor bir bilseniz” diyor Pınar Kaftancıoğlu…
Her şey doğaya bırakılmış durumda
Üretilen sebze ve meyvelerin birçoğu Beydağı’nda dağınık halde bulunan arazilerde yetişiyor. Zeytinler ise oldukça dik bir yamaçtaki araziden geliyor. Sinekçiler Yaylası’ndaki dört yayla evinde konaklamak da mümkün. “Köy yaşantısı nasıl olur, çocuklarım tavuğu, horozu yakından görsün” diyenler için… Konaklamak için en uygun zaman ise nisan-ekim ayları arasındaki süre. Köy ahalisine hatırı sayılır bir istihdam sağlayan İpek Hanım Çiftliği’nde çoğu çalışan kadın… Herkes sorumluluk sahibi olduğu için de işler tıkır tıkır yürüyor.
Tarlaların başında Sefer Usta, mutfakta Emel hanım var… Yayla evlerinden Bilhan bey, paketlemeden ise İlknur hanım sorumlu. Yetiştirilen ürünlere kesinlikle ilaç atılmıyor, mısır slajı yiyen hayvanın gübresi konulmuyor. Pınar Hanım her şeyi doğaya bırakmış. Böylece annelerimizin yediği, belki eskiden köylerde yetiştirilen ve şu anda piyasada bulamayacağımız kalite ve doğallıkta ürünler mutfaklarımıza girmiş oluyor. Ürünlerin fiyatı marketlere nazaran biraz daha pahalı… Ama gelen domates, salatalık ve peynirle kurduğunuz
Ürünler pahalı ama sonuç çok güzel
Kaftancıoğlu, “Ürünler pahalı ama burada çalışanlarımla aramda adil paylaşım var. Bu paylaşım sonucunda da sizler güzel ürün yiyorsunuz” diyor. Ürünler yetiştirilirken ilaç kullanmamanın maliyeti de bir hayli yüksek… “İlaçlamama fantezisi yüzünden kilolarca inciri kurtlandığı için sirkeye doğruyoruz” diyen Pınar hanım, yavaş yavaş marka olduklarını da sözlerine ekliyor. İpek Hanım Çiftliği’nde ortalama 8-10 ayın içinde markalanmamış bir ürün kalmayacak.
Pınar hanımın dostu kadar düşmanı da var. Düşmanlarının neden var olduğunu ise şöyle anlatıyor: “Pazarlarda çiftliğin tezgahını açmak istiyorlar, kabul etmiyoruz. Bir de olan biten her şeyi benim gibi söyleyen yok. O nedenle düşmanım çok. 1998’den beri bana burada Hanım Ağa diyorlar mesela. Arazim var, traktörüm var, adamım da var… İki tane pırasayı dikemeyecek kadar aciz değilim.”
ÇİFTLİKTE NELER VAR?
Çiftlikte bulabileceğiniz ürünlerden bazıları şöyle: Zeytin ve peynir çeşitleri, yumurta, mevsimlik sebze ve meyveler, tereyağı, zeytinyağı, un, bal, nar ekşisi, sirke, sabun… Ayrıca deneyimli mutfak ekibinin hazırladığı ekmekler, mantı çeşitleri, börekler, bisküviler, kurabiyeler, reçellerden de mutlaka tatmalısınız. Sıkı bir vejetaryen olan Pınar hanım, et satmaya kesinlikle karşı. Çiftlikte bulunan tavuklar bile kesilmiyor, sadece yumurtaları yeniliyor.
ÇALIŞANLARIMIN HAYATI DEĞİŞTi
“Burada çalışanların arabaları var, borçlarını ödediler, kendilerine araziler aldılar, ufukları açıldı. Hayatlarındaki her şey değişti. Ekibimiz İstanbul’da çalışanlardan daha az kazanmıyor. Ben onlara İstanbul’u getirdim, onlar da hem bana hem de sizlere Anadolu’yu getirdi. O kadar güzel bir takas ki bu. İpek Hanım Çiftliği İstanbul’da bence büyük bir aydınlanma yaptı. Bana göre bir devrim yaptı. Taklitlerimiz yüzünden sıkıntı çektik, çekiyoruz. Mesela Aydın’da İpek Hanım’ın Çiftliği var. İnsanları dolandırıyorlar. Mesela orada kahvaltı salonu var, buraya gelip ‘kahvaltı salonu nerede’ diye soruyor insanlar.”
NASIL SİPARİŞ VERİLİR?
Sipariş çok kolay. Ancak üye sayısı sınırlı tutulmaya çalışılıyor çünkü hepsine yetişmek zor. Pınar Hanım haftalık ürün ve 110 TL’lik tavsiye listelerini mail olarak yolluyor. Yapmanız gereken istediğiniz ürünleri seçmek ve ipekhanim@ ipekhanim.com adresine mail yollamak. Kargonuz ertesi gün kapınızda oluyor.
Tel: (0256) 313 57 84
VE DİĞER ÇİFTLİKLER
Türkiye aslında tam bir tarım cenneti. Ama bu fırsatı değerlendiren ve doğal ürün yetiştirenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. İşte kendi imkanlarıyla kurulmuş, ürün yetiştiren diğer çiftlikler ve çiftlik hayatını ayağınıza getiren oluşumlar.
PALİVOR ÇİFTLİĞİ
Çiftlik hayatını satın alın!
Palivor Çiftliği Kırklareli’nin Demirköy İlçesi’nde yer alıyor. Çiftlik her biri 20 dönüm müstakil araziye sahip beş besi çiftliği ve her biri altı dönüm müstakil dikili meyve bahçesine sahip beş bağ evinden oluşuyor. Toplam 10 aileye ait 150 dönüm arazide tarım ve hayvancılık faaliyetlerinde bulunan çiftlikte şu anda satılık sadece bir ev var.
Her çiftliğin kendine ait 20 dönüm arazisi, bir konutu, ahırları ve yem deposu bulunuyor. Çiftlik sahipleri arzularına göre tarım ve hayvancılık faaliyetleri gerçekleştirebiliyor. Çiftliklerin en önemli özelliği ise sahiplerin tam zamanlı çiftliklerinin başında durmadan, yönetilip, bakımlarının yapılabilmesi. Palivor Çiftliği’nde, Saanen keçilerinden günlük olarak süt alınıyor, ayrıca damızlık Saanen keçisi yetiştiriliyor. Ayrıca tavuk ve horozlar günlük yumurta ihtiyacını karşılıyor. Palivor’da 4 bin adet meyve fidanı var. Bunun yanında ceviz bahçeleri de kuruluyor. Çiftlikte yetiştirilen ürünlerde ilaçlama yapılmıyor. Palivor Çiftliği Meşe Balı, Palivor Çiftliği Sucuğu da çiftlikte bulunanlar arasında. Tel: (0212) 231 81 53
GÜRSEL TONBUL ÇİFTLİĞİ
Ürünler ekolojik pazarda
1995 yılında kurulan çiftlik, Kuşadası’nda 2 bin dönüm arazi üzerinde yer alıyor. Arazilerin büyük kısmında zeytin ve üzüm üretiliyor. Kalan arazilerde ise narenciye, şeftali, erik, kayısı, nar, böğürtlen gibi meyveler yetiştiriliyor. Ayrıca tarlalarda mevsimine göre sebze tarımı yapılıyor. Çiftliğin tüm ürünleri organik sertifikalı.
Ayrıca çiftlikte küçük ve büyük baş hayvan da yetiştiriliyor, süt üretimi yapılıyor. Çiftliğin sahibi ve sorumlusu Gürsel Tonbul... Çiftlik ürünleri Buğday Derneği’nin ekolojik pazarında satılıyor. Kuşadası’nda bulunan işletmenin bakkalında da satış ve kargo gönderimi var. Meyvelerden yapılan ekşiler, pekmezler, sızmalar, sirkeler ve zeytinyağı çiftliğin en çok sevilen ürünleri. Çiftlikte konaklama hizmeti verilmiyor, sadece 6 odalı bir konukevi bulunuyor. Gönüllü çalışmak isteyenler ise yaz aylarında çiftliğe kabul ediliyor. Tel: (0256) 681 21 48
RASAYANA
Şifalı bitki yetiştiriyorlar
1986 yılında Antalya’da küçük bir bahçe ile temelleri atılan Rasayana, aslında bir şifalı bitki çiftliği. 1999 yılında organik üretim sertifikası alan çiftlikte ağırlıklı olarak şifalı bitkiler, çaylar ve kişisel bakım ürünleri üretiliyor. Rasayana’da tıbbi ve aromatik bitkiler, baharatlar, narenciye ürünleri, sebze ve meyve yetiştiriliyor ve yapılıyor. Çiftliğin en beğenilen ürünleri arasında bitki çayları, sebze ve meyveler bulunuyor. info@rasayana.com.tr adresinden sipariş verebiliyorsunuz. Rasayana’da konaklama imkanı da var. Tel: (0332) 347 18 05
ÇAMTEPE
Ekolojik yaşamı öğrenmek isteyenlere
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, kendi öz kaynakları ile ayakta duran kırsal bir model oluşturmak, ekolojik yaşamın konularıyla ilgili araştırmageliştirme çalışmalarını koordine etmek ve yöresel, ekolojik ve diğer doğa dostu üretimler konusunda eğitim çalışmaları yürütmek amacıyla kurulmuş. Küçükkuyu Çamtepe’de bulunan merkez, insanlara doğa üzerinde bıraktığımız olumsuz etkiyi en aza indirebilmenin yollarını göstermek amacıyla faaliyet gösteriyor. Doğa dostu ve yerel malzemelerle, imece usulüyle hayata geçirilen merkez, Buğday Derneği’nin 20 yıllık kırsal deneyimlerinin yerel bir uygulaması… Bu merkezde elektrik güneş pili paneliyle sağlanıyor, çöpler ayrıştırılıyor ve kompost yapılıyor, araba kullanılmıyor, her yere yürünüyor. Buzdolabı yok, onun yerine küp ve sepetlerden yararlanılıyor... www.camtepe.org