14 Mayıs seçimlerinden sonra ortaya çıkan tablo her açıdan Sayın Erdoğan'ın Batılı düşmanlarının hezimetini simgeliyor.
Görünen o ki Erdoğan'ın stratejisi Batı'nın küresel çaptaki gücünü yine alt etmeyi başardı.
ABD'deki Johns Hopkins Üniversitesi'nde uluslararası siyaset dersi veren Profesör Hal Brands'ın da işaret ettiği gibi ulusların kaotik bir dünyada veya kritik geçiş süreçlerinde belli bir bilinçle hareket etmelerini sağlayan en önemli unsurdur strateji.
Dilimizde 'taktik, yol yordam ve harp idaresi' anlamlarında kullanılan strateji kelimesinin asıl tanımı bence 'gücü kullanma sanatı'dır.
Zaten eski dillerde de bu askeri yönü öne çıkıyor.
Yunanca'da 'strategia' kelimesi 'başkomutanın karargâhı, savaşın yönetim merkezi' anlamına geliyor. Strategos 'başkomutan', stratos da 'ordunun idaresi' manasında kullanılıyor.
***
Bu yüzden en iyi stratejiler beklenmedik yer ve zamanda tarihi dönüşüme yol açan gizil gücü ortaya çıkarır.
Strateji bu anlamda derin bir entelektüel ve kültürel disiplindir aynı zamanda.
Bu özelliğiyle de karmaşık zamanlarda ve durumlarda kurtuluşa giden savaşların ve direncin yolunu açar.
Dolayısıyla strateji hiç sona ermeyen bir süreçtir. Ve iyi stratejilerin temeli ise iyi bir tarih bilgisine, devletten medeniyete giden jeo-kültürel mirasın hakkını verebilecek bir devlet adamı kumaşına sahip olmaya dayanır.
***
Üstad Necip Fazıl'ın veciz şekilde ifade ettiği üzere, "Evvela küçük ve cüce politika hokkabazlığı dışında bizim dünyamızın, bizim üstün politika dünyamızın tespiti gerek... Ancak bu suretledir ki, dış politika ölçümüzü basit ve gündelik politika zanaatından ayırmış ve bir dünya görüşü temeline oturtmuş oluruz..."