Britanyalı doğa bilimci Alfred Russel Wallace, Güneydoğu Asya ile Avustralya arasında 25 binden fazla adadan oluşan Malay Takımadaları'nı gezerken görünmez bir çizgi fark etmişti.
Yaptığı seyahatlerde karşılaştığı türlerin belirli bir noktadan sonra büyük ölçüde farklılık arz ettiğini gören Wallace, bu hattı 1863 yılında haritalandırmıştı. Endonezya'dan geçen bu doğal sınır, Wallace Çizgisi ya da Wallace Hattı olarak anılmaya başladı.
Hint Okyanusu'ndan kuzeye doğru uzanan bu hat, Güney Yarımküre'de Lombok Boğazı ve Makassar Boğazı'ndan geçerek doğuya yöneliyor.
Böylece Borneo ve Avustralya'yı birbirinden ayırıyor. Hattın Asya tarafında kalan bölgeye Oryantal, Avustralya tarafında kalan bölgeye de Avustralyen hayvan coğrafyası adı veriliyor.
CANLI TÜRLERİNİ BİRBİRİNDEN AYIRIYOR!
Bu çizgi canlı türlerini birbirinden belirgin biçimde ayırıyor. Hattın Asya tarafında bulunan canlılar sadece Asya kökenliyken Avustralya tarafında yer alan canlılar ise Asya-Avustralya karması bir kökene sahipti.
Yüzyılı aşkın süredir türlerin Wallace Çizgisi çevresindeki asimetrik dağılımı çevre bilimcileri şaşırtmaktaydı.
Asya kökenli türlerin Avustralya yönünde hareket etmesine olanak veren ancak Avustralya kökenli türlerin Asya yönüne hareket etmesini engelleyen bir faktör olmalıydı ancak bunun ne olduğu bilinmiyordu.
Görünmez Wallace Çizgisi'nin gizemi 1.5 asırdan uzun bir süre sonra bilim insanları tarafından çözüme kavuşturuldu.
LEVHA TEKTONİĞİ!
Avustralya Ulusal Üniversitesi'nden Dr Alex Skeels ve meslektaşları tarafından yapılan yeni çalışma ile bu soruna bir cevap bulundu: Levha tektoniği.
Bu çalışma; gizemli çizginin, milyonlarca yıl önce kıtasal bir çarpışmanın her iki tarafındaki türleri farklı şekillerde etkileyen şiddetli bir iklim değişikliğini tetiklemesiyle oluştuğunu ortaya koydu.
Skeels'in açıklamasına göre yaklaşık 35 milyon yıl önce, Avustralya çok daha güneydeydi ve Antarktika'ya bağlıydı.
Bir noktada Avustralya Antarktika'dan ayrıldı ve milyonlarca yıl boyunca kuzeye sürüklenerek Asya'ya çarptı. Bu çarpışma, bugün Endonezya olarak bilinen volkanik adaları doğurdu.
Avustralya'nın Antarktika'dan bu şekilde ayrılması, o zamanlar Dünya ikliminin çarpıcı biçimde soğumasına yol açan yeni, çok daha soğuk bir deniz geçidini meydana çıkardı.
Güneydoğu Asya'da yeni oluşan Malay Takımadaları'nın iklimi çok daha sıcak ve nemli kalırken, Avustralya çok daha soğuk ve kuruydu.
Skeels, bunun sonucunda Asya'daki canlıların Malay Takımadaları'nda yaşamaya iyi adapte olduklarını ve bu adaları Avustralya'ya doğru ilerlemek için "basamak" olarak kullandıklarını söyledi.
Avustralya türleri için durumun böyle olmadığını belirten bilim insanı, şunları kaydetti:
''Zamanla daha serin ve giderek daha kuru bir iklimde evrimleşmişlerdi ve bu nedenle, Asya'dan göç eden canlılara kıyasla tropik adalarda kendilerine yer edinmede daha az başarılıydılar.
Bunun sonucunda zaman içinde Avustralya'da sadece oraya özgü türler ortaya çıkmaya başladı.''
"Borneo'ya giderseniz herhangi bir keseli görmezsiniz ama komşu ada Sulawesi'ye giderseniz görürsünüz" diyen Skeels, Asya'ya özgü bazı türlerin de aslında Avustralya'ya geçmediğini hatırlattı:
"Daha serin ve giderek daha kuru bir hâle bürünen bir iklimde evrimleşmişlerdi. Bu nedenle Asya'dan göç eden canlılara kıyasla tropik adalarda kendilerine yer edinmekte daha başarısızdı."
Araştırmacılar, geliştirdikleri modelin mevcut iklim değişikliklerinin canlı türlerini nasıl etkileyeceğini tahmin etmekte de kullanılacağını umut ediyor.