Malum bilgi her şeyin anahtarı. Öyle kapılar açıyor ki... Lakin bilgiye yüklenen anlam devletler için farklı olabiliyor. Özellikle istihbarat bilgilerine... Bazen bir savaşın ve doğal olarak tarihin akışını değiştiriyor.
Bazen devletler arasındaki mücadelede dengeleri. Devletler bu tür istihbarat bilgileriyle çoğu zaman kendi iç kamuoyunu da şekillendirebiliyor.
984 sayfalık kitap istihbarat dünyasının karanlık koridorlarında dolaşıyor ve bu dünyada işleyişin nasıl yürüdüğünü örnekleriyle anlatıyor.
Kimsenin kimseye güvenmediği, hatta insanın kendi gölgesinden bile şüphe ettiği bir dünya istihbarat dünyası.
"21. yüzyıl istihbaratı uzun vadeli bir hafıza kaybından muzdarip" diyen yazar, işte o kayıp hafızayı da bir anlamda ortaya koyuyor. Özellikle Soğuk Savaş dönemi ve sonrasındaki olaylarda istihbarat örgütlerinin faliyetlerinin dünyayı nasıl şekillendirdiğini de görüyorsunuz kitapta.
Görev de 1940'ta Meksika'da Trokçi'ye düzenlenen ama başarısız olan suikastta görev alan Yosif Romualdoviç Griguleviç'e verilir.
Kosta Rika'lı bir diplomat Teodora Castro olarak bilinen Giriguleviç, Yugoslavya'yı ziyaret etmiş hatta Tito ile baş başa görüşme sözü almış bir casustur.
Stalin 1 Mart 1953'te gece yarısı suikast raporunu okur. 2 Mart'ta ölümüne neden olacak inme krizi öncesi okuduğu son rapor olduğu düşünülüyor. Kriz nedeniyle onay verilemeyince Tito'ya suikast planı askıya alınır. 1980'lerde KGB'deki bir nota göre Teodora Castro adlı Kosta Rika'lı diplomatın gerçekte ajan Griguleviç olduğu Batılı istihbarat örgütleri olarak tespit edilemez.
Henüz 11 Eylül saldırısından bir yıl önce İngiliz istihbaratı MI5, nükleer silahların yayılması konusunda sürdürülen bir operasyon sırasında farkında olmadan terör örgütü el-Kaide'nin biyolojik silah geliştirme girişimini boşa çıkarır.
Eylül 2000'de Pakistanlı mikrobiyolog Rauf Ahmed tehlikeli patojenler konusunda İngiltere'de bir konferansa katılır. Konferans sırasında diğer katılımcılardan biyoreaktör ve hücre sayım cihazının yanında numuneler talep eder.
ılımcılardan biyoreaktör ve hücre sayım cihazının yanında numuneler talep eder. İngiltere'den ayrılırken bavulunda 13 bin sterlin, İngiliz şirketleriyle ilgili bağlantılarını gösteren belgeler ve özgeçmişinin bir kopyası bulunur. Özgeçmişine göre bir akademisyendir ve şarbon konusunda bilimsel makaleleri yayımlanmıştır.
Olaylar sonucu resmi rakamlara göre 200-300 ama Çin Kızılhaç'ına göre yaklaşık 3 bin kişi yaşamını yitirir. Katliamın başlıca sorumlusu 38. Ordu Grubu'dur. Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı, göstericilerden yana tavır almamakla birlikte bazı askeri birliklerin kontrolden çıktığını raporlarında kabul eder.
Lakin aynı bakanlık 1989'dan beri Tiananmen Katliamı'nı Çin halkının hafızasından silmek ve olayları unutturmak için yoğun çaba harcıyor.
Dünyanın en geniş çevrimiçi topluluğuna sahip Çin, kendi arama motorlarından Tiananmen ile ilgili bütün terimleri kaldırmanın yanında 4, 6, 1989 sayılarının bütün kombinasyonlarını bloke ederek katliam hakkındaki bilgilere çevrimiçi erişim engeli koyar.