Son dakika haberi: Tüm dünyanın anbean takip ettiği Türkiye seçimlerinin galibi belli oldu. İlk turun gerçekleştiği 14 Mayıs seçim tarihinin belli olmasından bu yana, Batılı ülkelerin de 1 numaralı gündem maddesi haline gelen Türkiye seçimlerinde zafer Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın oldu. 14 Mayıs öncesinde Batı medyası, aldıkları emirle Türk seçmeni yönlendirmek adına kirli bir propaganda ağı başlatırken, 7'li koalisyon ve Kemal Kılıçdaroğlu için eşi benzeri görülmemiş bir algı operasyonu yürüttü.
TETİKÇİ BATI DÜĞMEYE BASMIŞTI
Bir kez daha "Türkiye Lideri" olarak seçilen Başkan Erdoğan'ın zaferi, tüm dünyanın gündemine oturdu. Seçim tarihinin belli olmasından bu yana adeta nefes almadan operasyona girişen Batı medyası, Erdoğan nefretini yaymak için elinden geleni yaptı.
"DEMOKRASİ YOK" YALANI ÇÜRÜDÜ
Türkiye'nin bağımsız politikasına son vermek isteyen, küresel çete, manipülasyon silahını medya aracılığıyla çekti. "İstediğimizi yaptırırız" ve "Türkiye'de Batı'nın sözü geçer" amacıyla harekete geçen Batı medyası açık açık destek verdikleri Kemal Kılıçdaroğlu ve 7'li koalisyon için eşi benzeri görülmemiş bir kampanya yürüttü.
Servis edilen haber, analiz, kapak ve hatta belgesellerle Türkiye'de demokrasi olmadığına yönelik bir algı operasyonu için düğmeye basan küresel çetenin yönetimi altındaki Batı medyası Türkiye siyasetine de açık açık müdahalede bulundu.
İlk günden bu yana "Türkiye'de demokrasi yok" yalanlarını ortaya atan Batı medyasına en güzel cevabı ise Türk halkı verdi. Yüzde 88'in üstünde bir katılımla gerçekleşen seçimlerle beraber Batı medyasının yürüttüğü kirli operasyon da suya düştü.
SKANDALLAR ZİNCİRİ
Batı medyasının, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir operasyonla başlattığı Başkan Erdoğan nefreti, PKK terör örgütü güzellemeleri, Kılıçdaroğlu için yapılan reklam çalışmalarıysa unutulmadı. Dört bir koldan skandal ifadeler, yalanlar ve nefret diliyle dolu haberleri servis eden Batı medyasının skandallarla dolu ifadelerini hatırlayalım…
THE ECONOMIST'İN KİRLİ OPERASYONU
İngiliz The Economist dergisi, kirli algı operasyonunun adeta bayrak tutanı oldu. Seçim sürecine girildiğinden beri Başkan Erdoğan ve AK Parti hükümetini karalayıcı skandal propagandalara imza atan The Economist, tüm sosyal medya hesaplarını propaganda aracına çevirdi. Economist, Mayıs ayı kapağında '2023'ün en önemli seçimleri' başlığı ile okurlarının karşısına çıkarken 'Erdoğan gitmeli' ifadelerini kullandı. Kapakta, "Oy verin, demokrasiyi kurtarın, Erdoğan gitmeli" ifadeleri yer aldı.
Economist dergisi, Başkan Erdoğan'ın yenilgi ile karşı karşıya olduğunu iddialarında bulunurken Kemal Kılıçdaroğlu için "Türkiye'nin bir sonraki cumhurbaşkanı olarak sıcak bir şekilde destekliyoruz." İfadelerini kullandı.
Türk seçmeni yönlendirmeye çalışan Economist, Kılıçdaroğlu'nun kazanmasını arzuladıklarını beyan ederek "Muhalefet zaferi Batı için çok büyük jeopolitik değere sahip olur" ifadeleri ile açık açık itiraf etti.
Economist, skandal haberinin ardından resmin sosyal medya hesaplarında kullandığı görsellerde "Erdoğan'a oy vermeyin" mesajlarını doldurdu. Gözü dönen Economist- Türkiye'deki seçimlerle sürekli paylaşım yapan dergi, sosyal medya ağı Twitter üzerinden art arda tam 20 paylaşım yaptı.
Skandal ifadelerin olduğu paylaşımlarda "Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin diktatörüne ve zamana karşı yarışıyor" ifadelerine yer verildi. "Muhtemelen kampanyanın hızından dolayı biraz bitkin görünen Kılıçdaroğlu, diktatörünün yarattığı bölünmeleri iyileştireceğini söylüyor. Ama önce kazanması gereken bir seçim var" denildi.
ERDOĞAN'IN YENİLECEĞİNİ İDDİA ETMİŞLERDİ
Dergi, "Türkiye'deki seçim bu yıl dünyanın en önemli seçimi. Recep Tayyip Erdoğan kaybederse, demokrasideki erozyonun tersine çevrilebileceğini ve diğer diktatörlerin nasıl ortadan kaldırılabileceğini gösterecek." gibi akılalmaz sözleri sürekli olarak tekrar etti.
Seçimin bıçak sırtında olduğunu ifade eden Economist, 'Erdoğan'ın az farkla yenileceğini' iddia etmişti. Başka bir haberinde ise The Economist, yine skandal ifadelere yer vererek , "Türkiye diktatörünü görevden alırsa, her yerdeki demokratlar cesaretlenmeli" diyerek algı operasyonu yapmıştı.
DÜNYA "SEVİNEMEDİ"
İngiliz The Telegraph da "Erdoğan kaybederse dünya sevinecek" haberiyle operasyona katıldı. Erdoğan'ın Suriye politikasından S-400'leri almasına kadar dış politikadaki kritik hamlelerinden duydukları rahatsızlıkları tek tek yazan gazete, terör örgütü PKK'nın yuva yaptığı İsveç'in NATO'ya üyelik sürecinin uzamasından da şikayetçi oldu.
Türkiye'nin üyeliğinin sürmesinin tek nedeni güneydoğu kanadındaki stratejik olarak hayati konumu ifadelerini kullanacak kadar küstahlaşan gazete, Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'a karşı hafif bir avantajının olduğunu iddia etti. Gazete "NATO'nun içinde bir düşmanı var ve düşüşe geçiyor " başlığı ile okuyucularının karşısına çıktı.
BBC'DEN SKANDAL BELGESEL
İngiliz yayın kanalı BBC durumu iyice öteye götürdü. "Türkiye: Erdoğan'ın İmparatorluğu" başlıklı bir mini belgesel serisi hazırlayan Videoda skandal ifadelere yer verdi. Belgeselin bir kesitinde "Bazıları artık Erdoğan'ın iktidarda kalmak için her şeyi yapacağını söylüyor. Şapkada ne sakladığını bilmiyoruz. Ne tür bir şapka çıkaracak. Siyasi sürprizlerin ustasıdır. Rakibini nasıl baltalayıp yeneceğini çok iyi biliyor" denildi.
Belgeselin başka bir kesitinde ise 'yasa dışı' faaliyetlerin olduğundan bahsedildi. PKK'nın siyasi uzantısı HDP'den milletvekili seçildikten sonra TİP'e geçen Ahmet Şık da belgesele konuk oldu. Şık, bir 'derin devletin' olduğu ve yapının çirkin işler yaptığını iddia etti.
Başka bir kesitte ise FETÖ güzellemesi yapıldı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen 'iyi niyetliymiş' gibi gösterilerek dünyanın her yerinde sözde güvenli okullar açıldığından bahsedildi. Belgesele konuk olanlar arasında eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan da vardı. Özkan, FETÖ tarafından ele geçirilen kadrolarla ilgili AK Parti'yi suçladı
Belgeselin ilk bölümünde Gezi Parkı'ndan bahsedildi. Gezi Parkı ile ilgili firari Mehmet Ali Alabora ile röportaj yapıldı. Alabora Gezi Parkı ile ilgili açıklamalarda bulundu. 2 bölümü yayımlanan belgeselin ilk bölümünde Erdoğan'ın siyasete başladığı ilk yıllarından bahsedildi. Belgeselin devamında ise Gezi Parkı olaylarından bahsediliyor. İkinci bölümde ise Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun olduğu görüldü. Bölümün açıklamasında, "14 Mayıs 2023'te Erdoğan yeni bir genel seçimle karşı karşıya. Anketler, Erdoğan'ın iktidar ittifakını ve muhalefeti tahmin edilemeyecek kadar yakın gösteriyor, ancak birçok kişi Erdoğan'ın iktidarda kalmak için her şeyi yapacağına inanıyor" denildi.
DER SPIEGEL
Algı operasyonun bir diğer önemli yürütücüsü Alman Der Spiegel oldu. Derginin basılı şekilde piyasaya çıkan son sayısındaki kapakta Erdoğan'ın fotoğrafına yer verildi, "yenilmez" anlamına gelen "unbesiegbar" kelimesini kullanıldı ancak "un" ekini siliniyormuş gibi gösterildi. Derginin kapağındaki 'Hilal' detayı ise Almanların asıl amaçlarını ortaya çıkarır nitelikteydi. İslam'ı simgeleyen Hilal sembolünün parçalanmış olarak gösterilmesi Alman Der Spiegel'in hedefinde İslam'ın da olduğunu gösterdi.
Der Spiegel, iç sayfalarda "sarsılmış" başlığını kullanırken, alt başlıkta da şu ifadelere yer verdi: "Recep Tayyip Erdoğan 20 yılı aşkın bir süredir iktidarda. Onun döneminde Türkler refaha kavuştu ama aynı zamanda baskıya da maruz kaldı. Ama şimdi ebedi başkan gerçekten de görevden gidebilir. Hayal kırıklığına uğramış destekçilere, yoksullaşmış yeni yetmelere, genç seçmenlere ve Erdoğan'ın yerine geçebilecek adama doğru bir yolculuk."
Bir başka bölümde ise FETÖ'nün "MİT tırları kumpası"nda görüntüleri yayınlayan ve yapılan yargılamada 27 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan eski Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni firari Can Dündar'ın, "O gün gelirse" başlıklı makalesi yer aldı.
Alman devlet kanalı ZDF ise, Türkiye karşıtı propaganda yaptı. Kucak açtıkları FETÖ firarisi Can Dündar'ın "Erdoğan'ın terör listesi" isimli propaganda belgeselini yayınlayan ZDF, FETÖ ve PKK teröristlerinden "muhalifler" olarak bahsetmeyi tercih etti. PKK'lı teröristlerin aklandığı belgeselde Dündar, FETÖ tetikçisi Cevheri Güven'in de evine "konuk" oldu.
Açık açık PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın propagandasının yapıldığı skandal belgeselde İsveç'in kucak açtığı bir diğer firari FETÖ tetikçisi Ahmet Dönmez, İsveçli PKK destekçisi eski vekil Amineh Kakabaveh, firari PKK destekçisi Osman Baydemir, PKK destekçisi isim Fehim Taştekin de yer aldı.
FRANSIZ MEDYASI DA ATAĞA GEÇTİ
Fransız 'Le Point' ve 'Le'xpress' dergileri de Erdoğan nefretlerini kapaklarına yansıttı. Fransız Le Point dergisi Başkan Erdoğan'ın fotoğrafını kapağını taşırken, Putin benzetmesinde bulundu. Derginin kapağında Başkan Erdoğan'dan 'İslamcı' olarak bahsedilirken "Putin gibi, İslamcı cumhurbaşkanı da imparatorluk hayalinin peşinden gidiyor. Seçim arifesinde dünya nefesini tutuyor." denildi.