Evet, önüne her konulanı yemeyenler için belki ortada yeni açığa çıkmış bir gerçek yok. 90'larda Türkiye'ye çekilen operasyonda kuklaya değil kuklacıya bakanlar zaten Mumcu'nun katilinin İran olmadığını biliyorlar.
Ne var ki hâlâ Uğur Mumcu'yu İran'ın, şeriatçıların öldürdüğü masalına inanarak Türkiye'yi, dünyayı algılamaya devam eden kitleler var bu ülkede.
Çıkın sokağa, "Mumcu'yu kim öldürdü?" diye sorun "AKEPE" cevabını bile alırsınız.
Çünkü aynı çağda yaşıyoruz ama aynı çağın insanı değiliz kendileriyle.
İkinci Dünya Savaşı'nın sona erdiğine inanmadığı için 29 yıl bir ormanda saklanan o meşhur Japon askeri Hiroo Onoda gibi, 30 yıl öncesinde yaşıyorlar.
24 Ocaklarda Uğur Mumcu'nun sokağında toplanıp, "Kahrolsun şeriat" sloganları atıyorlar, İran'ı yuhalıyorlar, aynı kefeye koydukları iktidarı ıslıklıyorlar. Karakuş'un, Mumcu suikastının üstünü örtmekle suçladığı dönemin apoletlileri, gazetecileri, siyasileri, bürokratları da en önde oluyor mutlaka.
Yıllardır ağabeyinin cinayetindeki CIA bağlantısına dikkat çeken, "O dönem önümüze konulan senaryoya inanmak istedik" diye samimi özeleştiri veren Ceyhan Mumcu hariç, aralarından biri de çıkıp "Gerçek bu değil, katiller aramızda" diyemiyor. Mumcu'nun ailesi ve en yakınları dâhil herkesin bildiği sırrı söyleyemiyor.