Şair Orhan Veli Kanık, İstanbul'u 'gözleri kapalı' dinlemiş, bu kadim şehrin ruhunun portresini çizmişti duyduğu seslerle... Çoğu müzisyen de gözleri kapalı çalar enstrümanını, diğer duyuların etkisinden kurtulup seslerin gözle görünmez alemine girebilmek için... Bir de koku alma duyumuzu düşünün... Hayatta kalmak için her nefes aldığımızda, bizzat kendimizi içinde bulduğumuz o kokular alemini... İşte, kokuların dünyasını tarihinden sosyolojisine, parfümlerin dünyasından koku psikolojisine kadar inceleyen, araştıran, üzerine kitaplar yazan ve üniversitede dersler veren bir uzmanımız var: Parfümör ve koku uzmanı Vedat Ozan...
Koku tarihi, kültürü ve sosyolojisiyle ilgili yazdığı üç cilt kitabı var Ozan'ın. Özel bir üniversitenin kültürel incelemeler yüksek lisans programında da "Koku ve Duyuların Kültürel Tarihi" adlı bir ders veriyor. Yurt içinde ve dışında koku atölyeleri yapıyor, konferanslar veriyor. Kendisi aslında Boğaziçi Üniversitesi'nde iktisat okumuş. Uzun yıllar ithalat ve ihracat üzerine çalışmış. Konunun alaylısı olmasına rağmen, kendi çabaları, çalışmaları ve okumalarıyla dünyanın sayılı koku uzmanlarından biri bugün Ozan. Ve bu işin eğitimini veriyor.
ILIK SÜT VE GÜZİN TEYZE
Ozan, koku duyusuna her cepheden bakan bir isim belirttiğimiz gibi. Biz kendisiyle daha spesifik ve zor bir konuyu konuşmaya gittik. İstanbul'un kokularını... Belirlediğimiz eksenden kopmadan, konunun büyülü dünyasına ilişkin çok şey öğrendik... Ozan önce, kendi koku algısının oluştuğu dönemleri anlatarak başlıyor konuşmaya: "Her çocuk gibi ben de çocukluğumda oynadığım oyunu yarıda bırakmayı sevmezdim. Her gün içmek zorunda olduğum bir bardak süt vardı.
Ev işlerinde anneme yardımcı olmak üzere haftanın bazı günlerinde gelen Güzin Teyze, peşimden koşar, gerekirse çoğunlukla saklandığım masanın altında beni bularak sütü içirirdi. Yaz mevsiminde bütün gün ev işi yapmaktan mütevellit oluşan, üstüne de benim peşimde koşmaktan katmerlenen terinin kokusunu, elindeki bir bardak ılınmış süt kokusuyla birleştirin; işte hatırladığım ilk koku. Hâlâ, yapmak istemediğim bir iş varken o kokuyu duyarım...
Koku hafızası çok güçlüdür... Anımsatan küçücük bir koku ya da olay olduğunda o ana net bir şekilde dönersiniz..." Ozan'a göre koku zihinde kodlanan bir kavram ve her kültüre göre iyiliği kötülüğü değişiyor: "Kötüyü zihnimizde kodluyoruz. Bu her kültüre göre değişiyor. Zaten evrensel olarak kötü kabul edilmiş bir koku olsaydı, koku bombası yapılabilirdi. 2. Dünya Savaşı'nda denendi ama başarılı olunamadı. Çünkü koku bombası diye atılan şey bir halkın hoşuna bile gidebilirdi. Bir de kokuyu kontrol edemiyorsunuz. Bir açma kapama düğmesi olmayan tek duyumuz bizim."