Yeni sezonda ekranlara bomba gibi dönmeye hazırlanan ünlü sunucu Nursel Ergin, yaşadığı zorlu hastalık süreci ve sonrasında değişen hayatını yine ilk kez GÜNAYDIN YouTube kanalında Yasemin Durna'ya anlattı. "Hastalığı atlattım ama ben de çok değiştim. Artık daha bencil olmayı, önce kendimi düşünmeyi öğrendim" diyen sunucu, yaşadığı dönüm noktasının ardından yalnızlığı seçtiğini söyledi. "Hiçbir arkadaşımı görmek istemiyorum, evimde, kendi kabuğumda çok mutluyum" sözleriyle iç dünyasına dair samimi itiraflarda bulundu. Saç kazıma sürecinde yaşadığı duyguları "Ağlaya ağlaya kazıdığım saçımı güle oynaya bir daha kazıdım" cümlesiyle özetleyen Ergin, "Mutfak Bahane" programına dönüşünü ise "Assolistler en son çıkar, ortamın ısınmasını bekledim" sözleriyle anlattı, yeni dönem için güçlü mesajlar verdi.
HASTALIKTAN SONRA BENCİL OLMAYI ÖĞRENDİM
-En son şubat ayında bir araya gelmiştik, 9 ay oldu. Hastalık sürecini ilk bana anlatmıştın, süreci konuşmuştuk. Sağılık durumunu merak ediyorum, şimdi nasılsın?
Ben çok değiştiğimi hissediyorum. Seninle görüştüğümden sonra bile. Çok değişik bir süreçmiş. Böyle bir hastalık yaşayınca insan… Çok şükür atlattım, bitti. Gayet de kalkabildim işin altından ama çok değişiyorsun, iyi anlamda. Yani daha bencil olmayı öğrendim. Daha "ben" demeyi öğrendim. Önce ben, önce ben mutlu olacağım. Ben bunu yaptığımı zannediyordum, hiç yapmıyormuşum ki hasta oldum. Şimdi çok daha farklıyım. Biraz daha yalnızlaştım. İyi bir şey mi, kötü bir şey mi emin değilim. Ama evimde, kendi kabuğumda çok mutluyum. İşim, gücüm, evim. Bir de yeğenim var. Bir de köpeğim var. Teşekkürler. Başka hiç kimseyi istemiyorum hayatımda.
YALNIZLAŞTIM, HİÇBİR ARKADAŞIMLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM
-Güzel bir şey…
Bilmiyorum. Emin değilim. Çünkü insan o sarmala girdikçe sanki girdap gibi. Yani çok mutluyum evde. Çok mutluyum. Hiçbir yere gitmek, hiçbir arkadaşımla görüşmek istemiyorum. Çok keyifim yerinde.
- Belki bu da bir süreçtir. Belki bundan bir 8-9 ay sonra tekrar bir araya geldiğimizde çok daha farklı bir Nursel göreceğiz…
Bilmiyorum. Enteresanım yani. Genel olarak iyi hissediyorum ama kendime de böyle alışık değilim. Ben daha neşeli bir insanımdır. Bakıyorum böyle bir hanım hanımcık, böyle bir durgun… Ben de tanıyamıyorum kendimi.
AĞLAYA AĞLAYA KAZIDIĞIM SAÇIMI GÜLE OYNAYA BİR DAHA KAZIDIM
-Haber yayıldıktan sonra bütün internet siteleri, sosyal medya ve programlar tamamen senden bahsetti. Nasıl geri dönüşler aldın?
Benim için de çok yoğun bir süreçti. Aslında açıklamak da benim için zordu. Ama ben ekran yüzüyüm ve aslında böyle bir misyonum olduğunu da düşünüyorum. İçimde pencereler açıldı. Ne kadar çok zor durumda olan insan varmış. Hala da var. Böyle büyük büyük projeler hep aklıma geliyor. Yani teker teker cevap veriyorum. Üşenmeden ses kayıtları atıyorum. Şöyle yapın, böyle yapın, böyle beslenin, şöyle hissedin, kendinize şöyle davranın. Diyorum ki artık "Böyle yetmiyor. Daha büyük topluluklarla konuşmalıyız galiba." Bilmişliğimden, bildiğimden değil ama yaşadığım bir süreç var. Anlıyorum karşımdaki ne diyor. İnsanlar derdini anlatmak istiyor. Böyle kafamda projeler beliriyor bu konuyla ilgili. Daha çok kadına ulaşmalıyım. Daha toplu kitleye konuşmalıyım galiba. Ya da başarı öykülerini kürsüye çıkıp anlattırmalıyım.
Saçını kazıma en zoru mesela. Orada öyle bir kadın birliği olalım ki ortaya oturtalım, saralım, sevelim. Kazıyalım saçımızı. Korkmayın. Biliyor musun, ben üstüne bir daha kendim kazıdım. Aldım yine, ağlaya ağlaya kazıdığım saçımı güle oynaya bir daha kazıdım. Kökü bende nasıl olsa diye. Kazıdıkça bir de güçlü çıkıyor. O yüzden korkmayın. Ve öyle gözükmekten de utanmayın. Böyle bebek gibi düşünün kendinizi. Her halimiz güzel. Ben onu keşfettim, her halim güzelmiş benim. Makyaj yapınca, saçım olunca değil. Onu keşfettim. Takılmayın.
BU BENİ SİLKELEMEK İÇİN ÖDÜLDÜ, ALACAĞIMI ALDIM
-Peki, şimdi daha iyi misin? Tedavi tamamen bitti mi yoksa devam eden bir sürecin var mı?
Ben hiç böyle geçmişi kurcalamayı seven biri değilim biliyor musun? Bana şimdi soruyorlar hangi ilacı, kaç doz aldın, ne oldu? Sanki ben yaşamamışım, hatırlamıyorum bile. Hastaneye şimdi üç ayda bir kontrole gidiyorum. Yahu hangi kat olduğunu unutur musun ya? Yani her gün gittim radyoterapiye. Vallahi unutmuşum. Ne güzel, ne güzel bir huyum var. Ben yaşamamış gibiyim. Beni silkelemek için bir şeydi bu, bana ödül verildi. Ben aldım alacağımı. Şimdi yoluma çok daha sağlam basarak devam ediyorum. Kimse yıkamaz beni bu saatten sonra.
ARKADAŞ ÇEVREMDEN TEPKİ ALDIM; KIRILANLAR OLDU, HAYATIMDAN ÇIKARDIKLARIM OLDU
-Sıkıntılı olduğunuzu biliyorum ama sormak isterim… Aile üyelerinizle bir iletişimin oldu mu bu süreçte? Bir de arkadaş çevren ile iletişimini merak ediyorum.
Tamamen daha da yalnızlaştırdım kendimi. Zaten aile tarafından görüştüğüm kimse yok. Arkadaş çevremden biraz tepki aldım. Çok gizlemiştim çünkü. Kimsenin haberi yoktu. Biraz tepkiler oldu. Ben de şöyle anlattım; yani ona anlat, buna anlat. Anlattıkça sanki böyle daha da büyüyor gibi sıkıntılar. Kendi içimde yaşadım ya. Böyle kabul etsin eden ne yapabilirim? Kırılanlar da oldu. "Yanında olsaydık" diyenler de oldu. Çok sevdiğini hissettiklerim oldu. Evet, keşke daha yanımda tutsaydım dediklerim oldu. Hayatımdan çıkardıklarım oldu. Normalde zorlandığım ama şimdi "Hayır, olmuyorsa olmuyordur" deyip hemen çıkardıklarım oldu.
KENDİMİ SANAT DÜNYASINA AİT HİSSETMİYORUM, ÇOK SAHTE OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR
-Sektörde gerçek dostluk var mı peki? Şaşırdığın bir telefon aldığın oldu mu?
Canan Ergüder de böyle bir süreçten geçmiş. O bana çok çok güzel bir mesaj atmış. Çok da sevdiğim biriydi. Ondan o mesajı almak bana çok iyi geldi. Yani ben sanat dünyasından çok biriyle arkadaş değilim. Çok ait hissedemiyorum kendimi. Bilmiyorum yani ünlü gibi hissetmiyorum kendimi. Dolayısıyla da böyle dertlerim yok. Gerçek dost var mı yok mu? Çok sahte olduğunu aslında herkes biliyor.
ASSOLİSTLER EN SON ÇIKAR, ORTAMIN ISINMASINI BEKLEDİM
-"Mutfak Bahane" programına gelelim… Biraz gecikmeli de olsa başlıyor. Niye bu kadar özlettin kendini?
Çünkü assolistler en son çıkar. Ortamın ısınmasını bekledim (gülüyor). Bu kanalla ortak kararımızdı. Kanal "Böyle yapalım mı?" dediğinde benim de hormon tedavi sürecim başlamıştı. Açıkçası çok işime geldi. Böyle bir kendimi dinlediğim süreçti. Yani karşılıklı, danışıklı dövüşlü böyle girmeyi tercih ettik kanalla birlikte. 10 Kasım'da başlıyor. O da çok enteresan oldu benim için. Umarım çok iyi gelir bize o gün yayına girmek.
MUTFAK BAHANE HASTALIK SÜRECİMDE BANA ŞİFA GİBİ OLDU
-Yeni sezonda neler bekliyor bizi?
Çok güzel aileler başvuruyor. Benim burada olmamla birlikte, varlığımla birlikte "Mutfak Bahane" ismine çok yakıştı şu anda sürecimiz. Karı koca ve kayınvalide arasında ne geçerse bizim programın içinde, ekstra bir editörümüz bile yok. Bir şey yazsın, kurgulasın falan çok şükür kurtuldum onlardan. Çünkü ihtiyaç yok. Her şey o kadar gerçek ki… Karı koca akşam birbirine kızıyorlar, ertesi gün yarışmadalar. Birbirlerini yiyorlar, birbirlerine küsüyorlar. Onları barıştırmaya çalışıyoruz falan. Ya benim yapımcım çok tatlı. O kadar niyeti iyi ki… Mesela kavga ediyorlar başkası verir değil mi onu yayına reyting olsun diye? Asla. Yani kesiyor hemen oraları. Hemen "Bak böyle gözüküyorsun, öyle yapma" diyor. "Daha kibar ol" diyor. Yani bu ortamın içinde olmak bu sürecimde bana böyle şifa gibi oldu. Bana bebekler gibi bakıyorlar. Hayatımda hiç yaşamadım bunu. Çok teşekkür ediyorum, iyi ki varlar.