Ömer Tuğrul İnançer ile 17 yaşında tanıştığını 55 yıldır dost olduklarını söyleyen Ahmet Özhan, son yıllarda tekkede vakit namazlarına imamlık ediyordu.
Cerrahi Tekkesi'nin yeni postnişini, sanatçı Ahmet Özhan oldu.
Türkiye'nin manevi büyüklerinden, zarafet sahibi ariflerindendi Ömer Tuğrul İnançer... Geçen haftalarda ebedi aleme uğurladığımız mutasavvıf, yazar, musiki ve düşünce adamı İnançer, Klasik Türk Müziği'nin usta ismi Ahmet Özhan'ın da yakın dostu, yol arkadaşıydı... Özhan, kederi kalbinde tazeliğini korumasına rağmen, büyük bir incelikle röportaj teklifimizi geri çevirmedi ve kendi tabiriyle 'abisi ve rehberi' olan İnançer'in iç dünyasını ve İslam'a olan hizmetlerini SABAH Pazar'a anlattı.
- O ilk anı hatırlıyor musunuz, Tuğrul Bey'le tanışmanız nasıl oldu? Dostluğunuz nasıl gelişti ve zaman içinde nerelere yol aldı?
- Tuğrul Bey'le tanışmamız 1967 senesinden başlar. Ben 17 yaşındayken İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Müziği bölümüne intisap etmiştim. O dönemde eş zamanlı olarak Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne gitmemin fevkalade faydalı olacağı kanaatindeydi büyüklerim. Netice itibarıyla Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne Recep Birgit'in vasıtasıyla gitmek üzere yola çıktım. Üsküdar'da Doğancılar yokuşundaki binaya cemiyet yeni taşınmıştı. Daha önceden Üsküdar Meydanı'nda ahşap bir binadaymışlar. Kapıyı çaldım, kapı açıldı, içeri girdim "Emin Ongan Hoca ile görüşmek istiyorum" dedim. Meğer o gün bana kapıyı açan sevgili arkadaşım, abim, rehberim ve mürşidim olacak olan Tuğrul Bey'miş. O hatırlıyordu...
İşte böyle bir tanışma hikayemiz var. O günden sonra göçeceği son güne kadar hiç ayrılmadan ben hayatımı onunla birlikte yaşamış bir insanım. Bu dostluk şahsi arkadaşlıktan manevi alışverişlere kadar yürüdü. Kültürel alanda, manevi alanda, sosyal alanda birçok şeyi birlikte yapmak gibi bir şansım oldu. Yani hayatımın her döneminde, her kulvarında mutlaka onun varlığı benim referansım, güvencem, mihengim oldu diyebilirim.