Şimdilerde "Üvey Anne" dizisinde 'Nisan' karakterini canlandıran güzel oyuncu Ezgi Şenler, Sabah TV'de 'Yasemİnce İtiraflar' programında Yasemin Döngel'in konuğu oldu. Diziyle ilgili samimi açıklamalarda bulunan Şenler, "Gerçek bir hikaye olması beni çok etkiledi" ifadelerini kullandı. İzleyiciyi gözyaşlarına boğan ölüm sahnesi hakkında da konuşan oyuncu, "beslendiğim yer tabii ki farklı ama bir sene önce ben halamı kaybettim. Hayatımda yaşadığım ilk büyük kaybımdı. Hala canım yanıyor" sözleriyle izleyenleri duygulandırdı. İşte röportajın tüm detayları…
-Öncelikle nasılsın, keyifler nasıl?
Gayet güzel gidiyor. Keyifliyiz, mutluyuz. Güzelce çekimlerimizi yapıyoruz, seyircilerle buluşmak için sabırsızlanıyoruz.
GERÇEK BİR HİKAYE OLMASI BENİ ÇOK ETKİLEDİ
-Hemen "Üvey Anne" ile hızlı bir giriş yapalım sohbete. Senaryoyu ilk okuduğunda neler hissettin?
Zaten bende şey olur; senaryoyu okuduğumda içime bir duygu gelir ve "o karakter evet benim" dediğim işler oluyor genelde. Gerçek bir hikaye olması beni çok etkiledi. Yasemin Hanım'ın yazıyor olması ve yapımcımızın çok iyi olması etkiledi. Nisan karakteri de etkiledi çünkü benim ergenliğimin tam zıttı bir karakter ve canlandırmak çok istedim ve nasip oldu.
ERGENLİĞİM HOŞ GEÇMEDİ
-Benim ergenliğimin tam zıttı dedin merak ettim, senin ergenliğin nasıldı?
Çok asiydim ben. Neden bilmiyorum, tek çocuğum ama konservatuvarda bale eğitiminin vermiş olduğu disiplinin dışavurumuydu herhalde benim ergenliğim. Çünkü balede de hani klasik müzik, zarafet varken dışarıdaki Ezgi daha hırçındı, dik kafalıydı, hazır cevaptı. Hoş geçmedi.
ŞIMARIK YETİŞTİRİLMEDİM, HEP ÇABALADIM
-Tek çocuk olmanın getirdiği bir durum da olabilir mi?
Sanmıyorum şımarık yetiştirilmedim çünkü. Her zaman kendi ekmeğimi kendim kazandım. Hiçbir zaman her istediğim önüme gelmedi ailem tarafından da. Hep çabalayıp bir şeyleri elde ettim şu hayatta. Hala da öyle devam ediyor.
-Dizide hayat verdiğin karakter yaşından olgun davranışlar sergileyen, anaç ve zeki bir kız. Nisan'la benzer yönleri var mı Ezgi'nin?
Anaçlığı, olgun olması tabii ki benziyor. Küçüklüğümden beri bende de bir anaçlık vardır. Çocukları çok severim. Ama aileme karşı ya da arkadaşlarıma karşı da anaç taraflarım vardır. Olgun muyum o kadar? Tabii ki yaşın getirdiği bir şeyle olgunlaştım ama Nisan'ın yaşında o kadar olgun değildim. Ama anaçlığım hep vardı.
-Onu da hayatın getirdiği mecburiyetler aslında birazcık buna sürükledi…
E tabii başımıza gelen olaylar bizi büyütür ya. Nisan da bir anda annenin kaybıyla büyüyor işte.
HAYATIMDA YAŞADIĞIM İLK BÜYÜK KAYBIMDI, HALA CANIM YANIYOR
-Ölüm sahnesi izleyiciyi çok etkiledi. Senin için çekmesi zor bir sahne miydi?
Ağlıyormuşum ben şimdi (gülüyor). Şöyle; beslendiğim yer tabii ki farklı ama bir sene önce ben halamı kaybettim. Beni büyüten, baleye başlatan, annem gibiydi benim için hayatımda Yıldız halam. Onun kaybını da hatta diğer setimdeyken öğrenmiştim. O besledi beni baya. Çünkü hala atlatamadım. Hayatımda yaşadığım ilk büyük kaybımdı o benim. Hala içimde ve hala canım yanıyor.
ŞANSLI OLDUĞUMU 23 YAŞINDA ANLADIM
-Dans ile iç içe büyüdün, sanat dolu bir evden çıktın, şimdi de oyunculuk yapıyorsun... Özel hayatında da kariyer anlamında da her şey yolunda görünüyor. Şanslı ve mutlu hissediyor musun?
Ben şanslı olduğumu 23 yaşında anladım. Bale çok güzeldi, her şey yolundaydı ama oyunculuğa da yatkınlığımı hissediyordum. Çünkü ailemde de oyuncu halam var, eniştem var, sanatçı bir aileden geliyorum. O yüzden "acaba nasıl olur?" derken hiç beklemediğim bir anda bir yerden fırsat geliyor menajerimden ve "hadi bakalım deneyelim" diyorum ve bir yol açılıyor. Şansıma inanıyorum ya.
23 YAŞ DÖNÜM NOKTASIYDI
-Bir dönüm noktası mıydı?
23 yaş dönüm noktasıydı. Evet. Aslında dans sanat ve oyunculuk iç içe. Biz dans ile bunu sözsüz, bedenle sadece anlatırken oyunculukta hepsini kullanıyoruz. O yüzden keyifli ya. Çok zorlanmadım, tam tersi severek, baleden de beslenerek yaptığım için iyi gidiyor.
-En büyük hayalin de müzikalmiş…
Evet, her yerde söylüyorum. Hayaller söylenmez aslında ama müzikal çok istiyorum. Çünkü hem dans hem oyunculuk, sesimin de kötü olduğunu düşünmüyorum. Şan eğitimim de var.