Hipotansiyonun birçok belirtisi olmasına karşın bazen sinsi bir yol izliyor. Kendini çok sonraları göstermesi sebebiyle de birçok ciddi rahatsızlığa davetiye çıkarıyor. Bu hastalıkların başında, kalp ve damar hastalıkları gibi sağlık sorunları geliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Sedat Işık, önemsiz gördüğümüz ancak yaşam kalitemizi ve sağlığımızı olumsuz yönde etkileyen hipotansiyonu anlatıyor.
HİPOTANSİYON NEDİR?
Tansiyon, arterlerdeki kanın damarlara yaptığı basınçtır. Bir insanda olması gereken tansiyon oranı yaklaşık 120/80 mm Hg'dır. Ancak ölçümler, 90/60 mm Hg. dolaylarında ise kişinin kan basıncı(tansiyonu) düşük demektir ki bu hipotansiyonu işaret ediyor olabilir! Hipotansiyon ya da bilinen adıyla düşük tansiyon anormal derecede düşük kan basıncıdır.
Her ne kadar tansiyonun normal değerlerden düşük olması kişiden kişiye değişse de birtakım belirtiler size bu konuda yol gösterici olabilir. Hipotansiyonun en belirgin belirtileri; baş dönmesi, bayılma, soğuk terli cilt, yorgunluk ve bulantı şeklindedir.
HANGİ SEBEPLER DÜŞÜK TANSİYONA YOL AÇAR?
Vücudun ihtiyaç duyduğu sıvının yetersiz olması, ( az su içme, ishal, yoğun spor vb.)
Yetersiz ve düzensiz beslenme alışkanlıkları,
Gebelik,
Stres, kaygı, korku,
Kansızlık,
Kullanılan ilaçlar (tansiyon, kalp ilaçları, antidepresanlar vb.),
Yaşanan kanamalar, kan kaybı,
Alerjik reaksiyonlar,
Merkezi sinir sistemi hastalıkları,
TEDAVİ İÇİN NASIL BİR YOL İZLENMELİDİR?
Düşük tansiyona en uygun tedavi, tansiyonun düşmesine eden olan faktöre göre değişir. Dediğimiz gibi birçok faktör hipotansiyonu tetiklediğinden hangi sebeple açığa çıktığı tedavideki yol haritasını belirlemektedir. Eğer kan kaybı nedeniyle tansiyon düşmüşse en iyi tedavi kan nakli ya da kaybedilen sıvıların damardan verilmesi olacaktır.
HİPOTANSİYONUN ETKİLERİNİ AZALTMAK İÇİN NELER YAPILMALI?
Tuz bakımından daha zengin bir yeme programı seçin. Ancak fazla tuz tüketimi de çeşitli sağlık problemlerine yol açabileceği için diyetinizi planlamadan önce doktorunuzla görüşün.
Bol bol sıvı tüketin.
Sıcak havalarda ve grip ya da nezle gibi hastalıklara yakalandığınızda daha fazla sıvı tüketin.
Alkolden uzak durun ya da sınırlama getirin.
Düzenli egzersiz ile kan dolaşımını hızlandırın.
Stresten olabildiğince uzak durmaya çalışın.
Oturur pozisyondayken bacak bacak üstüne atmayın.
Uzandıktan ya da oturduktan sonra hemen ayağa kalkmayın. Kan, ani hareket ile bacaklara ve ayaklara ulaşacağından baş dönmesi ve göz kararması yaşanabilir. Bunun yerine daha sakin ve kısa hareket edin ve banyo gibi mekanlarda başınızın dönmesi ihtimaline karşın bir sandalye bulundurun.
Porsiyonlarınızı küçültün, karbonhidrat tüketimini azaltın.
Özellikle gece kafein tüketiminden kaçının.
Eğer yukarıda belirtilen yöntemleri uygulamanıza rağmen problemde bir azalma gözlemlenmiyorsa mutlaka doktora görünün.