Adana Demirspor, bu kadar eksiğine rağmen kapasitesi nispetinde mücadele etti, beraberliği aldı. Onlar da iyi değiller. Eski Adana Demirspor yok. Onlar da gittikçe geriye gidiyorlar. Başkanları, 'ben yabancı teknik adam ile daha iyi anlaşırım' diyordu, o da Türkçe'ye döndü.
Şöyle bir geriye dönüp bakın; Beşiktaş'ın fizik ve teknik olarak 'iyi oynadı bu maçta' diyeceğiniz bir karşılaşma var mı? Şenol Güneş zamanından bugüne kadar… Başkan, teknik direktöre 'ağabeyim' diyordu, o da ona 'kardeşim' diyordu. Ağabey-kardeş Beşiktaş'ı duman edip gittiler. Seyirciye sabır lazım o kadar!
Hakemin sahada verdiği çoğu kararı anlayamadım. Yayıncı kuruluş da bazı kararları çözmek için çok tırmaladı ama onlar da bulamadı. Hakem fizik olarak maçtaydı da kafa olarak değildi.
ALİ GÜLTİKEN - SINIRLARI BELLİ
Pendik maçındaki ağır yenilginin sonrasında 'acaba reaksiyon olur mu' beklentisi maalesef pozitif yönde gerçekleşmedi. Oyun değişikliğinden daha ziyade Svensson ve Necip ile yalnızca savunmada iki oyuncu değişikliği Beşiktaş'ın davam eden sorunlarına çare olmadı. Özellikle her maçta değişen yeni savunma dörtlüsü, oyun istikrarını da zorluyor.
Savunmayı öne çıkaramadığınız zaman alanı daraltamıyorsunuz, dolayısı ile orta alanda geniş boşluklar oluşuyor, bu alanları da rakipler rahat kullanıyor. Ve bir türlü rakibinizi baskı altına alamıyorsunuz. Adana Demirspor karşısında da aynı tekrarları yaşadık. Beşiktaş, yalnızca kanat organizasyonu yaptı, Rashica üzerinden diğer maçlara göre. Buradan tehlike bulmaya çalıştı. Bunlar da cılız atakların ötesine geçemedi.