Devler Ligi için kurulan kadrodan G.Saray maalesef "Keçiboynuzu" tadında katkı aldı. Her zaman söylerim; oyuncu tüccar zihniyetli olmayacak, kulübe aidiyet duygusuyla bağlı olacak. Zaha kadar takımdan kopuk, vurdum duymaz, kaçak güreşen ve canı istediğinde saman alevine benzeyen futbol oynayan bir futbolcu görmedim. Okan Hoca, Zaha'ya bu kadar tolerans tanıyacağına şansı Bakambu'ya verseydi.
Bakambu sadece golü kovalamadı, rakibe de baskı yaptı. Okan Hoca ayrıca Kerem'in yerini Zaha uğruna bozmamalıydı. Avrupa'ya devam etmek oyuncular ve camia için motivasyon olacaktır. G.Saray, Kopenhag'da Devler Ligi'ne veda etti ama Perken'de kazandığı UEFA'ya devam etme hakkını elde etti. Bu arada maçın hakemi İtalyan Orsato adil bir maç yönetti.
BÜLENT TİMURLENK: DEVAM FİLMİ Mİ ÇEKİLECEK?
UEFA Kupası'nın kahramanlarından Bülent Ünder, yıllar sonra bir sohbetimizde "Finali bir daha izle, ikili mücadelelerde hiç yerde kalmadık" demişti. Dün maçın ilk yarısı sona erdiğinde aynı stadyumda aynı forma altında 23 yıl sonra en büyük fark, buydu. Rakibin daha fazla koşacağı, beraberliğin yettiği maçta oyunu yarı sahasında kabul ederken ikili mücadelelerde güçlü fizikleriyle Galatasaray'a konforlu hücum imkânı tanımayacakları sır değildi.
Takımın en zayıf halkası Angelino'nun kötü başlayıp şaşırtmadığı oyunda sürpriz, ilk 25 dakikada iki pozisyonda geri dönmekte ziyadesiyle geciken ve sallanan Boey'di. İki kanatta Zaha ve Tete ya topu eziyor ya da ikili mücadele kaybedip hücum öldürüyorlardı. Maç Ziyech ve Mertens'i çağırıyordu devre arasına giderken. Okan Buruk bir kez daha geç kaldı.
46-60 arasında her seferinde yolunda gitmeyen şeylerin kendi kendine düzeleceğine dair Polyannacılık yine rakibin attığı golle cezalandırıldı. Üstelik Kopenhag o dakikaya kadar üç direk arasına top vurmamışken... Sonrası doldur-boşalt. Beş forvete dönen bir takımın orta sahasını boşaltması risk değil intihar girişimidir. Oysa ki devrede doğru değişiklikle geçen yılın fabrika ayarlarına dönebilirdi Okan Buruk.