Süper Lig'de 6. hafta maçında Başakşehir ile Galatasaray karşı karşıya geldi. Zorlu maçı Cimbom, Ziyech ve Icardi'nin golleriyle 2-1 kazandı ve galibiyet serisini 4'e çıkardı. Başakşehir'in tek golü eski G.Saraylı Leo Dubois'dan geldi. Başakşehir-Galatasaray maçı sonrası karşılaşmada yaşanan pozisyonlar geceye damga vurdu. Penaltı kararı ve daha birçok karar tartışma yarattı.
SABAH Spor'un yazarları Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Ömer Üründül, Gürcan Bilgiç ve Levent Tüzemen maçla ilgili çok çarpıcı sözler kaleme aldı.
ÖMER ÜRÜNDÜL: EN BÜYÜK SORUN FİZİKİ GÖREV PAYLAŞIMI
Futbol kalitesi vasatı dahi bulmayan mücadelede G.Saray, 3 puanın sahibi oldu. G.Saray beklendiği gibi ilk 20-25 dakikalık presli ön alan baskısını dün de uyguladı. Buna karşılık Başakşehir ısrarla kaleciden başlayarak riskli pas alışverişlerini gündeme getirmeye başladı. Üstelikte geçmişte Volkan Babacan büyük hatalar yapmasına rağmen. Dün gece de Babacan iki net ikram yaptı ama G.Saray değerlendiremedi. Sonra G.Saray'ın temposu düştü ama kontrolde kendi ellerindeydi.
"BA, PENALTI HEDİYE ETTİ"
Devre sonunda Ziyech'in kaliteli vuruşuyla G.Saray öne geçti. 2. yarı başında oyuna giren Kerem'in bir atağında pozisyon yokken Ba, bir penaltı hediye etti. Sonra fark 2'ye çıktı. Oyun bu tempoda G.Saray'ın kontrolünde gidiyordu. Dubois'in beklenmedik anda attığı gol ile iş kızışır diye düşündüm ama Başakşehir o moralle rakibi zorlayacağı yerde kendi pozisyonlar verdi.
Fizik olarak G.Saray'da görevler paylaşılamıyor, bu bence büyük sorun. Bütün ağırlık ve yük Boey ve Torreira başta olmak üzere 5-6 kişiye biniyor. Baktığımız zaman goller iki yıldız isimden geldi Ziyech, penaltıdan İcardi… İkisi de yürüyerek oynadılar aslında ligimizin durumunu gösteren net bir tablo! Gelelim Çağdaş Atan'a... İnanılmaz hatalar yaptı.
LEVENT TÜZEMEN: G.SARAY RAHAT BİR MAÇ İZLETTİRMİYOR
G.Saray, insana sırtını koltuğa dayayıp rahat bir maç izlettirmiyor. Oyuncular aşırı güvenle oynadıkları için bazen gereksiz top kaptırıyor, bazen de final paslarında "Egoist" davranıyor. Öz güven doğru kullanıldığında skor avantajı getiriyor. Ancak öz güven aşırılığa kaçınca G.Saray gereksiz tehlikeler yaşıyor.
Okan Buruk "Öz güven" ile "Kalite"yi dengelerse G.Saray çok pozisyon bulur, egoizm ortadan kalkar ve rakip kolay pozisyon bulmaz. Başakşehir'e karşı "Öz güven-Egoizm- Kalite" üçgeninde gidip gelen bir G.Saray izledim. Örneğin; yüksek kalitedeki Ziyech oyunda fazla görünmedi, rakibi fazla kovalamadı ama "Kontrol-Şut" ile ustalık kokan bir gol attı.
"KEREM G.SARAY'IN KALBİDİR"
İcardi hep yakın markajda oynadı. Penaltıyı riske girmeden gol yaptı. Tete hep ilk 11 başlamalı. Kanatta top tutuyor, içeri pozisyon alıyor, kolay çalım atıyor, kilit pas bırakıyor. Kerem Aktürkoğlu, çalışkanlığı, hırsı, mücadele gücü ve kazanma coşkusuyla G.Saray'ın kalbidir. Yürekten oynuyor. Kazandırdığı penaltı çabukluğunun ve pozisyon takibinin eseriydi.
"G.SARAY UZUN SÜRE SONRA ARADIĞI LİDERLİĞİ SANCHEZ'DE BULDU"
G.Saray uzun aradan sonra savunmada aradığı liderliği Davinson Sanchez ile buldu. Sanchez kendine güveni yüksek bir oyuncu, çok sakin oynuyor, topu akıllı kullanıyor, tehlikeyi hissettiğinde basit düşünüp riske girmiyor, doğru pozisyon alıyor, savunmadan da oyunu mükemmel kuruyor. En önemlisi G.Saray'ın kazandığı duran toplarda Sanchez ne kadar etkili olacağını gösterdi.
AHMET ÇAKAR: G.SARAY FUTBOL ADINA ORTAYA FAZLA BİR ŞEY KOYMADI
Galatasaray kazandı ama futbol adına ortaya fazla bir şey koymadı. Ortada bir kaos var. Maça Ziyech sağ değil biraz daha içeride başlıyor, sakatlanan Kazımcan'ın yerine yerli sınırı nedeniyle Abdülkerim sola geçiyor, ikinci yarı Kerem, Zaha giriyor.
Zaha solda oynuyor, Kerem'in nerede oynadığı belli değil. Tam bir kaos. Koskoca Galatasaray, 2-1 öndeyken aslında en önemli gol pozisyonunu 87. dakikada Sanchez'in kafasıyla buluyor. Önce şunu söyleyelim, Sanchez, iyi bir oyuncu ve doğru bir transfer.
İlk gol pozisyonuna bakıyoruz, 87. dakikada demiştik. Oysa ki Galatasaray o dakikada 2-1 öndeydi. Peki goller nasıl oldu? İlk devre biterken, Ziyech'in müthiş kalitesiyle gelen vuruşuyla Galatasaray öne geçti. Çok az oyuncu o golü atabilir.
İkinci yarıda da Galatasaray uydurma bir penaltı kazandı ve İcardi ile skoru 2-0'a getirdi. Daha sonra da Dubois sağdan gitti, Muslera 'Açılayım mı, açılmayayım mı' dedi. Dubois vurdu, çizginin hemen içinde çevrildi ama tabii ki haklı bir gol kararı geldi
İlk yarıda aslında Başakşehir önemli pozisyonlar buldu. En önemlisi de Serdar'ın kendi kendine yaptığı tuhaf ve komik penaltı. Şaka bir yana penaltı değil tabii ki ama Serdar sola çıkartsa ya da kendisi vursa gol gelebilirdi.
"TORREIRA'YA YAPILAN BİR PENALTI VAR..."
Hakem Kadir Sağlam çok kötü bir maç yönetti. İlk yarıda Torreira'ya yapılan bir penaltı var. Onu vermedi, VAR hakemleri de çağırmadı. Yine Berkay'ın mutlak kırmızı kart görmesi gereken bir harekette kart gelmedi, VAR'dan yine uyarı çıkmadı. Gelelim Galatasaray'ın kazandığı penaltıya… Karar yanlış. Başakşehirli oyuncu iki defa topla oynuyor. Hakem penaltıyı uyduruyor, VAR uyuyor, sözüm ona Türkiye'de hakemlik yapılıyor.
ERMAN TOROĞLUL: G.SARAY'DA KOPENHAG KARŞILAŞMASININ İZLERİ VAR
Maç başlıyor, Galatasaray'ın çarşamba günü Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı Kopenhag karşılaşmasının izleri var. Başakşehir zaman zaman topu iyi kullanarak sarı-kırmızılı takımın rahat hareket etmesini engelliyor. Bir direkten dönen topları var, bir de 2'ye 1 girip kaçırdıkları pozisyon var.
"G.SARAY TAKIM DEĞİL, FERDİ OLARAK OYNUYOR"
Galatasaray takım olarak değil de ferdi olarak oynuyor. İyi oyuncuları var, geniş kadroları var ama daha henüz sahada taraftarlarına şöyle rahat rahat futbol seyrettirecek oyunu oynayamıyorlar. Aslında Başakşehir üzerine geliyor, rahat pozisyon yakalaması lazım… Ama o güçleri yok.
Ziyech sakatlanıyor, oyundan alınacak ve sahanın kenarına gelip konuşuyorlar. Yerine girecek oyuncu hazırlanmadan çıkıyor ve 10 kişiyle golü yiyorlar. Bu ayarda bir takım böyle bir golü yememeli.
Sahada tedavi olmalısın ve o arada senin yedek oyuncun girmeli, eksik kalmamalısın. Futbol böyle bir oyun, en ufak hatayı kaldırmıyor. Hakem faul verir vermez takdir hakkını kullanır, onun işi. Anlamadığım bir şey var, adam taç atacak, topu eline alıyor. 10-12 metre gidiyor, sonra taç atışını kullanıyor. Artık bunu da uygulamazsanız neyi yapacaksınız merak ediyorum.
"MUSLERA GİBİ KALECİYE HİÇ YAKIŞMADI"
Kaleci Muslera yine topu oyuna sokarken yanlış işler yaptı. Daha da önemlisi, yediği goldeki hatasıydı. Muslera gibi bir kaleciye hiç yakışmadı.
Aslında Günay iyi bir kumaş, bazı maçlarda ufak ufak oynasa iyi olmaz mı? Hem de yerli hakkını kalecide kullanmış olursun.
GÜRCAN BİLGİÇ: ICARDI MARKAJDA KAYBOLDU
Sezon başından beri takımı hücumda yöneten iki oyuncuyu; Kerem ve Mertens'i kulübede tuttu Okan Buruk. Tete ve Ziyech ile 'duble' sağ kanat tercih ederek, tek atak yönlü bir sisteme gitti.
Elbette tutmadı bu yöntem. Barış sol tarafa hareket getiremediği gibi, İcardi markajda kayboldu. Ziyech'in attığı gol ustalık eseriydi, belli bir planın değil.
Ama ne yaptı Galatasaray; önde baskıdan vazgeçmediği gibi rakibi de kendi sahasında tuttu. Sanki üç gün önce oynayan Başakşehir takımıydı. Büyük takım refleksini, kendilerine olan güvenlerini net şekilde ortaya koydukları gibi, gittikçe düşen tempo içinde 'o anı' beklediler.
Kağıt üstünde zor olan maçı sakin kalarak, ustalıklarına güvenerek oynadı Galatasaray takımı. Kazımcan'ın sakatlığıyla defans dengesi değişti ama sahaya ayak basışları aynı kaldı. İkinci yarıda gelen Kerem hamlesi hemen sonuç verdi. Aslında Kerem yoksa İcardi de yok. Genç oyuncu penaltıyı aldı, Arjantinli golünü attı.
Emre Belözoğlu arkasında temposu diplerde, yetenek seviyesi sınırlı, sıradan bir kadro bırakmış. Çağdaş Atan'ın bu takımın vücut dilini değiştirmesi lazım önce. Herkes 'ricayla' koşuyor. Girdikleri pozisyonlar da attıkları gol de kendilerine ait olmayan gerekçelerin sonucu.
Kopenhag şokunun ardından gelen bu galibiyet önemli Galatasaray için. Çünkü mırıldanmaların bitmesi, kazanmalarına bağlıydı. İyi oynamak değil bu maçın şifresi. On milyonlarca Euro ödenen oyuncular, bu paranın hakkını verdiler ve farklılıklarını gösterdiler.