Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi'nin 7. haftasında konuk ettiği Ukrayna temsilcisi Dinamo Kiev'le 3-3 berabere kaldı. Sarı-kırmızılılar, bu sonucun ardından puanını 13 yaparken ilk 8'e girme şansını son maça bıraktı.
SABAH Spor yazarları, hem karşılaşmayı hem de Okan Buruk'un maç içerisindeki tercihlerini değerlendirdi. İşte yazarların yorumları…
MUSTAFA ÇULCU: Alkışlar VAR'a
Avrupa Ligi'nde hedefi olan bir takım maça nasıl başlaması gerekiyorsa öyle başladı Galatasaray, tribün desteğini de arkasına alarak… Mağlup duruma düşmelerine rağmen oyundan kopmayan rakibi ise beklemediği goller attı ve puan buldu. Dinamo Kiev'in böylesine pozisyon bulması, top rakipteyken Galatasaraylı oyuncuların geriye yaslanmalarındandı. FIFA'da sona gelmiş 43 yaşındaki Estonyalı Kristo Tohver'ı daha önce yönettiği ülke takımlarımızın maçlarından tanıyoruz.
"ÇİFTE STANDART OLDU"
Uluslar Ligi Cebelitarık-Lihtenştayn (2-2) maçında gösterdiği 14 sarı, 1 kırmızı kart ve 2 penaltı ile ilginç bir yönetim gösterdi. Dün de tuhaf kartların çıktığı kötü bir performans sergiledi.. Osimhen'in 31'deki vuruşunda kayarak topa hamle yapan Bilova'nın doğal konumdaki kapalı sol koluna temas eden top penaltı olmaz, devam kararı doğru. Shaparenko'nun 25'te Barış'ın ayağına basması sarı olmalıydı vermedi ama Barış rakibi Kabaiev'in ayağına basınca sarı gördü. Çifte standart oldu.
"POZİSYON NET PENALTI"
Galatasaray'ın yediği ilk gol öncesi 2 nolu yardımcı hakemin önünden top taca çıkmış (tv görüntüleri) görünüyor ancak burada açı çok önemli, VAR da taç çizgilerinde kamera olmadığı için yardımcının kararına uymak zorunda kaldı ve gol geçerli sayıldı. Tymchyk ceza alanı içinde Barış'ı sarıp sarmalayıp yere indirdi, pozisyon net penaltı ancak hakem önce hatalı kararla Barış topu elle bilerek oynayıp gol atmaya çalıştı diye sarı gösterdi önceden sarısı vardı ikinci sarıdan ihraç etti.
"DOĞRU KARARLA BARIŞ'IN KARTINI İPTAL ETTİ"
Ancak doğru uygulama ile VAR devreye girdi. OFR'de pozisyonu 18 saniye izleyen hakem, doğru kararla Barış'ın kartını iptal etti, penaltı verdi. Galatasaray 88'de Jelert ile penaltı bekledi fakat Vivcharenko'ya faulü yapan Jelert'ti, penaltı olmaz. Hakem pozisyonu çözemedi, VAR'a yaslandı. VAR protokole uygun davrandı, doğru kararla devreye girmedi.
BÜLENT TİMURLENK: Yarmelonko'nun tokadı var!
Hatay maçının ziyan olan ilk yarısında tek suçlu Berkan değildi elbette ama Sara'nın yokluğunda Buruk'un dün yine aynı pozisyonda ona şans verirken açıklaması "Ön alan baskısı için"di. Karşındaki 11'inde yabancı futbolcu olmayan, savaşın gölgesinde yaşayan ve Avrupa Ligi'nde 6 maçını kaybederken sadece bir gol atabilen Dinamo Kiev. G.Saray'ın kornerden golü bulduğu ilk 10 dakikalık dilimden sonra D.Kiev ayağa paslarla çok iyi çıktı.
"YUNUS'UN DERDİ NEYSE ÇAĞIRIP SORMALI"
Ev sahibinden çok daha isabetli ve pozisyon almasını bilen oyunlarına Abdülkerim'in golü darbe vursa da vazgeçmediler. Osimhen'in atletizmi, takım arkadaşlarının elbette önünde ve her ofsaytta kaldığında ya ona geç top atan bir G.Saray ya da kontrolsüz çıkan bir Osimhen izledik. Barış'ın VAR'dan dönen kırmızısı ve penaltı olmasa Okan Buruk ilk mağlubiyetini alabilirdi. 90 dakika sabrettiği Yunus'un derdi neyse odasına çağırıp sormalı, hiç oyuna girmeyen vücut dili bozuk Yunus'a da yönetim ne kontrat verecekse vermeli. Bu sezon iki hatta 3 farklı öne geçip de kazanamadığı maçlar arşivde taze dururken dün de bunlara bir yenisi eklendi.
"BİR BILBAO HAYALİ VARSA..."
G.Saray yönetiminde demeçlerinden kibir ve olmamışlık akan Metin Öztürk ve UEFA Kupası-Bilbao pastasının önünde gülümseyerek poz veren İbrahim Hatipoğlu'nu sahneden çeksin Başkan Özbek. Bir Bilbao hayali varsa ortada eksiye koşan bir futbol gerçeği ve 36'lık usta Yarmolenko'nun tokadı var… Bir de dün kalesinde yediği hatalı gollerden sonra yuhalanan "efsane" Fernando Muslera…
LEVENT TÜZEMEN: Buruk kendini sorgulamalı
Oynadığı 6 maçta sadece bir gol atan Dinamo Kiev'den iki kez öne geçmesine rağmen Galatasaray 3 gol yiyorsa Okan Buruk kendisini sorgulamalıdır. 60 dakika rakipten üstün olan, skoru 3-1'e getiren Galatasaray'da yorulan ve oyundan düşen oyuncuları görmemek Okan Buruk adına eksi bir puandır. Skor 3-3'e geldikten sonra oyuncu değişikliklerine gitmek, günah çıkarmak gibi bir şeydir… Oysa G.Saray'da Barış, Berkan, Kaan Ayhan hatta Jakobs, 'Hocam beni al' diye bağırıyordu.
"İKİ KEZ FIRSATI KAÇIRMASINA NEDEN OLDU"
Okan Buruk'un yorgun oyuncuların vücut dilini okuyamaması, 3-1'den sonra savunmayı güçlendirmek ve orta sahayı daha etkili hale getirmek adına hamleler yapmaması Galatasaray'ın belki UEFA Avrupa Ligi'nde namağlup kalmasını sağladı ama ilk 8'e girmek için tam iki kez eline geçirdiği fırsatı kaçırmasına neden oldu.
"TÜRKİYE'DEKİ VAR HAKEMLERİ DERS OLARAK ÖĞRENSİNLER"
Maçın Estonyalı hakemi faul çalmamak adına resmen oyunun canına okudu. Özellikle VAR'daki vatandaşı olmasaydı G.Saray belki de maçı kaybedecekti. Estonyalı Marko Liiva'nın nasıl bir VAR yönetimi gösterdiğini Türkiye'deki VAR hakemleri ders olarak öğrensinler. TFF'nin VAR hakemleri de Estonyalı Marko gibi kaliteli ve dikkatli olsun.
"3 GOL MUSLERA'YA İTHAF EDİLEMEZ"
Bazı G.Saray taraftarlarının Muslera'ya davranışını hiç hoş bulmadım. Çünkü G.Saray tarihine geçen zaferleri yaşayan, kupaları kaldıran Muslera, efsaneler köşesine adını yazdırmıştır. Yenilen 3 gol Muslera'ya ithaf edilemez. Çünkü gollerin hepsinde hatayı yapan Galatasaraylı oyunculardı. Kiev beraberliği Buruk'un oyunu okuyamamasının ve oyuncu değişikliklerine geç karar vermesinin sonucudur.