2020 yılının Mart ayından bu yana etkilerini sürdüren corona virüsü salgınına ilişkin yurt ve dünyadan son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Twitter hesabı üzerinden günlük koronavirüs son duruma ilişkin vaka, ölüm ve hasta sayısı verilerini içeren 21 Ocak koronavirüs tablosu detayları son dakika olarak paylaşılıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın son dakika olarak olarak duyurduğu 21 Ocak koronavirüs tablosu ile Türkiye'de corona virüsü vaka sayısı - ölüm sayısı bilgileri şöyle;
VAKA SAYISI: 6 bin 289
HASTA SAYISI: 743
VEFAT SAYISI: 153
İYİLEŞEN SAYISI: 6 bin 113
VAKA SAYISI: 6 bin 435
HASTA SAYISI: 752
VEFAT SAYISI: 159
İYİLEŞEN SAYISI: 5 bin 932
Ankara Ayaş Aşı Uygulama Ekibi, Gençali Köyündeki yürüme zorluğu çeken 89 yaşındaki Emine Dömeke'yi aşıladı. Daha sonra Ayaş merkezde 88 yaşındaki Satı Kayıran aşılandı.
Bu yaş grubunun da aşılama çalışmalarının ülke genelinde kısa sürede tamamlanması planlanıyor.
Sağlık Bakanlığı, 85 yaş üstü vatandaşların evde aşılanma sürecinin başlamasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Bilim Kurulunca hazırlanan aşılama takvimi doğrultusunda sağlık çalışanlarıyla başlayan Covid-19 aşı uygulamasında şimdi de 85 yaş üzeri vatandaşların aşılandığı belirtilerek,
"Aşılamalar 90 yaş üstü vatandaşlarda olduğu gibi yine evlerde veya randevu alınarak sağlık kuruluşlarında yapılabiliyor. Sağlık durumları kontrol edilen 85 yaş üstü vatandaşlara aşı uygulanıyor. Sonrasında aşılanan kişi en az yarım saat gözetim altında tutularak sağlık durumu takip ediliyor" denildi.
Açıklamada, Ankara Ayaş Aşı Uygulama Ekibince Gençali köyünde yürüme zorluğu çeken 89 yaşındaki Emine Dömeke'yi evde aşıladığı, daha sonra Ayaş merkezde 88 yaşındaki Satı Kayıran'ın aşılandığı belirtildi. Bu yaş grubunun da aşılama çalışmalarının ülke genelinde kısa sürede tamamlanması planlandığı belirtildi.
COVİD-19 İÇİN 40 GÜN UYARISI! AŞI YAPTIRAN KISITLAMALARDAN MUAF OLACAK MI?
Koronavirüs vaka sayılarının düşmesiyle kısıtlamaların ne zaman kalkacağı merak konusu oldu. Kısıtlamaların en önemli amaçlarından biri olan hastanelerde yoğun bakımda yatan hasta sayısının düşmesiyle covid-19'la mücadelede istenilen başarı yakalandı.
Peki, bu durumda normalleşme ne zaman başlayacak? Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, aşı uygulamaları, koronavirüs vaka sayıları ve normalleşmenin öncelikle hangi sektörlerde başlayacağı konusunda sabah.com.tr'ye özel açıklamalarda bulundu.
Kısıtlamalarla ilgili görüşlerini paylaşan Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, "Kısıtlamaların amaçlarından biri de hastanelerin yoğun bakım yataklarının boşaltılması ve sağlık çalışanlarının üzerindeki yükün daha da azaltılmasıydı.
Şahsi kanaatim; aralık ayından itibaren uygulanan kısıtlamalarla başarılı olundu ama bu kısıtlamaların hafifletilmesi süresince yapılan işlerin sonucunun kalıcı olması için kurallara uyma konusunda bıkkınlık ve umursama gibi durumlara dahil olmadan bu sürecin net bir şekilde devam ettirilmesi gerekiyor.
Kısıtlamaların hafifletilmesiyle ilgili ilk adım dün atıldı. Özellikle 8. ve 12. sınıflardaki sınava girecek öğrencilerin yüz yüze eğitimi konusunda özel kuruluşlarla ilgili bir süreç başlatıldı. Bu anlamda, kısıtlamaların vaka sayılarındaki etkisiyle doğru orantılı bir karar diyebiliriz. Benim de şahsi kanaatim; kısıtlamaların azaltılması sürecinde önceliğin üretim ve eğitim alanında olmasıdır.
Kişisel olarak kısıtlamaların ancak şubat ayının sonundan itibaren hissedilir derecede ortaya çıkabileceğini düşünüyorum." dedi.
Normalleşmenin adım adım olacağını ve önceliğin eğitim ve üretim sektörlerine verilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, "Kısıtlamaların kaldırılmasındaki en önemli belirteç; günlük vaka sayısı, günlük hasta sayısı, günlük vefat eden insan sayısının ciddi anlamda azalmasıyla sağlanacaktır.
Hala vefat eden kişi sayılarımız ve hasta sayılarımız arzu edilen seviyede değil. Günlük vaka sayılarının binlerin altına inmesiyle ciddi anlamda esnemeler karşımıza çıkacaktır. Kurallara uyma konusunda bıkkınlık ve umursamama durumu olursa vaka sayıları hızlı bir şekilde uzayabilir.
Vaka sayılarının uzamasıyla da kısıtlamaların esnetilmesi kararları olumsuz etkilenebilir. Bence, en az 2021 sonbaharına kadar parça parça esnemeler olsa bile salgına karşı kendimizi dikkatli bir şekilde korumamız gerekecek." şeklinde konuştu.
"Maskeyle uzunca bir süre yaşamaya devam edeceğiz. Bu kabul etmemiz gereken bir gerçek. Pandemilerde önemli sorun şudur; ülkenizi kapatamazsınız. Ülkenizdeki her insanı aşılasanız dahi dış dünyayla bağlantınız devam ettiği sürece diğer ülkeden gelen aşılanmamış insanlarla temas etmeniz durumunda tekrar hastalanma riskiniz oluşacaktır." Diyen Prof. Dr. Hakan Oğuztürk,sözlerini şu şekilde sürdürdü;
"Ülkelerin gelişmişlik düzeyi kapsamında değerlendirirsek çok zengin ve tüm vatandaşlarını aşılamış bir ülke için diğer ülkelerden gelen insanlarla temas devam ettiği sürece risk tamamen ortadan kalkmaz. Pandemilerde bir insan kalana kadar o riskin devam edeceği kabul edilir bir gerçektir. Bu nedenle maskesiz hayat ve eskiye dönüş konusunda önümüzde uzun bir sürenin olduğunu söyleyebiliriz.
Aşılama çalışmaları pandemide kontrol edilebilir süreci sağlamada elimizdeki en önemli unsurdur. Aşı uygulamalarının faydasını şu şekilde göreceğiz; tüm yıl bizi sıkıntıya sokan bir hastalık olmaktan ziyade mevsimsel bir problem olarak karşımıza çıkarsa ve biz de düzenli aşılama programlarını uygulayabilirsek covid-19'un dünya gündeminin birinci sırasından düşmesi sağlanabilir.
2021 yılının sonbaharına kadar koronavirüsle mücadele edeceğiz ve bu sürede maske, mesafe ve hijyen kuralları aşıyla birlikte en önemli silahımız olacak. 2021 yılı sonhabarından sonrada maskeden kurtulacağımızın bir garantisi yok."
HES kodunun koronavirüs ile mücadelede büyük önem taşıdığına vurgu yapan Prof. Dr. Hakan Oğuztür, aşı olanların kısıtlamalardan muaf edilip edilmeyeceği konusunda görüşlerini şu şekilde paylaştı "Aşı yapılanların antikor seviyesine bakılması bir kriter olabilir. Antikor seviyesi oluşmadan bu sürece dahil edilmeleri doğru değil. Aşı yaptıran kişiler hemen ertesi gün kısıtlamalardan muaf edilmemeli en az 40 günlük bir süreç olabilir.
DSÖ, bu olaya çok sıcak bakmadı. Denilenlere göre, aşı olan kişilerin serbest dolaşım hakkına sahip olması gerekliliği, bazı kısıtlamalardan muaf tutulsun gibi yaklaşımlar tartışıldı ancak şu an bizim ülkemizin gündeminde değil. Karar koyucular bu konuda muhtemelen ilerleyen süreçte doğru kararlar alacaktır. Örneğin Suudi Arabistan'da, umreye gelen kişilerden aşı pasaportu veya bağışıklık sertifikası gibi belgelerin isteneceği konuşuluyordu.
Bazı ülkeler bu tarz uygulamaya gidebilir. Şu an bu durum dünyanın birinci gündeminde değil çünkü şu an itibariyle çok düşük bir yüzdesinde aşılama yapıldı. Aşılama takvimi ilerlerse ve aşılanan kişi sayısı artarsa böyle uygulamalar olabilir. Ülkemizde aşı pasaportu veya bağışıklık sertifikası gibi uygulamalar henüz yok ancak aşı olanların aşı kaydı HES koduna işleniyor.
Aşı olanların HES kodunda birinci aşının hangi tarihte yapıldığı ve ikinci aşının da ne zaman yapılacağı belirtiliyor. İlerleyen günlerde de HES kodu bu konuda oldukça işimize yarayacak. İyi düşünülmüş bir uygulama ve HES kodu salgınla mücadelede Sağlık Bakanlığı ve insanların elini güçlendirecek bir şekilde düzenlenmiştir."
Bir hafta önce aşı olan Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, "Aşının nadir görülen yan etkilerinin olduğu biliniyor. Aşı yapılan yerde kızarıklık, ağrı, şişlik, baş ağrısı, halsizlik olabileceği vurgulanıyor. Sevinerek söyleyebilirim ki aşı olduktan sonra nadir görülen yan etkiler dahil ben de hiçbir yan etki görülmedi. Aşı uygulamasının üzerinden bir hafta geçti bu sürede aşıya ait hiçbir yan etki yaşamadım. Şunu da belirtmek isterim ki, aşı yaptırdıktan sonra ciddi yan etkiyle acilimize başvuran bir hastamız da olmadı."dedi.