Bu dönemini ise, 1977'de CIA ajanlığı suçlamasıyla (tutuklanan ve kaldığı askeri hapishanede intihar eden!) tasfiye edilen MİT İstihbarat Başkan Yardımcısı Sabahattin Savaşman anlatıyor:
"Teşkilatın kullandığı bütün teknik malzemeler CIA tarafından temin edilmiştir. Birçok personel Amerikalılar tarafından yurtdışındaki kurslarda eğitilmiş, teşkilat binası CIA tarafından kurulmuş, eğitmenleri CIA sağlamıştır.(...) Personel yıllardan beri CIA gibi çalışmakta, Amerikan Servisi hesabına görev almakta, yurtiçi ve yurtdışındaki operasyonlarda ücret kabul etmektedir."
CIA ajanı Philip Agea "CIA Günlerim" adlı kitabında CIA'nın MİT aracılığıyla Türkiye'de nasıl bir faaliyet yürüttüğünü gayet açık anlatıyor: "... CIA uzun yıllardan beri Türk Milli İstihbarat Teşkilatı ile çok yoğun bir işbirliği içindedir. Bu örgütün eğitimi ve donatılmasını CIA sağlar. CIA'nın Türkiye'deki görevi, 'Doğu Bloku ülkelerinin misyon ve operasyonlarını' kontrol etmek... ABD çıkarları için tehlikeli hale gelmelerini önlemektir."
CIA ALTIMIZI OYMUŞ
Daily Telegraph Gazetesi 21 Ocak 1972 tarihli nüshasında CIA'nın marifetlerini sıralarken, 27 Mayıs ve 12 Mart darbelerine de yer veriyordu. "Ordunun girişiminden hemen sonra (12 Mart 1971) Demirel hükümetinin zorunlu istifasında CIA ajanlarının eylemli katkıları..." diye yazıyordu gazete.
Darbe eski Dışişleri Bakanı İ. Sabri Çağlayangil'e göre CIA'nın eseriydi. "Meğer CIA altımızı oymuş" diyordu bir özel sohbetinde Çağlayangil, ardından şunları ekliyordu: "İsmail Cem bana, 'Darbenin içinde Amerika parmağı var mı?' diye sormuştu. Verdiğim cevapta, Economist dergisinin 'blue report' adlı az sayıda basılan özel ekinde CIA'nın darbe yaptığı ülkelerin bir listesinin yayımlandığını, 27 Mayıs ve 12 Mart'ı da CIA darbeleri arasında gösterdiğini söyledim."