Türkiye'de ilk vakası 2020 yılının Mart ayından koyulan ve günümüzde de etkilerini halen sürdüren corona virüsü salgınına ilişkin yerli ve yabancı ajanslardan son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. Bakan Koca Twitter hesabı ve Sağlık Bakanlığı resmi sitesi üzerinden korona son durum detayları günlük tablo formatıyla kamuoyuna duyuruluyor. Bugünkü Türkiye koronavirüs vaka, hasta ve vefat sayılarını öğrenmek isteyenler, 4 Şubat korona tablosu açıklandı mı? şeklindeki soruya yanıt arıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı son dakika olarak duyurduğu 4 Şubat koronavirüs tablosu ve bugünkü Türkiye corona virüsü vaka, hasta, vefat sayısı verileri şöyle;
İçişleri Bakanlığı'nın valiliklere gönderdiği genelgede, koronavirüs salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, fiziki mesafeyi koruma ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla, Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun önerileri ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda birçok tedbir kararı alınarak uygulamaya geçirildiği hatırlatıldı.
Genelge ile hafta sonları için getirilen sokağa çıkma kısıtlaması süresince gün içerisinde çalışabilecek iş yerlerine ilişkin düzenlemelere ve sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulan kişiler ile iş yerlerine yer verildiği belirtilerek, sokağa çıkma kısıtlamasının uygulandığı günlerde çiçek satışı yapan işletmelerin faaliyetlerini evlere servis şeklinde 10.00-17.00 saatleri arasında sürdürebileceği belirtildi.
Genelgede ayrıca 14 Şubat Sevgililer Günü nedeniyle talepte yoğunluk yaşanacağı belirtilerek, "Çiçek satışı yapılan iş yerlerinin, sokağa çıkma kısıtlamasının uygulandığı 12 Şubat Cuma günü 20.00-24.00 saatleri arasında evlere servis, 13-14 Şubat Cumartesi Pazar günlerinde 10.00-17.00 saatleri arasında müşterilere iş yerinde ve 10.00-24.00 saatleri arasında evlere servis şeklinde hizmet sunmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir" denildi.
DSÖ koronavirüsü aynağını araştırmak için Vuhan'a gitmişti. Viroloji Enstitüsü (WIV) Başkan Yardımcısı Şı Cıngli'nin de aralarında bulunduğu enstitü yetkilileriyle önemli toplantıların ardından DSÖ yetkilisinden kritik bir açıklama geldi. DSÖ heyetinden zooloji uzmanı Peter Daszak, açıklamasında "aşırı önemli bir toplantı yaptık" ifadelerini kullanırken kilit öneme sahip soruların yanıt bulduğunu ifade etti.İşte son dakika haberinin detayları...
Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) kökenini araştıran Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) heyeti, Vuhan'daki saha çalışmalarında Çinli yetkililerin kendileriyle iş birliği yaptığını belirtti.
DSÖ heyetinden zooloji uzmanı Peter Daszak, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Vuhan'da virüsün kökenine yönelik saha çalışmaları sürecinde Vuhan Viroloji Enstitüsü (WIV) Başkan Yardımcısı Şı Cıngli'nin de aralarında bulunduğu enstitü yetkilileriyle önemli toplantılar yaptıklarını ve Çin tarafının kendileriyle iş birliği içinde olduğunu aktardı.
Daszak, "Şı Cıngli'nin de dahil olduğu aşırı derecede önemli bir toplantı yaptık. Samimi ve her şeyin açık açık konuşulduğu… Kilit öneme sahip sorular soruldu ve cevaplandı." ifadesini kullandı.
Bir başka paylaşımında WIV'nin dışından görüntülere de yer veren Daszak, "Basına, bu haberi dünyaya duyurma konusundaki sabır ve ilgisi için teşekkür ederim. Bu çalışmalar ilerliyor ve biz bir an önce sonuçları konuşabilmek için sabırsızlanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
2002-2003'teki Akut Solunum Yolu Sendromu (SARS) salgınının ardından yarasa koronavirüslerinin genetik bilgilerinin olduğu bir arşiv yaratmak amacıyla kurulan enstitü, "Kovid-19'un buradaki laboratuvarda yapay olarak üretildiği ve yanlışlıkla dışarı çıktığı" iddialarına konu olmuştu.
Çinli yetkililer, söz konusu iddiaları reddetmiş, "Kovid-19'un başka bir ülkede ortaya çıktığı ve ithal dondurulmuş deniz ürünleriyle ülkeye geldiğine dair kanıtlanmayan" karşı iddialar ortaya atmıştı.
Çin, daha önce ABD yönetiminin virüsün kökenine ilişkin soruşturma başlatılmasına dair talebini reddetmiş, Avustralya hükümetinin Nisan 2020'de DSÖ'ye uluslararası soruşturma çağrısı yapması üzerine bu ülkeye de ihracat kısıtlamaları getirmişti.
Daha sonra uluslararası baskıların artmasının ardından ABD, Avustralya, Almanya, Japonya, İngiltere, Rusya, Hollanda, Katar ve Vietnam'dan uzman ve araştırmacılardan oluşturulan heyet, ilk olarak ocak başında Çin'e gitmiş ancak Pekin yönetiminin geçerli vizelerin alınmadığı uyarısını yapmasının ardından geri dönmek zorunda kalmıştı.
İzinlerin alınmasının ardından 14 Ocak'ta özel uçakla kente gelen heyet 14 gün karantinada tutulmuş, bu sürede Çinli yetkililerle çevrim içi toplantılarla bilgi alışverişinde bulunmuştu.
Heyet, 29 Ocak'ta başladığı saha çalışmalarında, ilk vakaların görüldüğü Vuhan'daki deniz ürünleri gıda pazarının yanı sıra Hubey Çin ve Batı Tıbbı Bütünleşik Bölge Hastanesi, Vuhan Jinyintan Hastanesi, Hubey Eyaleti Hastalık Kontrol Merkezi ve Hayvan Hastalıkları Merkezinde incelemeler yapmıştı.
Dünya, Kovid-19 salgınından ilk kez Çin'in 31 Aralık 2019'da Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde "kaynağı bilinmeyen gizemli solunum yolu hastalığının" ortaya çıktığını DSÖ'ye bildirmesiyle haberdar olmuştu.
Hastalık, ilk kez Vuhan'da deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görülmüş, sebebi anlaşılamayan "solunum rahatsızlığı" şikayetiyle 17 Kasım'da ilk hasta hastaneye başvurmuştu.
Akciğer iltihaplanmasına yol açan hastalığa yarasalarda bulunan bir beta koronavirüsün mutasyona uğramış hali olduğu tahmin edilen, daha önce bilinmeyen türdeki bir koronavirüsün sebep olduğu anlaşılmıştı.
Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnme Merkezi Sorumlusu ve Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Üyesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülfikar Arlıer, son dönemde koronavirüs geçiren hastalarda unutkanlık, konsantrasyon ve denge kaybı gibi şikayetler oluşturan 'beyin sisi' görüldüğüne dikkat çekerek, artık hastaların 3'te 1'inde ciddi şekilde beyin ve sinir sisteminin etkilendiğini söyledi. Prof. Dr. Arlıer, bu durumun Alzheimer hastalığını da şiddetlendirdiğini açıkladı.
Akciğerleri etkilemesiyle bilinen koronavirüsün, hastalarının 3'te 1'inde ciddi şekilde beyin ve sinir sistemi problemleri yarattığını bildiren Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülfikar Arlıer, geçen zamanda elde edilen verilerle bu hastalığın artık en az akciğer kadar beyini de etkilediğinin görüldüğünü vurguladı.
Prof. Dr. Arlıer, baş ağrısı, beyinde iltihap, beyin zarlarında iltihap, sinir sisteminde koku- tat duyusunun kaybı, felçlerin tetiklenmesi, denge kaybı, görme kaybı, omurilik etkilenmesine bağlı felçler ve başka birçok nörolojik problemlerin de koronavirüsün kaynağı olduğuna işaret etti.
Beyin hücreleri ve sinir sistemi ile bağlantılı olan Alzheimer hastalığının da koronavirüsle birlikte şiddetlendiğine dikkati çeken Prof. Dr. Zülfikar Arlıer, "Alzheimeri tetikleyebiliyor. Alzheimer de bilindiği gibi beyin hücreleri ve sinir sistemi ile ilgili bir hastalık.
Sağlıklı insanlarda unutkanlığı tetiklediği gibi Alzheimeri şiddetlendirme, hastalık şiddetine bağlı olarak ilaçları kullanmama ya da kan tablosunun bozulması, yeme- içmenin bozulması, beyine giden oksijenin bozulmasına bağlı da belirtiler çok şiddetleniyor. Bu şekilde koronavirüsün Alzheimeri de tetiklediği ve şiddetlendirdiği net olarak gösterilmiş" dedi.
Koronavirüs geçiren hastalarda çok uzun süre unutkanlık, konsantrasyon ve denge kaybı gibi şikayetler oluşturan beyin sisinin son dönemde sık görüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Arlıer, "Beyin sisine dair şu an elimizde yeterli veri yok ama şikayetleri 6 ay kadar devam eden hastalar var.
Dengesizlik, konsantrasyon kaybı, unutkanlık, hafıza problemleri, kelime bulma güçlüğü, okuduğunu anlamak, günlük kelimeleri bulup konuşmakla ilgili sıkıntılar ve stres tetiklenmesine bağlı bir takım psikolojik durumlar, depresyonla ilişkili tablolar oluşturabiliyor. Koronavirüse bağlı ciddi derecede anksiyete dediğimiz kaygı, endişe, ölüm korkusu, hastalıktan sonra beslenme, iştahsızlık, kilo kaybı ve arkasından da depresyon süreçlerinin de tetiklendiği biliniyor" diye konuştu.
Beyinde bu hastalığın kalıcı hasar bırakmasıyla ilgili de değerlendirme yapan Prof. Dr. Arlıer, şöyle konuştu:
"Tetiklediği şey eğer felçse, elbette ciddi bir tedavi gerekir. Omurilik ya da beyin iltihabına sebep olmuşsa zamanla kalıcı bir hasar oluşturabilir. Ama bahsettiğimiz beyin sisi denilen tablo ya da dengesizlik, baş ağrısı, koku ve tat alma kaybı gibi belirtiler zaman içerisinde sinirin kendini yenilemesi ve düzelmesine bağlı 6 aylık bir sürede genellikle kayboluyor. Antiviral dediğimiz virüsün çoğalmasını önleyen ilaçların beyinde iltihabi süreçlerin ilerlemesini, sinir hücrelerinin tahribatını önlediği kabul ediliyor. Virüsün bünyeyi alt etmesinden önce vücut direnci gelişerek virüs alt edilebiliyor. Dolayısıyla o tedavilerin kullanılmasının bugün net olarak faydası gösterilmiş durumda. Pıhtılaşmayı tetiklediği için aspirin gibi ilaçların alınmasını da mutlaka öneriyoruz."