Bu 100 gün boyunca, bilim insanı, 9 metreye 9 metrelik küçük bir odada kaldı ve oraya ulaşmak için tüplü dalış yapmak zorunda kaldı.
Dr. Dituri'nin bu görevdeki hedefi, insan vücuduna yüksek basınç altında oksijen verilmesine ve yeni kan damarlarının oluşmasına yardımcı olabilecek bir ilaç türünü araştırmaktı.
Vücudunun su altında yaşamanın aşırı baskısına tepkisini kaydetmediği zamanlarda, dizüstü bilgisayarı aracılığıyla okul öğrencilerine ders veriyordu.
Ayrıca tıbbi, psikolojik ve psikososyal uzmanlar tarafından da yakından izlendi. Geçen yıl konu üzeirne yapılan bir basın açıklamasında şunlar söylendi: "Çalışmanın bir bölümünde, bir psikolog ve bir psikiyatristin, onun uzun süreli uzay yolculuğuna benzer bir ortamda yaşadığı etkileri izlemesi gerekecek."
"Bu, izole edici, sınırlı ve aşırı bir ortam. Ve insanlar olarak, eğer gezegenimizi genişleteceksek, gezegenler arası bir yolculuğa çıkacaksak, bu ortamda nasıl yaşayacağımızı gerçekten anlamamız gerekiyor."
Floridalı profesör 100 günlük görevinin ardından tekrar yayına çıkarak rekor kırdı. Karaya dönerken Dr. Dituri, "Konu hiçbir zaman kayıtlarla ilgili olmadı" dedi. "Bu, su altı dünyasına ve izole edilmiş, sınırlı, ekstrem bir çevreye yönelik insan toleransının genişletilmesiyle ilgiliydi."
Su altında 74 gün geçirdikten sonra Dünya Rekorunun da sahibi oldu. Dr. Dituri, herkesin ilerlemesini takip edebilmesi için deneyimini sosyal medyada belgeledi. Herkesin aklındaki sorulardan biri de su altında kalmanın profesörün vücudu üzerindeki etkisiydi.
O dönemde boyunun yarım santim kadar kısaldığı, önceki yüzde 40'a kıyasla yüzde 60-66 hızlı göz hareketi uykusuna ulaştığı, kolesterolünün 72 puan düştüğü ve iltihabının yüzde 30 azaldığı bildirildi.
Dr. Dituri, mücadelesini tamamladıktan sonra şu ana kadar her şeyin olumlu olduğunu, daha iyi hissettiğini, daha iyi uyuduğunu ve genel olarak daha önce olduğundan daha sağlıklı hissettiğini söyledi.
