Sürekli diyet yapıyor, light gıdalar tüketiyor, saatlerce ayna karşısında kendilerini inceliyor, “Kilo verdim mi?” diyerek her gün tartıya çıkıyorlar. Tahmin edeceğiniz gibi, tek hayalleri mankenler gibi incecik, hatta bir deri bir kemik görünmek! Ama işin tahmin edemeyeceğiniz kısmı da var: Onlar kadın değil erkek! Yeni Aktüel dergisinden Mine Akverdi, erkekler arasında hızla yayılan ve ‘Manoreksiya’ adı verilen zayıflama takıntısını yazdı...
SIFIR BEDEN
Bundan birkaç yıl önce Brad Pitt’lerin, Russell Crowe’ların, Daniel Craig’lerin medyada resmi geçit yaptığı dönemde; yapılı, erkeksi ve kaslı vücutlar altın çağını yaşıyordu. Ama şimdi işler değişti; zira kaslı ve yapılı erkeklerin pabucu dama atılıyor, dört bir yanımızı iskelet gibi görünen erkekler sarıyor.
Son yıllarda kadınları etkisi altına alan sıfır beden modası ve beraberinde salgın gibi yayılan anoreksiya, blumiya gibi yeme bozuklukları şimdilerde erkekleri de pençesine alıyor. Anoreksik erkekler için bir kelime bile türetildi: Manoreksiya!
YÜZDE 67 ARTIŞ
Harvard Üniversitesi uzmanlarının 3 bin kişiyi kapsayan araştırması, bugün erkeklerin yüzde 25’inin sağlığını ve hayatını tehdit edecek derecede ciddi anoreksiya ve blumiya sorunu yaşadığını ortaya koyuyor. 1990’lı yıllarda yapılan araştırmalara göre yeme bozukluklarının erkeklerde görülme oranı yüzde 10’da kalıyordu. Son beş yıl içinde manoreksiya vakalarında yaşanan artış ise yüzde 67...
ÇEVREDEN GİZLİYOR
Biyolojik Psikiyatri dergisinde yayınlanan bir başka araştırma ise sadece ABD’de 9 milyon kişinin hayatlarının bir döneminde yeme bozukluklarından muzdarip olduğunu söylüyor. Ancak araştırmayı yürüten isim James I. Hudson, yeme bozuklukları konusunda erkeklerin kontrolünü daha kolay kaybettiğine ve anoreksiyanın pençesine çok daha çabuk düşebildiğine dikkat çekiyor.
Hudson’a göre anoreksiyanın daha çok kadınlara mal edilmesiyse sadece bir imaj meselesi. Çünkü araştırmaya bakılırsa erkekler bu sorunlarını asla dillendirmiyor, asla kabullenmiyor. Zayıflık takıntısı, aşırı diyetler ve yemek yememe, kusma gibi durumları ‘kadınsı bir imaj’ çizeceği korkusuyla çevreden gizliyor.
MEDYA POMPASI
‘Wyatt Earp’ filminin çekimleri sırasında 20 kilo veren Dennis Quaid ve birkaç yıl önce 30 kilo birden kaybedip bir deri bir kemik kalan Billy Bob Thornton gibi ünlü aktörler bir dönem manoreksik olduklarını açıklayan ender ünlülerden. Bugüne kadar erkekler dünyasında adı anılmayan anoreksiya şimdi ciddi bir problem olarak su yüzüne çıkıyor. Sebep belli: Medyanın zayıf erkek imajını pompalaması yüzünden artık erkekler de zayıflık meselesine neredeyse kadınlar kadar kafayı takmış bulunuyor.
SİZ HANGİ ‘REKSİK’E DAHİLSİNİZ?
‘Anoreksiya’, yemek yememe takıntısı anlamına geliyor. İnsanlar görüntüsü konusunda saplantılı hale gelince ‘reksik’li terimler her geçen gün artıyor.
ANOREKSİK: Zayıflamak için hiçbir şey yemeyen, yeme bozuklukları geliştirerek bir deri bir kemik yaşayan kişi.
MANOREKSİK: Anoreksik erkek.
AGEOREKSİK: Yaşlanma korkusuyla kozmetikten estetiğe her şeye sarılan kişi.
EXOREKSİK: Egzersiz ve kas takıntılı, hayatı spor salonlarında geçen kişi.
BOTOREKSİK: Botoks yaptırmaya bağımlı kişi.
TANOREKSİK: Sürekli bronz gezmeye takıntılı, solaryuma bağımlı kişi.
PREGOREKSİK: Hamilelikte kilo almamak için dokuz ay bir şey yemeyen kişi.
BRIDEOREKSİK: Zayıf görünmek için düğüne kadar kendini açlığa mahkum eden gelin adayı.
DRUNKOREKSİK: Yemek yemeyen, sadece alkolle beslenen ve böylece zayıflayan kişi.
ORTHOREKSİK: Sağlıklı beslenmeyi takıntı haline getiren, doğal besinlerden başka şey yemeyen kişi.
WANNAREKSİK: Anoreksik olmaya özenen kişi.
ÜNLÜ CILIZLAR
Cılız manken Marcel Castenmiller birçok markanın defilesinde boy gösterdi. Cılız erkek modasının müzik dünyasındaki en ünlü temsilcisi olarak Pete Doherty gösteriliyor. Zayıf model Stas Svetlichnyy de defilelerin en aranılan isimlerinden.
ZAYIF DEĞİLSEN GÜZEL DEĞİLSİN!
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden psikolog Roberto Olivardia; araştırmalar ışığında, erkeklerin içine girdiği yeni psikolojik durumu şu sözlerle açıklıyor: “Günümüz erkekleri, babaları ve büyükbabalarının hiç karşılaşmadığı bir görsel bombardımanla karşı karşıya. Dolayısıyla erkekler de kendi bedenlerini reklamlarda, dergilerde, filmlerde gördükleri bu erkek bedenleriyle karşılaştırıyorlar.
Bu da beraberinde kompleks ve mutsuzluk getiriyor...” Haliyle yeni sıska erkek modası karşısında erkeklerde de psikolojik bozukluklar, zayıflama takıntısı, diyet ve sonunda anoreksiya hızla yaygınlaşıyor. Kadınların çoktandır iyi bildiği o acımasız mesaj şimdi ünlü erkeklerden okullardaki gençlere tüm erkek dünyasında yankılanıyor: “Zayıf değilsen güzel değilsin!”