Şarkılı, türkülü, içkili, neonlu, garsonlu, assolistli, üssolistli gazinolar İstanbul, Ankara ve İzmir'de insanların en önemli eğlencesiydi. Bunlar kendine ait kuralları olan mekânlardı. Faça masa' tabir edilen ön masalara oturduysan, masanın üzerinde ne varsa ödemeyi olduğu gibi kabul ederdin. Genellikle şişeyle viski bulunurdu. Assolistin istemediği hiç kimse, tuvalet kapısında bile çalışamazdı. Gazinolarda bildiğimiz anlamda tatil yoktu, programlar paket şeklinde tasarlanır, 30 gün, 40 gün gibi... Tutarsa uzatılır, iş yatarsa hemen kaldırılırdı. UPUZUN ÇİÇEK LİSTESİ SAYFA SAYFA İLANLAR Güneş Gazetesi'nin Beyazıt'taki binası, assolist adaylarının uğrak mekânlarının başında geliyordu. Maksim, Çakıl, Gar Gazinosu dışında bir zamanlar Tarabya yakınları bolca bu çeşit eğlence mekânlarıyla meşhurdu. 90'LI YILLARIN SONU CANLI MÜZİK BİTTİ Bu şarkıcıların dışında, Kenan Doğulu, Gülşen, İzel-Çelik-Ercan, Nalan, Sibel Tüzün, Serdar Ortaç, Mirkelam, Bendeniz, Sezen Aksu, Nilüfer aklınıza daha kim gelirse sahne aldı... Ancak 99 deprem sonrası ekonomik kriz ve şarkıcıların yüksek fiyatlarını indirmemesi, eğlence alışkanlığındaki yozlaşma canlı müziğin sonunu getirdi. YENİLENEN GÜNAY'LA GAZİNO KÜLTÜRÜ DÖNDÜ Gazino eğlencelerini modernize eden Günay Restaurant'ta sahne alan isimler arasında Sibel Can başı çekti. Yıllardır defalarca Günay'da program yapan Can, hem repertuvarı hem de sahne hakimiyeti ile beğeni topluyor. Günay'dan sonra Cenk Eren akıllı fiyat politikasıyla Etiler'de My Pavyon'u açması ise yeni bir dönemin başlagıcı oldu. Sabit ve bütçeyi zorlamayan fiyat politikası ve bol eğlence, My Pavyon'u bu kışın en gözde mekânı haline getirdi. Deniz Şahenk, Ali Ağaoğlu, Yıldırım Demirören, Nihat Özdemir, Serra Toker gibi iş dünyasından birçok isim burada eğlendi. Durum böyle olunca, Cenk Eren mekânı şubeleştirmeye karar verdi. Bunu gören yatırımcılar benzer konseptte mekânlar açılmaya başladı... Yani bir yandan göbek atıp, bir yandan da güzel yemek yiyip içerek hesap konusunda dertlenmeden kendini eğlenceye veren müşteriler özlediği eski günlere tekrar kavuştu. Cenk Eren'in My Pavyon'undan sonra İzzet Çapa'nın Rober Hatemo'lu 'Aile Gazinosu' (Hatemo için mekâna bir 'T' sahne kuruldu. Hatırlarsınız, bu T sahneyi, seyircisiyle daha iç içe olabilmek için Zeki Müren icat etmişti), Yıldız Tilbe Keops'u, yılların Utku'su Gazino Keops'la gazino gecelerine devam ediyor. Bu arada Zorba ve Zarifi eğlenceleri de tam gaz devam ediyor. Gazino kültürü 1930'larda başladı 70'lerde Yeşilçam sahnelere taşındıZaten gazinolar sadece 'şarkıcıların' mekânı değil, 'ünlülerin' de mekânı olmuştur hep. Yoksa Hülya Koçyiğit'lerin, Cüneyt Arkın'ların, Fatma Girik'lerin gazinolarda ne işleri vardı? Koçyiğit aralarında en iddialı olanıydıYılmaz Güney, Türkan Şoray, Tarık Akan, Kadir İnanır dışında gazinolara transfer olmayan ünlü sinema oyuncusu yok. Birçoğu birer ses değilse de renk olarak programlara katılırken Hülya Koçyiğit işi iyice iddialı hale getirip sahneye assolist olarak çıktı. Bir kez İzmir Fuarı'nda Koçyiğit'e karşı Filiz Akın da assolistliği denemişti. Bir gün Koçyiğit'ten 'Gel, beraber çalışalım,' teklifi gelmişti. Ama Filiz Akın gururluydu, cevabı 'Rekabet başarıyı getirir!' olmuştu. Girik'in ilk sahnesi Nesrin Sipahi ile oldu Arkın sahneye 6 kızla çıkardı Sonuçta sahne sevdasından vazgeçmek zorunda kaldı Cüneyt Arkın. Kendisi çok iyi bir sinema sanatçısıydı ve öyle kalacaktı. Daha sonraları ne kadar ısrarlı tekliflerle karşılaştıysa da ilk denemesinden sonra bir daha sahneye çıkmayı kesinlikle reddetti. Filiz Akın bıçaklanmıştı Sahnelere transfer olmasının üçüncü yılında yani 1979''da İzmir Fuarı''nda programa çıkıyordu ünlü sanatçı. Ancak bir Eylül günü hiç beklemediği bir olay geliverdi başına. Bıçaklanmıştı... Akşamüzeri kaldığı Efes Oteli''ne girerken, eli bıçaklı bir zorbanın saldırısına uğramış ve baldırlarından yaralanmıştı. Zait Hiçyılmaz adındaki saldırgan ise kaçamadan kıskıvrak yakalanmıştı. Yapılan ilk sorgulamasında Filiz Akın''a âşık olduğunu, yüz bulamayınca da bıçakladığını söyleyen saldırgan, ardından ifade değiştirmiş, o dönemin ünlü babalarından Mehmet Nabi İnceler''in kendisini azmettirdiğini söylemişti. İlk müdahalesi hemen yapılmış, korkulacak bir şey olmadığı söylenmişti ünlü yıldıza. Bunun üzerine aynı gece yaralı bir halde sahneye çıkan Filiz Akın, gözleri yaşlı olarak yaptığı konuşmayla da bütün izleyenlerini ağlatmıştı. Jönler arasında ilk geçiş yapan Arsoy'du Bunların arasında yer alan İzzet Günay; 'Sahnede az kalıyorduk. Halkın sinemadan tanıdığı sanatçıları yakından görmesi ve özlem gidermesiydi bu. Ellerini değdiriyorlardı efsanelere... Bu bakımdan kötü yaptığımızı zannetmiyorum. Halk bizi çok sevdi' diye anlatıyor. Son assolist Petek Dinçöz'dü... Maksim'in kadrosunun bir bölümü, 80'lerin sonlarında, gazinolar daha tamamen bitmeden, gazino sahnelerinde bulunmuş sanatçılardan oluşuyordu. İbrahim Tatlıses ve Seda Sayan... Alt kadroda yer alan Hande Yener ise bir yeniliğin habercisiydi. Eskiden, sadece alaturka müziğe yer veren gazinolar, değişen kültüre ayak uydurmuştu. Etiler adetlerine, yani popüler müziğe de yer veriyordu. Maksim'in açılmasından sadece birkaç hafta sonra, Yenikapı'daki ünlü Çakıl Gazinosu da ismini ve sahiplerini koruyarak, Sarayburnu sahilinde bir kez daha açtı kapılarını. Çakıl'ın kadrosu da Maksim'e benzerdi. İzzet Yıldızhan ve Muazzez Ersoy'un yanında, yine Etiler kültüründen Fulden Uras vardı. Bu âlemi bilen Seda Sayan'ın assolistliğinden sonra, Maksim'in yeni assolisti Petek Dinçöz oldu. Zeki Müren'lerin, Müzeyyen Senar'ların, Bülent Ersoy'ların program yaptığı sahnelerin son assolistiydi Petek Dinçöz. Onunla gazino kültürü kısa bir süre sonra sona erdi.