Türkiye, Karabük'te yaşanan vahşetle sarsıldı. Geçtiğimiz yıl mart ayında Filyos Çayı kenarında üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga'nın cansız bedenine ulaşıldı. Cesedinde morluklar bulunan Dina'nın para karşılığı cinsel ilişki talebi içeren mesajlar aldığı, annesine Karabük'ten gitmek istediğini söylediğine dair ses kayıtları da ortaya çıktı.
Soruşturma kapsamında 3'ü Gabon uyruklu, 8 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden 5'i savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Mahkemeye sevk edilen şüphelilerden İ.Ç. ile S.Ç. adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı, 3 kez gözaltına alınıp, salıverilen Dina'nın son olarak bindiği otomobilin sürücüsü Dursun Acar ise 4'üncüsünde tutuklandı.
Olaya ilişkin yürütülen soruşturmanın ardından iddianame hazırlandı. İddianamede, Dursun Acar hakkında 'kendini savunamayacak durumda olan kişiyi suçu gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve 'cinsel istismara teşebbüs' suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Bugün Karabük Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 2'nci duruşmaya anne ve baba kızlarının fotoğrafı olan 'Dina için adalet' yazan tişörtler giyerek katıldı. Baba Guy Serge Ibouanga, "Öğrenci olarak bulunduğu Karabük'te cinayete kurban gitti. Gerçeğin ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Olayın evde başladığını düşünüyoruz. Dina'nın neden evden çıktığına dair makul bir gerekçe göremiyoruz. Onu tehdit ettiklerini biliyorum. Şikayetçiyim" ifadelerini kullandı.
ANNEDEN KORKUNÇ İDDİA: BODRUMDA ALIKONDU!
anne Jessica Sandra Makemba Panga, Dina'nın dışarı çıkmadan önce bir apartmanın bodrumunda alıkonulduğunu iddia etti. Panga, "Biz konuşmaya çalışırken bir arkadaşı tarafından 2 kez rahatsız edildi, konuşmamız bölündü. Ölümünü öğrenene kadar bir daha haber alamadım. Kızımın sesi o gün mutlu geliyordu. Bana olumsuzluktan bahsetmemişti.
Arkadaşlarının Dina'nın sürekli telefonla uğraştığını söylemeleri bana tuhaf geliyor. Çünkü biz konuştuktan sonra bir daha çevrimiçi olmadı. Eski telefonunu arkadaşına gönderecekti. Yanlış adrese gitmiş, geri almak isteyince de orada çalışanlar kendileriyle ilişkiye girmesini şart koşmuşlar. Karabük'te rahat hissetmediği için Sakarya'ya gitmek istedi. Apartmanın bodrumunda yaşananların önemli olduğunu düşünüyoruz" dedi.
DİNA'NIN VÜCUT İZİ VE SAÇLARI…
Ailenin avukatlarından Büşra Altunoluk da soruşturmanın genişletilmesi gerektiğini ve sanık Dursun Acar olaya dahil olmadan önce Dina'nın bir apartmanın bodrum katında alıkonulduğunu belirterek şunları söyledi: İfadelerdeki çeviri hataları çelişkiler doğuruyor. Biz de kaygı duyuyoruz. Mahkeme, her ne kadar Dina'nın sanığın aracına binmesiyle başlasa da aslında apartmanın bodrumunda alıkoyulmasıyla başlayan bir süreç var. Bodrum katında Dina'nın vücut izi ile saçı bulunuyor ama DNA testi bile yapılmamış. Sanık Dursun olaya ne zaman dahil olmuştur, mahkeme bunu da açıklığa kavuşturmak zorundadır. Bodrum katında ve Filyos Çayı'nda keşif yapılsın.
MAHKEME BAŞKANI: TÜRKİYE'DE IRKÇILIK YOKTUR
Dina'nın aile avukatlarından Gülyeter Aktepe de "Dina Türkiye'de ırkçılığa maruz kaldığını söylüyor. Bu hususta beyanları var. Dina ten rengi yüzünden ayrımcılığa maruz kaldığını söylüyor. Bu durum yazışmalarında bilirkişi raporuyla da belirtiliyor" diye konuştu. Mahkeme başkanı ise davacı avukatlarına hitaben, "Türkiye'de ırkçılık olsa 10 bin yabancı öğrenci olmaz. Özel bir ırkçılık, kişiye yönelik bir şey yok. Irkçılık olsa o kadar öğrenci gelmez. Türkiye'de ırkçılık yoktur" dedi.
"SAPIK DİYE DÖVDÜLDÜM..."
SEGBİS ile cezaevinden duruşmaya katılan tutuklu sanık Dursun Acar ise "Dina'ya Allah'tan rahmet, ailesine baş sağlığı diliyorum. Beni cezaevinde sapık olarak gördüler. Karabük'teki cezaevinde darbedildim. Benim televizyonda, gazetede fotoğraflarım var. Fotoğraflarımı görüp 'sapık' deyip dövdüler. Hastaneye gittiğimde 'sen ölmedin mi?' deyip üstüme yürüyorlar. İşlemediğim bir suç yüzünden mağdurum. Ben suçum olmadan sapık, tacizci oldum. Tanımadığım bir insanı öldürmekle suçlanıyorum. Ben bunları hak etmedim" diyerek kendini savundu.
AVUKATI TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ
Sanık Acar'ın avukatı Yusuf Çolak, Dina'nın annesine kızının göz bozukluğu olup olmadığını sordu. Anne Panga ise 3 numaradan büyük miyop hastalığı olduğunu söyledi. Avukat Çolak, müvekkilinin tutuklu olmasını gerektirecek bir delil olmadığını ifade ederek, "Şüpheden uzak kesin bir delil yoktur. Dina olay gecesi gözlük takmıyordu. O karanlıkta Filyos Çayı'nda kayıp düşme hususu da hiç değerlendirilmiyor. Dosyanın uzayacağı aşikardır. Müvekkilim hukuka aykırı şekilde tutukludur. Tahliyesini talep ederiz" diye konuştu. Avukat Çolak ayrıca, müvekkilinin her yerde 'sapık' olarak görüldüğünü ifade ederek, "Hastaneye bile gidemiyor. Sağlık hizmetlerine erişemiyor. Cezaevinde de baskı görüyor" dedi.
KEŞİF TALEBİNİ REDDEDİLDİ
Dina'nın son görüldüğü apartmandaki keşif talebini reddeden mahkeme heyeti, Filyos Çayı'nda hava şartlarının benzer görüleceği bir tarihte, önceden belirtilerek keşif yapılmasını kararlaştırdı. Oy çokluğuyla sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. Karardan önce söz almak isteyen ancak söz verilmeyen Dina'nın avukatları ile mahkeme heyeti arasında 'usulsüzlük' iddiasıyla da tartışma yaşandı.