Nietzsche, kalemiyle insanın varoluş sancılarını, gücün ve iradenin anlamını, ahlakın sınırlarını sarsıcı bir derinlikle ele alır. Onun sözleri, insan ruhunu sarsan, sorgulamaya ve kendi benliğini yeniden keşfetmeye çağıran felsefi bir yankı gibidir. Kısa ya da uzun fark etmez; her Nietzsche sözü, zihni kışkırtır, düşünceyi keskinleştirir ve hayatın çıplak gerçeğiyle yüzleştirir. İşte Nietzsche'nin adalet, insan, hiçlik ve aşk üzerine en etkileyici sözlerinden bazıları…
Aslında kötülüklerin en kötüsüdür umut, çünkü insanın çektiği eziyeti uzatır.
Bu ahlaktır: Bilmeyeceksin.
Kadın gençken çiçekli bir mağaradır. Yaşlanınca mağaradan bir ejderha çıkar.
Yazar ağzını kapamalıdır ki eseri kendininkini açsın
Doğru, yaşamayı seviyoruz; ona alışmış olduğumuzdan değil ama sevmeye alışmış olduğumuzdan.
Hiçbir kişi, kesin olarak kendiniz geçmeniz gereken yaşamın akıntısı üzerinde bir köprü inşa edemez, hiçbir kişi ancak sen kendinle ve tek başına.
Psikolojik bir durum olarak nihilizme önce tüm olaylarda var olmayan bir anlam bulmaya çalıştığımızda ulaşmış olacağız. Böylece arayan muhtemelen cesaretini kaybedecektir. Nihilizm bu durumda güç israfının kabul edilişi, yararsızlığın sancısı, güvensizlik, kendine hakimiyeti geri almak ve yeniden edinmek için her türlü imkandan yoksunluk - kişinin sanki kendini fazla uzunca bir süre aldatmış gibi kendi kendinden utanmasıdır.
Ahlâk, eleştiren elleri ve işkence aletlerini kendisinden uzak tutmak için sadece her türlü korku aracına hükmetmekle kalmaz: Onun güvencesi, kullanmasını çok iyi bildiği bir tür göz boyama sanatında yatar: nasıl "coşturulacağını" bilir. Sık sık, tek bir bakışla eleştirici iradeyi felç etmeyi, hatta kendi tarafına çekmeyi başarır.
Korkuyu bilen, ama onu yenende vardır yürek; uçurumu gören, ama gururla bakanda.
Uçurumu gören, ama kartal gözleriyle bakanda, uçurumu kartal pençeleriyle kavrayanda vardır yürek.
Canavarlarla savaşanlar, sonunda canavar olmamaya dikkat etmelidirler. Ve bir boşluğa uzun süre bakarsan, boşluk da sana bakar.