Gulliver'in Gezileri
Romanımızın kahramanı Lemuel Gulliver başka ülkeleri ve başka hayatları öyle çok merak ediyor ki, sonunda deniz aşırı seferler yapan bir gemiyle uzun bir yolculuğa çıkarak akla hayale gelmeyecek kadar tuhaf maceralar yaşıyor. Günün birinde korkunç bir fırtına gemisini batırınca Gulliver kendini, her şeyin minicik olduğu tuhaf bir ülkede buluyor. Minicik insanların yaşadığı Lilliput ülkesinin minik yerlileri bir dev olduğunu düşünerek onu esir alıyorlar. Buradan canını zor kurtaran Gulliver'in ikinci gezisi ise yine tuhaf bir yere oluyor. Gökdelen misali upuzun devlerin hüküm sürdüğü Brobdingnag'da cüce olmanın neye benzediğini deneyimliyor.
Şimdiye kadar okuduğum en ilginç kitaplardan biri. Her sayfasında beni şaşırtan bu kitabı keyifle okudum.
Seksen Günde Devri Alem
Günümüzde bir dünya turu atmak için 80 gün gerekmeyebilir ama 1870'lerde, bu gezi neredeyse imkânsızdı.
Sivri dilli ve ilginç karakteriyle dikkat çeken gizemli bir İngiliz beyefendisi olan Phileas Fogg, arkadaşlarıyla servetini ortaya koyduğu bir iddiaya tutuşur ve seksen günde dünya turunu tamamlayacağını söyler. Geçmişi hakkında hiçbir şey bilinmeyen, zengin ve kibar Phileas Fogg'a yeni uşağı Jean Passepartout eşlik eder. Bay Fogg ve Passepartout, küçük bir gecikme ya da bir aksiliğin her şeylerini kaybetmelerine neden olacağı bir maceraya atılırlar. Seyahatleri sırasında bir sürü sorunla karşılaşır; değişik ülkelerden geçerken kimi zaman fil sırtında, kimi zaman tren ya da gemiyle yolculuk ederler. İddia sonucu giriştikleri bu yolculuk, kimi zaman maceraya kimi zaman bir kovalamacaya dönüşür.
Define Adası
Kitapta hikayesi anlatılan Jim adındaki çocuk ailesinin işletmekte olduğu bir handa çalışıyor. Annesinden başka kimsesi kalmamış Jim'in... Ancak bir kış günü hana gelip yerleşen Billy Bones isimli eski bir korsan, tüm ailenin yaşamını değiştiriyor. Bones'un sahip olduğu, korsan Flint'in definesinin yerini gösteren bir harita artık bizim Jim'in eline geçer ve heyecanlı bir define avı başlar. Jim, önce korsanların cirit attığı tropik denizlerde tehlikeli bir gemi yolculuğuna çıkar. Oradan da iyilerle kötülerin amansız mücadelesine sahne olan ıssız bir adaya sürüklenir. Define Adası'nın geçen yıl çocuk tiyatrosunu seyretmiştim ve çok eğlenmiştim. Şimdi kitabını okumak da bana ayrı bir keyif verdi.
Denizler Altında 20.000 Fersah
İşte size oldukça ilginç ve macera dolu bir kitap daha... Dünyanın dört bir yanındaki denizlerden tuhaf haberler geliyor. Anlatılanlara bakılırsa; kimsenin gerçekte ne olduğunu bilmediği bir deniz canavarı, dünya denizlerinde dehşet salmış durumda. Akıl sır ermez bir hızla hareket ederek dünyanın bir o ucunda bir bu ucunda görülüyor, ışıklar saçarak yüzeye çıktığında ise koca gemileri tek bir darbeyle hiç zorlanmadan denizin karanlık ve soğuk sularına gömüyor.
Doğa bilimci Dr. Aronnax, bu konuyu araştırmak için kurulan ekibe katılıyor. Çok geçmeden herkesin canavar sandığı şeyin, aslında o çağın çok ilerisinde bir teknolojiyle inşa edilen Nautilus adlı denizaltı olduğu anlaşılıyor. Ardından karizmatik kaptan Nemo'nun davetini kabul ediyor ve kuzeyden güneye, batıdan doğuya dolaşarak dünyayı bu kez suyun altından izliyor.