Sincar Dağı'nda mahsur kalan Yezidilerin yürek burkan dramlarının 8'inci günü. Musul'un Sincar ilçesinin, 2 Ağustos'ta, IŞİD'in kontrolüne geçmesinin ardından ölüm tehdidi altında kalan Yezidilerin yolculuğu Irak topraklarında başlıyor. Uzunluğu 75 kilometre olan Sincar Dağı'na sığınan Yezidilerin, mahsur kaldıkları bölgeden ve katliamdan kurtulmaları için tek bir çıkış noktası bulunuyor.
Kerze Vadisi denilen çıkışa, dağın farklı noktalarından binbir zahmetle ulaşabiliyor. Vadide toplanan Yezidiler, gruplar halinde yola çıkıyor. Yezidilerin, Kerze Vadisi'ne ulaşabilmeleri ise oluşturulan güvenlik koridoru sayesinde sağlanıyor. Vadinin yüksek yerlerini kontrol altına alan Halk Savunma Güçleri (YPG) unsurları, Yezidileri, IŞİD saldırılarından koruyor. Zira sadece birkaç kilometre ötede saldırı konumunda bekleyen IŞİD militanları bulunuyor.
Hatta güvenlik koridorunun bazı bölgelerinde IŞİD militanlarıyla, Peşmerge ve YPG güçleri arasında çetin çatışmalar yaşanıyor. IŞİD'in havan topu saldırılarından yaralanan veya hayatını kaybedenler oluyor. Dağdan yara almadan inenler, Kerze Vadisi'nin güvenlikli çıkışından yürümeye başlıyor. Irak topraklarında yürüyerek devam eden yolculuk, yaklaşık beş saat sürüyor. Ancak günlerdir açlık ve susuzluktan dolayı halsiz düşen Yezidiler, yürümekte büyük zorluk çekiyor.
Irak topraklarından Suriye'ye geçen Yezidiler, karşılaştıkları insanlara, ilk olarak "su yok mu?" diye soruyor. Ardından konuşmaya mecali olanlar, içlerini dökmeye başlıyor. "Bizi bekleyen kimse yok mu? Binebileceğimiz araçlar nerede? Allah rızası için bizi kurtarın!.. Bir yudum su verin."
Yürek parçalayan diyaloglar... Yezidiler, yeni bir Halepçe yaşandığı iddiasındalar. Bunun için sanatçı Şivan Perwer'in "Halepçe" türküsünün sözlerini haykırıyorlar.
Suriye'ye giriş Yezidileri, IŞİD saldırılara uğramakta kurtarıyor. Ancak daha katetmeleri gereken uzun bir yolları olduğunu bile bilmiyorlar. "Nereye gideceğiz?" türündeki meraklı sorular, cevap bulmazken kilometrelerce yolda kaybolmamak için uzun kuyruklar oluşturuyorlar.
Suriye'nin daha güvenlik bölgelerinde ise sürekli olarak bir araç trafiği yaşanıyor. Onlarca, kamyon, kamyonet, midibüs ve taksi, Cezaa ve Rimelan arasında sığınmacı taşıyor.
İki günlük yürüyüşün ardından Yezidiler, araçların bulunduğu yere ulaşıyor. Burada araçlara binenler, Suriye'nin Rimelan bölgesine getiriliyor. Rimelan'ın girişinde oluşturulan karşılama noktasında acil ihtiyacı giderilen Yezidiler, Suriye'deki Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) kurduğu Nevroz Kampı'na getiriliyor.
Zaho'ya giriş sırasında duygulu anlar yaşanıyor. "Durumunuz nasıl?, Nasıl Kurtuldunuz?" sorularına muhatap kalan Yezidiler, gözyaşlarına boğuluyor. Yüzlercesi, "Peşmerge bize sahip çıkmadı. Savaşmamız için de silah vermedi" görüşünü dile getiriyor.
Ailesiyle birlikte canını zor kurtardığını söyleyen Hıdır Şeyko, "Açlık ve susuzluktan dolayı ölen çocuklar oldu. Günlerce bekledik. Ardından ölümüne bir yolculuk yaptık. Kimisi, bu yolculuğa dayanamadı. Bize sahip çıkmadılar" dedi.
On günlük bebeğiyle dağda bir hafta büyük eziyetler çektiğini kaydeden Hayo Şakır da "O kabus dolu günlerde doğum yapan kadınlar oldu. Ölen anneler ve bebekler gördüm" diye konuştu.
Kamyon kasasındaki bir Yezidi, "Havar, havar.." diye haykırıyor. Ardından "Yazdır, sıcaktır. Su, su" feryadı çevredeki insanları gözyaşlarına boğuyor. Yolculuk boyunca buna benzer çok sayıda olay yaşanıyor.
Sincar Dağı'ndaki esaret 8. gününe girdi. Dağda mahsur kalan Yezidilerin büyük bölümü kurtarıldı. Ancak hala ölümle karşı karşıya kalan ve bir an önce kurtarılmayı bekleyen binlerce sığınmacı bulunuyor.