Konya İl Sağlık Müdürlüğü Destek Hizmetleri Başkanlığında görev yapan Recep Kara, o dönem Ankara Cebeci'deki evindeyken dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasının üzerine bir an bile düşünmeden abdestini alıp sokağa çıktı. Caddede ilerleyen darbecilerin kullandığı tankın önüne geçerek ilerlemesini durdurmak isteyen Kara, darbecilerin üzerine sürmesi üzerine tankın namlusuna tutunup, yaklaşık 2 kilometre boyunca sürüklendi. Darbecilerin tankın namlusunu defalarca kez kafasına vurduğu Kara, yaralanmasına rağmen yoluna devam etti. Bu kez bir başka tankın önüne geçen diğer vatandaşlarla birlikte tekbirler getirerek o tankı darbecilerden kurtardı. Ardından kalabalık bir grupla Genelkurmay Başkanlığının önüne giden Kara, burada kolundan vurularak gazi oldu. Başına aldığı darbeler sonucu bir süre hafıza kaybı yaşayan Kara, artık o günlerinde geride kaldığını söyledi.
MİLLETİN DAVASIYDI
Evli ve 1 çocuk babası olan Recep Kara, 9 yıl geçmesine rağmen o ihanet gecesini unutamıyor. Kara, şöyle konuştu: "Kızılay'da tankları görünce gruptan ayrılıp oraya koştum. Güvenpark otobüs duraklarının önünde bir ZPT bekliyordu. Onun önüne durdum ve tekbir getirip hareket etmesini önlemek istedim. Önümüzden çekil dediler ama ben çekilmedim. Çünkü bu vatan, millet davasıydı. Tekbir getirmeye devam edince ZPT'yi üzerime sürdüler. Namlusuna tutundum beni o şekilde Yargıtay'a kadar sürüklediler. Beni düşürmek için çok uğraştılar. Kafama çok darbe aldım. Kollarım yorulunca bıraktım. Oradan da Genelkurmay'ın önüne gittim. Tankın üzerine çıkmıştım. Darbeci askerler inmezsem ateş edeceklerini söylediler. Ben de, 'Benim askerim beni mi vuracak?' diyerek karşı çıktım. Vururlarsa da sırtımdan vursunlar diye sırtımı onlara dönüp, tankın üzerine oturdum. O an başka vatandaşlar da geldi ve 4 kişiyi bacaklarından vurdular. Bunun üzerine tankın üzerinden inip, yaralıları taşımaya yardım ettim. O sırada ateş açılmaya başlandı, kolumdan vuruldum."
HERKES VATANI DÜŞÜNÜYORDU
Recep Kara yaralandıktan sonra yaşadıklarını ise şu sözlerle anlattı: "Hastaneye doğru giderken salalar okunuyordu. İnsanlar bize doğru uzanıp, Allah'ın izniyle ülkeyi bunlara bırakmayacağız diyorlardı. O zaman anladım ki bizde bu inanç bu birlik olduktan sonra hainler hedefine ulaşamayacaktı. Hastaneye gittiğimde birçok yaralı vardı. İnsanlar yarasını unutmuştu. Herkes birbirine 'kalkın, vatan elden gitmesin, mücadele edelim' diyordu. O haldeyken bile tek düşüncemiz vatan, millet, ezan ve bayraktı."