Fransa'nın
güneyinde Vaison La Romaine'de konser alanına çevrilmiş bir spor salonundayız. Fransız ağırlıklı seyirci, Entarisi Ala Benzer, Dere Kenarında Taş Ben Olaydım, Ben Giderim Batum'a şarkılarında çoşuyor. Heyecanına hakim olamayıp sahnedeki grubu gözyaşları eşliğinde ayakta alkışlıyor. Konser bitiminde yaşananlarsa daha da duygu dolu... Koristlerden Emre Salkım'a, Fransız bir kadın sarılarak ağlamaya başlıyor, "Siz harika gençlersiniz, ülkenizde çok ağır şeyler yaşanıyor ama ülkenize sahip çıkın" diye... Ve ülkemizden uzakta, önyargılardan çok çok uzak bu insanlarla yalnız olmadığımızı hissedip, biz de gözyaşlarına boğuluyoruz. Ve anlıyoruz ki müzik, insanların birbirini anlaması için en önemli araç! 10 ayrı üniversitenin gençlerinden oluşan ve kendilerine 'renkler' anlamına gelen Chromas diyen bir koro grubu onlar. Ekibin yarısından fazlası okuyor, geri kalanı çalışıyor. İTÜ'den, Bilgi'ye, Sabancı Üniversitesi'nden Yıldız Teknik Üniversitesi'ne tam bir üniversite karması yani Türkiye gençliği... Hiçbiri müzik okumamış. Yani okullu değil alaylılar. Ortak tutkuları müzik. Daha doğrusu müzikle kendilerini ve Türkiye'yi anlatmak! Türkiye'deki ve dünyadaki en değerli ve özel koro müziklerinden oluşan bir repertuarları var. Amaçları dünyayı gezerek, ülkemizi, ülkemiz hakkındaki önyargıları, müziğin vasıtasıyla aşmak. Fransa'daki Choralies Festivali'ne ilk davet edilen Türk koro grubu olunca Vestel'in kapısını çaldılar. Biz de sizin gibi "gururla yerliyiz" dediler. Vestel müthiş bir süratle bu gençlere destek oldu. Ve yollarını açtı. Bu sayede Fransa'nın güneyindeki Vaison La Romaine yol aldılar. Biz de onları izlemek için oradaydık. Chromas'ın hikayesini koronun şefi Başak Doğan anlattı:
- Bir yıllık bir koro Chromas, yola çıkış hikayenizi anlatır mısınız?
- Aslında Boğaziçi felsefe mezunuyum. Müzik felsefesi üzerine yüksek lisansımı yaptım. Ama koro şefliğini kendime iş edindim ve üniversitelerarası bir müzik korosu kurdum. Şimdi de Danimarka'da Royal Akademi'de koro şefliği master'ı yapacağım. Bir senedir 10 ayrı üniversiteden öğrencilerin oluşturduğu bir koromuz var. Kulaktan kulağa bir seçme yaptığımız duyuldu, ayrıca ilanlar çıktık... Ve seçmeler yapıldı, koromuz Chromas oluştu. Chromas renkler anlamına geliyor.
- Vestel'in kapısını niye çaldınız...
- Gururla yerli hissinde olduğumuz için Vestel'in kapısını çaldık. İki ayda tüm süreçler tamamlandı ve bizi desteklemeye başladılar. Biz gururla yerliyiz ve bu hisle dünyayı dolaşmak istiyoruz. Çok zorlu yollardan buraya geldik aslında. Başvuru günümüzün sabahında Fransa'da olay çıktı, akşamına Türkiye'de. O gün vizeye başvurmuştuk. Bombalar patlıyor, biz birbirimize bakarak "Prova iptal mi?" diye endişe ediyoruz. Aşırı gururla yerliyiz. Buraya gelmek için canımızı dişimize kattık.
YURTDIŞINDA ANLATMAK GEREK
- Choralies Festivali'ne nasıl davet edildiniz?
- Festival bu kasabada 60 yıldır
düzenleniyor, üç yılda bir yapılıyor.
Her seferinde beş bin katılımcı oluyor.
Zaten kasabanın nüfusu da beş bin kişi.
Yani bu güzel yaz gününde buraya gelen
iki kişiden biri bu festival için burada.
Akşamları dünyanın dört bir yanındayız
tüm korolar bir araya geliyoruz ve
seyircilerle birlikte şarkılar söylüyoruz.
Dünya karması yani... Türkiye'den daha
önce kimse gelememiş. Seçilmemiş.
Biz bunu başardık! Seçilmekle kalmadık,
konser vermemizi istediler.
- Burada olmak neden önemli?
- Yurtdışında Türkiye'yi ve özellikle
genç Türkiye'yi temsil etmenin çok
önemli olduğunu düşünüyorum. Bu
yüzden etimi dişime takmış vaziyette
çalışıyorum. Burası da o yüzden seçtiğimiz
bir yer. Seneye de Dünya Koro
Sempozyumu'na konser vermek üzere
seçilen dünyanın sayılı koroları arasına
girdik. Ülkemizdeki gündemin herkes
farkında ve bizim kendimizi müzikle
ifade etmemizi çok istediler. Buradaki
basın da çok ilgilendi bizimle.
- Hayaliniz ne?
- Festivallerde hayran olduğumuz
korolar vardı... Tek hayalimiz onlardan
biri olmak. Dünyanın dört bir yanını gezip,
sayılı korolar arasına girmek istiyoruz.
Bizler içimizdeki amatörü kaybetmeyi
hiç istemiyoruz. Zaten dünyada
radyo koroları hariç geri kalanlar hep
amatördür ve o ruhla bir aradadırlar.