2014... Casino çıkışı hız limitini aştı. Polis durdurğunda ise alkollü olduğu ortaya çıktı. Altı ay tüm yarışmalardan men edildi. Tutuklanmasının ardından kendi isteğiyle 45 gün rehabilitasyonda kaldı. Bu onun ilk vukuatı değildi. 2009'te marihuana içerken görüntülendikten sonra üç ay süreyle yarışlardan, 2004 yılında da alkollü olarak araç kullandığı için 18 ay trafikten men cezası almıştı. Kimden mi söz ediyoruz? 1985 doğumlu Michael Phelps'ten. Yani şu an yarıştığı ve rekorlarına rekorlar eklediği Rio Olimpiyatları'nı işin içine sokmadan bile tüm zamanların en çok altın madalya kazanan sporcusu. 18'i altın 22 madalyası olan Phelps... Olimpiyatlardan sonra tarihe bir kez daha ismini altın harflerle yazacak olan Phelps, rehabilitasyondan çıktıktan sonra verdiği ilk röportajda, "Bu 45 günde ne mi oldu? Sanırım babamın bizi terk etmesini ancak içimde hazmedebildim. O geçen sürede bunu asla unutmadığımı, bu konuyla asla barışamadığımı ve her normal insan gibi bir ailenin özlemini ne çok çektiğimi anladım" diyerek tüm başarısına rağmen hayatının en büyük eksikliğini dile getirdi.
BABASI YANINDA YOKTU
Öğretmenlik yapan annesi üç çocuğuyla boşandığında Phelps henüz dokuz yaşındaydı. Annesinin ablalarına emanet ettiği Phelps, onlarla birlikte yüzme dersleri almaya başladı. O yaşta bile hırslıydı. Çünkü havuzda polis olan babasının boşanmanın ardından kendilerinden uzaklaşmasının acısını çıkartıyordu. Havuz onun kaçış noktasıydı. Hep de öyle oldu. Sadece boşanma değildi Phelps'i yaralayan. Babasının yarışlara gelmesini ve onu izlemesini istiyordu. Ancak mesleği polisliğe tutkuyla bağlı olan Fred Phelps (65) çoğu zaman oğluna eşlik edemiyordu. Phelps, havuzda en çok alkışı da alsa, ödül de kazansa bunu asla babasına gösteremiyordu. Kariyeri ilerledikçe madalyalarına madalyalar ekledi. 2000 yaz olimpiyatlarıyla, onun için olimpiyat dönemi başladı. Amerika'nın yüzme ekibine katıldığında 15 yaşındaydı. Ülkenin son 68 yıldır olimpiyatlara katılan en genç sporcusu olarak tarihe geçti. 200 metre kelebekte yarıştı ve madalya kazanamadı. Bu onun daha da hırslanmasına neden oldu. Dört yıl boyunca hırsla tutkuyla çalıştı. Sayısız yarışmaya katıldı. 2004 yaz olimpiyatlarında ilk altın madalyasını almakla kalmadı, ilk rekorunu da kırdı. Atina uğurlu gelmişti ona. 2008 olimpiyat oyunlarında da sayısız rekor ve altın madalya kazandı. Ancak derler ya bazen ne şöhret, ne başarı, ne de servet içinizdeki boşluğu dolduramaz diye... Phelps tam da bu durumdaydı. 2012 yılında Londra'da düzenlenen yaz olimpiyatları da Phelps'in tam olarak bu durumunu ortaya koyuyordu. "Londra'ya giderken olimpiyatlar da, spor da umrumda değildi. Artık her şeyin en üst seviyesinde olduğumu düşünüyorum. 2008'deki başarılarımı sindirememiştim" diyordu genç sporcu. Yıllar geçtikten sonra 2014 yılında tutuklandığı o anı düşündüğünde aklına sadece tek bir şey geldiğini söylüyor. "Yardım çığlığıydı o yaşanan. Her şeyin bir nedeni vardır, o gece de iyi ki o şekilde yaşandı. Bu benim durup düşünmem, kıymet bilmem için bana sunulmuş bir fırsattı. Eğer o zaman bunu yaşamamış olsaydım asla şu anın kıymetini bilemezdim" diyen Phelps, o olayın ardından tüm hayatıyla yüzleşip tertemiz bir sayfa açmayı başardı. Rehabilitasyondan çıktıktan sonra ilk iş olarak Rio için çalışmaya başladı. Uzun zamandır birlikte olduğu Nicole Johnson ile nişanlanarak attı. 2010 yılında Miss California seçilen Johnson, Phelps'in uzak kaldığı aile kavramına yakınlaşmasını sağladı. Çift, mayıs ayında da Boomer Robert ismini verdikleri oğullarını kucaklarına aldı. Phelps'in Instagram sayfasında yazdığı "Hayatımda hissettiğim en muhteşem duygu" cümlesi yarım kalan bir hikayenin sonunda tamamlanmaya başladığını gösterir gibiydi. Sendelese de düşmeyen, hayatına ve sahip olduklarına daha da sıkı sıkıya tutunan, korkularıyla yüzleşip taptaze bir hayat kurma cesareti gösteren ünlü yüzücü, bu olimpiyatların ardından yine başarılarıyla konuşulacak.