Popüler müzik alemi öyle kolay kolay yeni 'star' kabul etmez... Vaktiyle, en çok da 90'larda birtakım 'imaj meykır'lar yapım şirketleriyle el ele verip, bir dünya tanıtım çalışmasıyla 'yaratırlardı' starlarını... Şimdi sosyal medya çağındayız. Elinde, heybesinde sağlam malzemesi olanın, o meşhur tabirle 'çıkış yapması' için dev projelere ihtiyacı yok. İşte, popüler müziğin genç seslerinden Irmak Arıcı da kendi emeği, kendi çabasıyla kendini 'piyasa'ya kabul ettirip, dinleyicisini bulan isimlerden. Önce kendi şarkılarını sosyal medya üzerinden yayınladı. Dinleyicisini buldu... Sonra yapımcılar da keşfetti elbette...
Irmak Arıcı, genç, kıpır kıpır, enerjisi dolu bir şarkıcı... Bir şarkı yazarı aynı zamanda. Yeni single'ı 'Nasıl Olacak'ın klibindeki dansıyla da adından söz ettirdi... Popüler müziğin genç ve başarılı sesiyle müzikten aşka uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik...
- Nasıl bir hikayeniz var? Bugünlere gelene kadar hayatın hangi duraklarından geçtiniz, nasıl bir ailede büyüdünüz?
- Aslında oldukça hareketli bir çocukluk yaşadım. Babam emekli albay, dolayısıyla işi sebebiyle bazen taşınmamız gerekirdi. Ben Merzifon'da doğdum, aslen İzmirliyim. Çocukluğum da İzmir ve Kütahya'da geçti. Liseyi bitirince Erzurum Atatürk Üniversitesi Veterinerlik Bölümü'nü kazandım. Bölümümü ve mesleğimi çok sevmeme rağmen içimde hep müzik vardı, biraz cesaretle kendime bambaşka bir yol çizdim. Şarkı söylemeye üniversiteden yakın arkadaşım Şafak sayesinde başladım, beni o cesaretlendirdi, sağ olsun. Üniversitenin son senesinde YouTube üzerinden 'Gece Gibi Gönlün' isimli şarkımı paylaştım, sözü ve müziği bana ait olan şarkım hayal bile edemeyeceğim milyonlara ulaştı. Daha sonra İstanbul yolculuğum ve gün geçtikçe yükselen müzik kariyerim başladı... O gün benim hayatımı değiştiren ve hayallerimi gerçekleştiren tüm dinleyicilerime bin defa teşekkür ederim.
- Aileniz kararlarınızda sizi destekledi mi?
- Ailem... Çok kıymetliler benim için. Fedakarlığın tanımı aslında onlar, iyi ki varlar. Ben fikrimi çocuk bile olsam özgürce söyleyebildiğim, mütevazı, neşeli bir ailede büyüdüm, eksik olmasınlar çok seviyorum ailemi. Kariyerimin başlangıcında onların da birçok korkusu vardı, babam şu an konserlerimi en ön sıradan izlese de bana "Bu kapıdan çıkarsan bir daha giremezsin" demişliği var (gülüyor). Her zaman arkamda olduklarını bilmek beni güçlendiriyor.
- Müzikle ilk temasınız nasıl oldu? Sizi müziğe çeken hissiyat neydi?
- O da ailem sayesinde oldu diyebilirim. İzmirliyim ve İzmir'de yedi yaşımdan 14'üme kadar annem ve babamla Türk Sanat Müziği korosuna gider gelirdim. Evde babam bağlama çalardı, ablam ise müzik öğretmeni... Bugün bir veteriner hekim olarak şarkı yazabilme yeteneğimi duygularıma ve kulak aşinalığıma bağlıyorum. Aslında müzik ile hep iç içeydim, hep hayatımdaydı.
- Kendi şarkılarınızı yapabilmeniz en büyük şansınız bence...
- Müzik yolculuğumda kendimi çok şanslı hissediyorum. Çünkü çok iyi ve yetenekli insanlarla çalışma fırsatım oldu. Tabii ki en büyük teşekkürü başta Samsun Demir olmak üzere tüm ekip arkadaşlarıma etmek istiyorum. Ben en büyük şansımın kalemim olduğuna inanıyorum, kendi şarkılarımı yazabiliyor olmak beni ben yapan şeylerden biri. Bu şekilde müziğime de parçalarıma da daha ait hissediyorum kendimi.
- Müzikte hangi türler daha çok dokunur ruhunuza?
- Sakin pop şarkıları söylemeyi seviyorum fakat türküler de benim için çok kıymetli. Dediğim gibi babam bağlama çalardı ve sanıyorum o zamanlardan kalan hisler içimde hâlâ yaşıyor. Türkü okumak ve dinlemek beni çok etkiliyor. Her şeyin bu kadar hızlı tükendiği şu dönemde yeni nesil sanatçılar olarak bizlerin de kültürümüze, değerlerine sahip çıkması ve benimsemesi gerektiğini düşünüyorum.
- Popüler müzikte hangi dönem size daha çok hitap ediyor? 70'ler, 80'ler, 90'lar, 2000'ler... Neden?
- 90'ların müziği bana daha çok hitap ediyor, çoğunlukla ruh halimi yansıtıyor. Sanıyorum o dönemde büyüdüğüm için. Uzun zamandır duymadığım eski şarkılara denk gelince çocukluğuma dönüyorum. Sahnelerimde de 90'lar pop şarkılarına yer veriyorum, seyircilerimden de her zaman çok iyi karşılık alıyorum. Görüyorum ki herkes biraz da olsa geçmiş yılları özlüyor.
-
Yeni şarkınız 'Nasıl Olacak'ın klibinde dans performansınız da oldukça başarılı. Dans tutkunuzdan bahseder misiniz? Bizde hatırlarsanız, dans ederek şarkı söyleyen ilk kadın sanatçılardan biri Seyyal Taner'di. Dansı sahneye de taşıyacak mısınız?
- Müzikle dans birbiriyle çok ilişkili, elimden geldiğince dans etmeye çalışıyorum ve tabii ki bunu sahneye taşımak isterim. Sahne aslında tamamen bir şov yeri, orada olduğumda seyircilerimi etkilemek için ne gerekiyorsa yapıyorum. Bunun için ders almaya bile başladım. Çoğu klibimde dans sahneleri vardı. 'Kim Haklı' ve 'Nasıl Olacak'ta özel dersler alarak koreografiler çalıştım. Aslında küçük bir sır verebilirim: 'Nasıl Olacak'ın dans sahneleri yalnızca iki saatlik bir çalışma sonrasında çekildi. (Gülüyor)
MÜZİK, AŞKTAN AYRI DÜŞÜNÜLEMEZ
- Bir müzisyen ve bu yüzden de bir 'duygu uzmanı' olarak bugünün gençliğinin aşka bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz ve sizce aşk nedir? Müziğin aşkı ifade etmek gücü hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Aşk benim için tarif edilesi bir duygu değil açıkçası, çok özel ve derin... Ben aşkımı yazdığım şarkılarımda yaşıyorum. Aşk bu, herkesin farklı anlamlar yüklediği ve hissettiği bir duygu, dilerim temiz ve saf yaşansın. Müzik tamamen bir hissiyat işi bence ve en büyük duygu da aşk olduğu için ikisi birbirinden ayrı düşünülemez.
VETERİNER OLMAK İÇİN HAYVAN SEVGİSİ YETERLİ DEĞİL!
"Üniversitede veterinerlik fakültesinde okudum... Aslında yıllarca diş hekimliği okumak istedim, her şey beklediğim gibi gitmeyince sağlık sektöründen uzaklaşmak istemedim ve veterinerliği tercih ettim. Veteriner hekimliğin zorluğunu daha okurken görmeye başladım diyebilirim, her mesleğin görülmeyen yönleri olduğu gibi bu işin de binbir zorluğu var. Çoğu insanın düşündüğü gibi hayvan sevgisi ne yazık ki bizim meslek için tek başına yeterli olmuyor. Beş yıl süren çok yoğun bir eğitim görüyoruz. Derdini anlatamayan canlılarla çalışmak tarif edilemez bir duygu, dertlerine çare olmak çok başka hissettiriyor. Veteriner hekimlik tecrübem oldu, çalışırken mesleğin itibarının artması ve öneminin daha çok bilinmesi gerektiğini fark ettim. Şu an müzik sektöründeki yoğunluğum hekimlik yapmama izin vermese de mesleğime çok saygı duyuyor ve tüm meslektaşlarımı selamlıyorum..."
CUMHURBAŞKANIMIZIN GENÇLERE VE SANATA VERDİĞİ DEĞER BENİ ÇOK MUTLU ETTİ
- Geçenlerde, Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen binlerce üniversiteli gencin katıldığı, Üniversiteli AK Gençlik Festivali'nde sahne aldınız... Neler kaldı aklınızda o günden?
- İçinde olmaktan keyif aldığım bir organizasyondu, dinleyicilerimizle buluşmak, aynı duyguyu paylaşmak her zaman çok özel, o gün de dinleyicilerimiz bizi yalnız bırakmadı, iyi ki varlar.
- Cumhurbaşkanımızla aynı sahneyi paylaşmak nasıl bir duyduydu sizin için?
- Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımızla tanışmak benim için büyük bir onurdu. Bir hayalimi daha gerçekleştirdim, orada olmaktan şeref duydum. Sanata ve sanatçıya verilen değeri görmek de beni ayrıca çok mutlu etti.